Sabah dün gecenin verdiği bir anlık utançla erkenden çağanı uyandırmadan direk onların evinden çıktım. Önce evime gelip üstümü değiştirdim. Sonra da okula geldim. Bahçede oturuyorum. Ben resmen çağanı öpmüştüm. İlk defa bir erkekle bu kadar yakınlaşıyordum ve bu kişi çağandı.... İçimde anlamlandıramadığım bir his var. Hem heyecan hem utanç gibi, hem çağanı gördüğümde kocaman sarılmak istiyorum. Hemde görmemek için kaçmak....
" günaydın." İrkilip sesin geldiği yöne baktım. Parstı.
" pardon ya korkuttum." Dedi. Güldüm.
" yani biraz korktum. Bir anda gelinir mi öyle?"
O da güldü.Gelip oturması için yana kaydım.
Oturdu.
" günlerdir yoktun. Bir an için esrarengiz bir şekilde kaybolduğun için polislere haber verecektim. Sonra okulda yağızlarla yakın olduğunu öğrenince ona sordum. Özel işlerin olduğunu söyledi."
Tebessüm ettim. Beni merak eden birilerinin olması güzel bir şeydi.
" biraz işlerim vardı ama hallettim." Dedim.
Kafa salladı.
" yağızlara sormak için yanlarına gittim. Bir çocuk vardı yanlarında, kıvırcık saçlı."
Merakla yüzüne baktım. Ya meteydi yada çağan..
" renkli gözlü mü?"
Kafasını iki yana salladı.
" hayır diğeri ama adını bilmiyorum."
Güldüm.
" eee ne olmuş ona?"
Çağan allah bilir ne yapmıştı?
" seni sorunca daha doğrusu beni ilk gördüğü andan itibaren gözlerinde öyle bir ifade geçti ki üstüme atlayacak sandım. O kimdi?"
Şaşırdım ama kahkaha atmama engel olamadım.
" çağandan bahsediyosun. O öyledir, korumacı yani. Seni tanımadığı için öyle yapmıştır. Bir erkek gelip Leya yada ülküyü de sorsa öyle yapardı."
Pars dikkatle gözlerime baktı.
" farklı bişeyler var." Gözleri kocaman açıldı. Sonra güldü
" seninde gözlerin parladı çağandan bahsedince, sevdiğini bu kadar belli etme."
Elim ayağım birbirine dolandı sanki.
" yani...." Pars tek kaşını kaldırıp bakınca omuzlarım çöktü.
" ya tamam var işte bişeyler ama daha bişey yok. Yani olmaz da."Pars göz devirdi. Koluyla kolumu dürttü.
" saçmalama, neden olmasın ki? Bence olabilir."
Bir anlık heyecanla ona döndüm.
" yani olur mu ki? Sever mi?"
Pars kafa salladı.
" aramızda kalsın ama bence zaten seviyor. O gün bana bakışlarını görseydin anlardın." Diyip güldü.
Bende gülümsedim. İçimde bir umut filizlenmişti.
Pars kolundaki saate baktı.
" neyse tuana, benim antremanım var. Daha sonra konuşuruz ." Pars ayağa kalkarken kafa salladım.
" çok saol pars, sana kolay gelsin."
Pars yanımdan ayrıldığında bende öylece oturup düşünmeye devam ettim." beni sabah uyandırmadan okula gelmen çok yanlıştı."
Aniden kulağımın dibindeki sesle çığlık atıp ayağa kalktım. Oturduğum banktan uzaklaştım banka doğru baktım çağandı. Elim kalbime gitti.
" sakin ol benim."
Sinirle ona baktım.
" ödümü kopardın! Ne diye sessizce geliyorsun?"
Çağan gülüp bankın arkasından çıkıp yanıma geldi.Genç kızın içinde hem heyecan hemde korku vardı. Çocuğun ona yaklaşmasıyla heyecanı katlandı. Çağan tuanaya yaklaşıp dibinde durdu.
" beni uyandırmadan evden çıkarsan böyle olur." Dediğinde kız göz devirdi. Duygularını belli etmemek için çırpınıyordu, aralarında bir sorun olmayacağına inanmak istiyordu ama bir yandan da çok utanıyordu.
" öyle erken geleyim." Dedi telaşla. Çocuk utandığını çekindiğini anladığı için daha çok sırıtıp kızın dibine girdi.
" ha yani utanmıyorsun öyle mi?" Dedi sırıtırken. Kız daha fazla yakınlığa kalbinin dayanamayacağını düşündüğü için onu ittirip geri çekildi.
" ne utanması ya?"
Gözlerinden bile anlaşılıyordu ve bu durum çocuğu çok eğlendiriyordu. Tuana utandığı zaman çağanın gözünde çok güzel bi görüntüye sebep oluyordu.
" neyse ben sınıfa gidiyorum." Tuana hızla yanından uzaklaştığında çağan sırıtarak arkasından bakmaya devam etti.
" kaç bakalım Naz hanım, sanki ben o pars denen çocuğa neler dediğini duymadım.."
kızın arkasından eğleniyordu. Çünkü kızın bu kenara sıkışınca telaşlanan hallerini seviyordu. Tuanayı parstan deli gibi kıskanıyordu yalan yok ama tuananın dediklerinden sonra içi o kadar ısınmıştı ki bir anlığına parsı unutmuştu. Yine de bundan sonra parsa dikkat edecekti, kıskanıyordu işte.
Daha fazla bahçede dikilmeyip o da tuananın arkasından içeri girdi.Sınıfa girer girmez direk yerime oturdum. Bi kaç dakika sonra sınıfın kapısı açıldığında çağanı görünce ister istemez yerimde doğruldum. Bana göz kırpıp yerine geçti. Birbirimize bakıyorduk.
" tuana sonunda geldin!!" Leyanın bağıran sesiyle irkildim. Ne ara sınıfa gelmişti? Kafamı çevirmemle diğerlerini de gördüm. Biraz gerilmiştim. Artık herkes herşeyi biliyordu...
" hıhı geldim." Diyip yutkundum. Herkes başıma toplanmıştı ama ben bakamıyordum.
" çekinmene gerek yok. Hiç birimiz seni yargılamıyoruz. Korkma tamam mı?" Dedi esat kafa salladım.
" şuan konuşamayız, bunu çıkışta daha ayrıntılı konuşacağız. Biz seni dinleyeceğiz."
Mete'ye bakıp gülümsedim. Okul çıkışı yeraltına gitmem gerekiyordu. Çağan beni orda yakaladığından beri oraya gitmiyordum. Yedekte tuttuğum yer altında kalıyordum ama asıl bilgisayar sistemleri diğer yer altında...( bir sonraki bölüm Mood: 😳😳😳)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker
AcciónMaskenin altındaki yüz... bir kişi hariç kimsenin bilmediği, tanımadığı gizemli ve kod adı maske olan bir hacker... aslında var ama yer yüzünde yokmuş gibi... 2 kişiliği olan biri, hadi gelin tanışalım.