32. Bölüm

130 16 5
                                    

Beş Yıl Önce

O kavgadan sonra sıram değişti. Caner'den sonra ben de sıramızı terk ettim. Sanki yavaş yavaş bize ait olan her şeyi arkamızda bırakıyorduk. Sıramın değişmesi tabi ki Caner'in işiydi. Beni Cem'den uzak tutmak istemişti. Geç de kalmış olsa hâlâ korumaya çalışıyordu. Artık Burcu ile oturuyordum. Burcu'nun sıra arkadaşıyla yer değiştirmiştik. O günden sonra Cem sadece bir kere benimle konuşmaya çalışmıştı. Kavgadan sonraki gün özür dilemek için yanıma geldiğinde özrünü tamamlayamadan Caner görmüştü ve anında yanımıza gelip konuşmayı sonlandırmıştı. Elbette bunu benim dile getirdiğim kadar kibar yapmamıştı.

Öğle arası için zil çaldığında Senem kapıda göründü. Önceki teneffüste yemeğe birlikte gitmek için anlaşmıştık. Bir süredir birbirimizden uzak kalmıştık. Montumu almak için en arkaya giderken Caner de sırasından kalkıyordu.

''Döndüğümüzde görüşürüz.'' dedi sözleşir gibi. Normalde öğle arasından önceki teneffüste günlük konuşmamızı yapardık. Bir teneffüs on dakika olduğu için zaman aşımı söz konusu olmazdı. Evet, o kadar dakiktik. Ama bugün öyle olmamıştı.

Başımı salladım. ''Namazdan sonra.''

Gülümsedi. ''Namazdan sonra.'' Kapıda bekleyen Senem'e baktı. ''Dışarıda mı yiyeceksiniz?''

''Evet.''

''Dışarısı soğuk, sıkı giyin.''

Eskiden olsa gözlerimi devireceğim ilgisine gülümsedim. ''Merak etme.''

''Ediyorum ama.''

Ceketini alırken özel bir şey söyleyecekmiş gibi eğilip kulağıma fısıldadı. ''Sonra görüşürüz güzellik.''

Ne kadar konuşacağımıza sınır getirdiğimizden beri aramızdaki iletişim eski gerginliğini kaybetmişti. Çok geçmeden en baştaki rahat formuna dönüşmüştü. Konuştuğumuz nasıl olsa on-on beş dakika diyerek bazı sözcükleri sakınmaz olmuştuk. Bu iyi bir şey miydi kötü mü emin değildim. Ceketini giyip gidişini, sınıftan çıkarken bir çocukla gülüşmesini izledim. Sonra bakma dedim kendime. Bakışlarını sakınmayı unutma.

Yemekten döndükten sonra namazımı kılıp sınıfa döndüm. Caner çoktan gelmişti. Sinan ve Ege beni görünce ayaklandılar. Onların bu anlaşmamız hakkında ne düşündüklerini bilmiyordum ama şimdiye kadar olumsuz bir tavırlarını görmemiştim. İkisi de başlarını eğip yanımdan sessizce geçtiler. Onlar da sınıftan çıktıktan sonra yalnızca üç kişi kaldık. Sıramda Burcu olduğu için bugün ben Caner'in yanına gittim.

''Erken dönmüşsün.''

''Karşıda yedik bugün.'' dedi okulun önündeki küçük büfeyi kastederek.

Korkunç fast foodları düşünerek, ''O şeyleri nasıl yiyorsunuz anlamıyorum.'' dedim.

''Sanırım monosodyum glutamat işimizi epey kolaylaştırıyor.''

Yüzümü buruşturdum. ''Iyhh, Caner.''

Güldü. ''N'apalım, hepimiz senin gibi sağlıklı beslenme ilkelerini öğrenerek büyümedik.''

''Evet ama hatırlatırım en son sen de sağlıklı besleniyordun.''

Başını iki yana salladı. ''Bir şey itiraf edeyim mi? Sanki bir asır önceymiş gibi geliyor. Artık o kadar dikkat edemiyorum. Genelde akşam yemeklerini kursta yiyoruz. Orada da ne varsa işte. Sadece karnımı doyurmaya çalışıyorum.''

''Kurs derken sohbeti-'' Tamamlamamı beklemeden başını salladı. ''O halde tekrar gitmeye başladın?''

İç çekti. ''Evet. Ege beni oraya götürmeyi hayatının tek gayesi yapmış gibi davranıyor.''

İki Ömür Bir Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin