Cenaze

1.6K 158 46
                                    

- Çağanın anlatımıyla-

Hayatım mahvolmuştu. Maske ailemi paramparça etmişti. Küçüktüm, doğum günümdü. Annem hamileydi. Bir kardeşim olacağı için çok mutluydum. Tam doğum günümü kutluyorduk. Daha ne olduğunu bile anlayamadan polisler geldi. Uyuşturucu dediler... babamı aldılar. Annem kalp krizi geçirdi ölüyordu... kardeşim annem kadar şanslı değildi, öldü... maske kardeşimi öldürdü... babam senelerce içerde kaldı. Annem kaldıramadı... belkide 6 aydan fazla bir süre yataktan hiç çıkmadı. Ben, hem onu hayata döndürmeye çalışıyordum, hemde hayatta kalmaya çalışıyordum. Sonra büyüdükçe maske hakkında daha çok şey duymaya başladım. Birilerinin hayatını kurtarıyordu ama benimkini mahvetmişti. Yıllar sonra babam hapisten çıktığında herşey yavaş yavaş yoluna girse de, babam artık iyi biri olsa da unutamadım. Kardeşimin öldüğünü, buna maskenin sebep olduğunu unutamadım.

Sonra o geldi. Bir anda hayatımın ortasına düştü. Önce tebessüm etti, gözlerindeki yaralı küçük kızı gördüm. Sonra güldü. Gülüşleri zamanla yanımızda kahkahaya dönüştü... farkettim ki ben de onunla gülüyordum. Sonra bir çok kere yanımda ağladı. Bende ağladım. İlk defa gerekirse dünya ters dönsün de o mutlu olsun istedim. Onunlayken sanki bulutların üstündeydim. Sonra maske olduğunu öğrendim. Yere çakıldım. Çakıldığım yerde can çekişmeye başladım. İçimdeki öfke kontrolünü kaybetti. Sevdim ama nefret ettim. Hem sevip hem nefret etmek hayatım boyunca başıma gelen en zor şeydi. Doğum günüm benim için maskenin katil olduğu, daha doğmamış kardeşimin katili olduğu gündü. Onun da doğum günü kabus olsun istedim.

Yaptım da, önce inandırdım. Aynı onun yaptığı gibi.... O da beni kendine inandırmış, bulutların üstüne çıkarmıştı. Bende inandırdım bulutların üstüne çıkardım. Sonra da maske olduğunu öğrenmiştim. Yere çakılmıştım. O da onu terk ettiğimde yere çakılmıştı. Yaparken içim acımıştı. İçim bile bana acımıştı ama annemin evladının ardından yaşadıklarını, yaşadıklarımızı unutamıyordum. Kızmayın bana. Basit bir hayat değil. Hiç bişey toz pembe değil. Bu yaptıklarım aslında ondan uzaklaşmak için bir adımdı. Eğer nefretime tutunmazsam uzaklaşamazdım. O benim hayatımı mahvetmesine rağmen ondan uzaklaşamıyordum ama ben onun hayatını mahvedersem maske benden uzak durmayı bırak, beni düşman ilan ederdi. Ben bunu istiyordum.

Biz birbirimize yıllar önce yasaklanmıştık.Aslında ikimizde farkındaydık o da bende kayıplar vermiştik arada birbirimizi de kaybetmiştik. Onu ihbar ederken herşeyi anlatırken, o kadar çok can vermek istedim ki ama yapmak zorunda kaldım. Benim ondan uzak durmam için, kendimi firenleyebilmem için benden nefret etmesi gerekiyordu.... Bende yaptım. Onu, bildiğim herşeyi, ihbar ettim. Tek bir şey hariç.. yağız...
Eğer gerçekten onu bitirmek isteseydim nefret etseydim yağızı da ihbar eder asla Korkmaz çekinmezdim ama yapmadım. Çünkü tek amacım birbirimizden uzaklaşmamızdı.
Tuanayı bilmem ama maskenin ne kadar acımasız olduğunu yıllar içinde yaptıklarından öğrenmiştik. Acımasız tarafına oynamazsam, bende ağır bastığı gibi onda da Aşk ağır basacaktı ama bizden olmaz... bu yüzden yapmak zorundaydım...

Haberlere çıktı. İfşa oldu... ben nerdeydim peki? Amerika'da.... Herşeyi önceden halletmiştim. Doğum gününe gitmeden bir kaç gün önce amcamı aramış, davetiyeyle beni oraya almasını istemiştim. Araya tanıdıklar sokup tam doğum günü gecesi hemen halletmişti. Annem ve babam ise Amerika'ya geldikten sonra haberdar olmuşlardı. İlk başta anlamamışlardı ama sonra Tuanayı haberlerde öğrenince anlamışlardı. Herşeyi anlatmak zorunda kalmıştım. İşin beni şaşırtmayan tarafı ne olursa olsun bana çok kızmışlardı. Annem beni anlıyor ama yine de yöntemini yanlış buluyordu. O kadar kötü durumdaydım ki annem de bunun farkında olduğu için sesini çıkarmıyordu.... Diğerleri da bana kızgın olmalıydı. Gerçekten yalnızdım ve herkesin bana kızgın olduğunu biliyordum...

HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin