Nerde olduğumu umursamayacak kadar aklım karmakarışıktı ama dakikalar geçtikçe ve kimse gelmedikçe daha da merak ediyordum duvardaki saate göre uyanalı tam 35 dakika oldu ama ne gelen var ne giden. Bir de utanmadan sandalyede elimi ayağımı bağlayıp ağzımı bantlamışlar. Hayır yani insan bir düşünür nasıl nefes vereceğim. Rahat nefes alışverişi bile yapamıyorum. Beni bu hale kim getirdiyse işkence etmeyi aklıma koymuştum zaten. Ne yapsaydım acaba car Çar konuşup kafasını mı şişirseydim? Kapı açılma sesini duyunca hemen omuzlarımı dikleşirdim. Kapıdan giren kişiyi görünce şaşkınlıkla gözlerim açıldı.
" pardon ya seni burda unutmuşum." Alay ediyordu. Ters ters bakıp göz devirdim. Kafamı başka yere çevirdim." ağzını açayım dur." Bana yaklaştığında bağlı olmama rağmen kafamı diğer tarafa çevirdim. Yine de bantı çıkardı. Sinirle yüzüne baktım.
" kafayı mı yedin sen?! Eterle insan bayıltıp kaçırmak ne be?! Delirdin mi?!" Sandalye çekip ters bir şekilde koydu ve oturup kollarını sandalyeye yasladı.
" sakin olsana, bağırma."
Göz devirdim.
" çöz beni hemen çağan! Eğer ben kurtulursam çok fena olur! Bak ciddiyim ben!"
Sandalyede çırpındım ama nafile...
O da karşımda keyifle oturmuş beni izliyordu.
Sinir olmam hoşuna gidiyordu.
" keşke daha önceden kaçırsaymışım seni, hazır kaçırmışken nikahı bassam mı?"
Sinirle ona baktım.
" dalga geçme bak çöz beni! Salak mısın reşit oldun da nikahı kaldı. Sen görürsün ıslah evlerinde çürüteceğim seni, biraz yat da aklın başına gelsin moron!!" Bağırdım ama onda bir etkisi olmadı...
Kahkaha attı.
"Tek derdin reşit olmaksa yaşımızı büyültürüz güzelim. Orhan abi diri diri İnsan gömen biri yaş mı büyütmeyecek."
Konuşmadım. Kafamı da başka yere çevirmiştim. Ona bakmadım.
" ne oldu sustun?" Dedi alayla. Yine bakmadım konuşmadım.
" ayrıca senin bu yeni görüntün daha güzelmiş sanki." Bakışlarım ok gibi ona döndü ama o eğlenir bir ifadeyle bana bakmaya devam etti.
" diğeri çok suratsızdı. Çok güzeldi orası ayrı ama suratsızdı yaaa." Dalga geçiyordu ama istemsizce yüzüm düştü.
" güzel olmamış mı?" Dedim dayanamayarak.
Güldü.
" yaniiii." İstemsizce dudaklarım büzüldü.
Kahkaha attı.
" şaka yapıyorum. Böyle de güzel olmuşsun."Tepki vermedim.
" neyse çok uzattın bak çöz beni!!" Kafasını iki yana salladı.
" ya sen delirdin mi?! Ne bu böyle kız kaçırmak yeni favorin mi?! Delirdin mi?!"
Ayağa kalkıp ağzımı hızla bantladı. Çırpındım ama yine de bantladı.
bantın altından konuşmaya çalıştım ama bir işe yaramadı.
" az sus kızım ya ne çene varmış sende! Bi sus."
Göz devirdim. Yerine oturdu. Bi kaç dakika sustu. Bende konuşamıyordum. Bileklerim acıyordu artık.
Bantın altından konuşmaya çalışmamla bana baktı.
" çok konuşmayacaksan açacağım bak eğer yine çok konuşursan bantlarım bir daha da açmam."
Kafa salladım. O ağzımı açtığında yalandan doldurduğum gözlerimle ona baktım. Yüzüme bakınca dolan gözlerimi gördü.
" ne oldu?" Dedi panikle.
" bileklerim acıyor. Çok sıkı bağlamışsın kesin kesildiler."
Hemen arkama geçtiğinde görmediğini bildiğim için gülümsedim.
" biraz gevşeteceğim rahat duracaksın bak." Kafa salladım.
Bileklerimi gevşetince tekrar sandalyesine geçti.
" sen iyice kafayı yedin!" Dedim sinirle.
" bana sen kafayı yedirttin güzelim. Valla bi kızıyorum nefret ediyorum sanıyorum. Sonra bi bakıyorsun bende ayarlar kaçıyor."
Göz devirdim.
" onlar tuananın bakışlarıydı canım, ada ben, ada varis."
Utanmadan gülümsemeye devam etti.
" canın mıyım gerçekten?" Diyip göz kırptığında şaşırdım.
" çağan!!" Dedim bağırarak. Tahammül edemiyordum artık." ya delirtme beni niye burdayız biz?!!"
Bir yandan da ipi açmaya çalışıyordum.
" konuşmak için." Dediğinde göz devirdim.
" bunu kafeye gelsen orda da konuşabilirdik! Bayıltıp kaçırmana gerek yoktu!"
Omuz silkti delirtiyordu bu halleri beni.
" yok ya öyle eğlenceli olmazdı. Böyle çok eğlenceli."
Ben sinirden deliriyorken o eğleniyordu. Aniden telefon çalma sesi duyunca hemen heyecanla etrafıma baktım. Bu benim telefonun melodisiydi.
" hemen heyecan yapma." Diyip güldü ve hırkasının cebindeki telefonumu çıkardı.
Sandalyede çırpındım.
" çağan ver telefonumu!" Dinlemedi. Ekranı bana çevirdi. Arayan kuzeydi.
" bu kuzen meselesi de beni sinirlendiriyor. Kuzenin olmayan bu çocuk nerden çıktı bilmiyorum ama aynı evde kalmanız beni delirtiyor!"
Göz devirdim. Telefonu açmadı. Aramayı kapattı
" bu çocuk nerden çıktı?" Dedi. Cevap vermemi beklediğini belli edercesine yüzüme bakıyordu.
" diyar gerçek adı. Islah evinden, ayrıca zamanında maskenin yardım ettiği bir çocuk, denk geldi işte. Zaten beni ıslah evinde bıçaklayan da o."
Çağan aniden sandalyeden kalkıp sandalyeyi devirdi.
" ne demek seni bıçakladı?!!"
Öfkeyle bağırdığında yutkundum
" öyle değil!!" Dedim panikle.
" yani kameralara öyle gözüktü ama Aslında bıçaklanmadım. Kan yerine yapay kan kullandık, bana saldırdığı bıçakta şaka bıçağıydı. Sadece kanıt olsun diye kurgulanmış bişeydi.!!"
Panikle hızlı hızlı kurduğum cümlelerle çağan yavaşça sakinleşti.
Tekrar devirdiği sandalyeyi düzeltip oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker
ActionMaskenin altındaki yüz... bir kişi hariç kimsenin bilmediği, tanımadığı gizemli ve kod adı maske olan bir hacker... aslında var ama yer yüzünde yokmuş gibi... 2 kişiliği olan biri, hadi gelin tanışalım.