Manşetler

3.4K 251 41
                                    

     

        2.bölüm-MANŞETLER

     Ülkünün kardeşi geldiğinden beri endişeyle ülküyü izliyordu. Sürdüğüm krem ülkünün ağrısını azaltmış olmalıydı ama yine de hala kötü görünüyor.
Ülkü uyuyor esat da başında sadece ona bakıyordu.
Bende esatın arkadaşı çağanı alıp mutfağa geçtim.  Kapı açık olduğu için Salon görünüyordu.
" esat çok endişelendi." Diyip çağana baktım. Bir yandan da su ısıtıcısındaki suyun kaynamasını bekliyordum. İkimizde ayakta tezgaha yaslanmıştık.
" kardeşler sonuçta, normal değil mi?" Dedi.
Haklıydı kafa salladım.
" ülküyle nasıl karşılaştınız?" Dedi bir kaç saniye sonra. Dolaptan yeni kupa bardakları Çıkartmak için tezgahtan ayrılıp üst taraftaki dolabı açtım.
" sahilde bankta oturuyordum. Gelip yanıma oturmak istedim yüzüne bakınca gördüm halini, bayılacak gibiydi. Karnına çok darbe almış olmalı iki büklümdü. Hastane istemedi bende buraya getirdim."
Bardakları tezgaha koyup 3ü1 arada kahveleri içlerine boşalttım. Üstüne su döktüm.
" üvey babası neden onu dövmüş olabilir?"
Sesim sıkıntılı çıktı çünkü o halini unutamıyordum.
" aynı şeyleri esata ve karısına da yapıyor. Esat araya girdiği için ülküye karışamıyordu ama esat Bugün bizde kalacaktı." 

   Çağan da üzgün görünüyordu.
" peki öz babaları?" Hazır kahvesini çağana uzattım.
" öz babaları bi kaç sene önce vefat etti. Anneleri bu selçuk denen evlendi ama adam alkolik, ne yapacağı belli değil. Anneleri korkudan boşanamıyor da."
Bu iş cidden canımı sıkıyordu.  Bişeyler yapmam gerekiyordu. Kahvemden yudum aldım.
" adamın adı ne demiştin?" Dedim kupamı dudaklarımdan uzaklaştırırken.
" Selçuk, Selçuk Yaman."
Kafa salladım. Anlaşılan yeni hedefim Selçuk yamandı. Küçük bir araştırma yapmam gerekiyordu.
" Ülkü iyi misin?"  Esatın sesini duyunca çağanla birbirimize baktık. Kahvem elimdeyken mutfaktan çıktım çağanda arkamdan geldi. Salona geçtik.
" nasıl oldun?" Diyip kahvemi masaya bıraktım.
" iyiyim." Dedi gülümserken. Yattığı yerde doğrulup geriye yaslanmıştı.
" teşekkür ederim bana yardım ettin."
Bende gülümsedim. 
" hiç önemli değil. Lafını bile yapma" dedim.

       Esata baktım. Ülküye bakıyordu.
" çorba yapmıştım." Dediğimde bana döndü.
" ülküye de iyi gelir getireyim mi?"
Esat ülküye döndü.
" ister misin? İçin ısınır." Dese de ülkü kafasını iki yana salladı.
" esat artık gidelim mi? O adam evde değildir şimdi. Bende direk uyurum."
Esat hemen ayağa kalktı. Ülküye yardımcı olup ayağa kaldırdı. Ülkü bana doğru geldi. Gülümsüyordu.
" bu iyiliğin asla unutmayacağım." Diyip elimi tuttu. Elimi elinin üstüne koydum. Sonra sarıldım.
" hiç bir önemi yok." Dedim yeniden.
Geri çekildiğimde yüzüme baksa da hemen bakışlarını üzerimden çekti.  Esatın yardımıyla kapıya ilerledik.
" iyi geceler." Dedim.
" iyi geceler tuana teşekkür ederiz." Dedi esat.
onlar gidince bende kanepeye uzandım uyumak iyi gelecektir...

Telefonumun çalma sesiyle irkildim. Yastığımın altında çalıyordu. Ekrana bakmadan direk açıp kulağıma koydum.
" tuana!!" Ofladım.
" ne var ne?! Uyuyoruz şurda!"
" ya bırak şimdi uyumayı! Bi kaç güne bile gerek kalmadı. Sönmez holdingin iflas ettiği her yerde yayılmış. Hemen televizyon bilgisayar falan bişey aç."
Yaptığım yerden doğrulup televizyonu açtım. Bir magazin kanalı çıktı önüme, Sönmez holdingle alakalı. İzlemeye başladım.
Sönmez holding iflas etti diyordu başlıkta.
" Sönmez holdingin zimmetindeki tüm paranın bir anda eroğlu holdingin zimmetine geçtiği öğrenilmiş" dedi sunucu kadın.
"Sönmez holding yöneticisi Aykut Sönmez hemen adli işlemleri başlatmış ama para aktarımı onun hesabından yapıldığı işin kabul edilmemiş. Parayı onun aktardığı görünüyor ama Aykut Sönmez adliye çıkışı kameralarımıza bunun bir oyun olduğu açıklamasını yaptı. Hep beraber izliyoruz."

HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin