34. Bölüm

134 15 6
                                    

Günümüz 

Yıllar Sonra

Gözleri hâlâ aynı şekilde işliyordu içime. Varlığı ruhumda hâlâ aynı çiçekleri yeşertiyordu. Yıllardır ait olduğum yere kavuştuğumu, en başından beri olmam gereken yerde olduğumu hissetmediğim tek bir gün bile olmamıştı. Her sabah tasasız bir mutlulukla başlıyordum yeni güne. Onun yanında kalbim hâlâ bir kuş gibi çırpınabiliyordu. Ona kavuşmak, gerçekleşmesini istediğim tek dünyevi arzumdu ve evlendiğimizden beri her gün bu duamın kabulünü izliyordum.

Teşekkür ederim Allah'ım.

Sana teslimiyetin bu denli güzel olduğunu bir kez daha hatırlattığın ve gözlerime aşkla bakan bu adamı bana verdiğin için.


Beş Yıl Önce

Tefsir dersi her zamankinden geç bitmişti. Son ders olduğundan hocamız bizden izin alarak dersi uzatmıştı ki istediği kadar uzatabilirdi. Ben günlerce dinlemeye razıydım. Haftaya yapılacak olan kampa katılamayacak olmam çok kötüydü. Okul yüzünden mecburiyetlerim bir türlü bitmiyordu.

Başımdaki örtüyü katlayıp sohbet notlarını tuttuğum defterimle birlikte çantama koydum. Bugün her zamankinden detaylı not tutmuştum çünkü Hande abla derse gelmemişti. Mehmet abi rahatsızlandığından onunla ilgilenmek için evde kalmıştı. Notlarımı okuyacağından dolayı daha çok özenmiştim.

Bugün bana Zeynep eşlik ediyordu. Tanıştığımız günden sonra birkaç kez karşılaşmış, denk geldiğimiz derslerde Hande ablayla üçümüz beraber oturmuştuk. Arkadaş olduğumuzu söyleyemezdim. Birbirimizle fazla bir şey paylaşmamıştık. Tam da bu sebepten durağa doğru yürürken aramızda garip bir sessizlik oluşmuştu.

''O çocukla ne yaptığınızı merak ediyorum.'' dedi birden durağa yürürken. ''Son durumunuzun ne olduğunu.'' Hemen ekledi. ''Ama cevap vermek istemezsen anlarım.''

''Yo, sorun değil. Tek kelimelik kolay bir cevabı var üstelik.'' Gülümsemeye çalıştım. ''Bitti.''

''Gerçekten mi? Ben- Yani-'' Kendisini susturduğunu görmüştüm. ''Anladım.''

''Ben söylemiştim diyecektin galiba.''

''Tabi ki hayır. Hayır, öyle demeyecektim ama en iyisi olmuş. Senin adına sevindim. Kurtulmuşsun.''

Kurtulmak. ''Sağol.'' dedim sadece.

Durağa geldiğimizde otobüslerimizin sefer saatlerini kontrol ettik. Benim otobüsüm yirmi dakikada bir geldiğinden önemli değildi ama Zeynep'inki saat başıydı. Tam zamanında geldiğimizi görünce rahat bir nefes aldı. ''Oh, kaçırmamışım.'' deyip ekranı gösterdi. ''Benimki senden önce gelecek gibi görünüyor.'' Başımı salladım. ''O yüzden otobüsüm gelmeden önce aklımdaki diğer şeyi de söylemeliyim.''

Ona dair öğrendiğim sayılı şeylerden biri gergin olduğu zamanlarda örtüsünü çekiştirmesiydi. Yine öyle yapıyordu. Aynı anda hem açık sözlü hem çekingen olmanın nasıl mümkün olduğunu onda izlerken haline bakıp gülümsedim. Söylemesini kolaylaştıracağını umarak ortamı yumuşatmaya çalıştım. ''Gönder gelsin. Hem aylar önce bugünü tahmin ederek bana bilgeliğini kanıtladın. Bütün kulaklarım sende, dinliyorum.''

Gülerken gözleri parladı. ''Bilge mi? Evet... Olacak en son kişiyim herhalde.'' dedi gülerek.

Ciddileşmek üzere olduğunun işareti olarak boğazını temizledi. ''Söylemek istediğim şey şuydu. Seni her sohbette örtülü görüyorum. Belki bu sefer diyorum, belki bu sefer kapanmıştır. Bu sefer buradan böyle çıkarız... Ama sen her seferinde örtünü çıkarıyorsun.'' Devam etmeden önce duraksadı. Yine aynı çekingenlik ifadesi belirdi yüzünde. ''Acaba diyorum, bir gün sohbete evden örtüyle gelsen nasıl olur? Hani bir denesen? En önemli ibadetlerden biri olan tesettürde geri kalmanı hiç istemiyorum. Benden çok aktifsin sohbetlerde ve bazen benim öğrendiklerimden fazlasını öğrendiğini düşünüyorum. Sonra kendime diyorum ki bu kız benden ileride koşuyor ama-''

İki Ömür Bir Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin