Asude Şekerci...
Uzun zamandır ilk kez evde yalnızdım. Berra, iki gündür annesinin yanındaydı. Bu yüzden kalktığımda keyif yapılabilecek türden bir kahvaltı hazırlamadım. Belki de spora gitsem iyi olacaktı. Ama öncelikle bu yataktan kalkmam gerekiyordu.Dolabımı açıp ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Yaklaşık bir dakika sonra kafamda bir kombin canlandırmıştım bile. Dolaptan kıyafetleri çıkarıp hemen banyoya koştum.
Banyoda işim bitince hemen saçlarımı kurutup, giyindim. Rujumu sürerken, telefonum çalmıştı. İçimden söverken, ruju bir kenara bırakıp telefona baktım. Bu numarayı tanımıyordum. Kim olabilirdi?
"Efendim?" dedim aynadaki yansımama bakarken.
"Günaydın Asude. Umarım seni uyandırmamışımdır." dedi bir ses. Ama ben bu sesi tanıyordum.
"Hayır, uyandırmadın." dedim soğukça.
"Fazla uzatmayacağım Asude. Bu akşam, beraber bir yemek yiyebilir miyiz?" dedi Cüneyt. Şaka yapıyor olmalıydı. Dört yıldır beni fark etmeyen adam, okuldan mezun olduktan iki yıl sonra fark edecek değildi. Bu korkunç bir şakaydı. Bende de bunu yiyecek göz yoktu açıkçası.
"Teşekkür ederim. Ama işim var." dedim. Birdenbire anca bu kadarını uydurabilmiştim.
"Yarın akşam?" diye ısrar etti Cüneyt de.
"Cüneyt. Açık konuşacağım. Okulda seninle konuşmuyorduk bile. Seninle neden yemeğe çıkacakmışım?" dedim sinirlenerek. Bu şaka giderek uzuyordu.
"İşte onun nedenini yemekte anlatacaktım." dedi.
"Bak bu bir şakaysa, ağzını burnunu dağıtırım Cüneyt." dedim kızgınlıkla. Cüneyt'in kahkahasını duymuştum.
"Seni temin ederim, bu bir şaka değil. Akşam işin uzun sürer mi?" dedi.
Merakımla kızgınlığım arasında kalmıştım. Bir yandan kızıyordum. Benimle oynayacaktı. Kedinin, fareyle oynaması gibi oynayacaktı benimle. Bir zamanlar ona olan hislerimle dalga geçecekti. Bu yüzden kızıyordum. Bir yanım ise merak ediyordu. Neden şimdi? Neden bunca yıl sonra arıyordu beni? Ama bunu onunla görüşmeden bilemezdim.
"Asude?" diyen Cüneyt'in sesiyle kendime geldim. Kararımı vermiştim. Bu gece onunla görüşüp, derdini anlayacaktım. Sonra da bir daha onu görmeyecektim.
"Peki. Akşam, sekiz buçukta biter."
"Tamam. Seni nereden almamı istersin?"
"Sen nerede buluşacağımızı söyle. Ben gelirim." dedim yine aynı soğuklukla.
"Asude? İnat etme."
"Peki, ben sana adresi mesaj atarım."
"Tamam o zaman. Akşam görüşmek üzere." dedi Cüneyt. Onun telefonu kapamasını beklemeden ben telefonu kapadım.
Dehşet içinde aynadaki yansımama baktım. Az önce ne yapmıştım? Akşam onunla buluşacaktım. Beni asla fark etmeyen adam sonunda beni fark etmişti. Ama fark ettiğinde, iş işten geçmişti işte. Ona olan hislerim bittikten sonra fark etse ne olacaktı ki? Ama o eski Asude, onunla bir buluşma yaşamak istiyordu. İlk ve son defa onunla biraz vakit geçiriyordu. Bunu, o eski Asude'ye borçluydum. Sonra onu nasılsa görmeyecektim.
Hızlı bir şekilde hazırlandıktan sonra iş yerine geçtim. Berra henüz gelmemişti. Korhan ise bir masada oturmuş elindeki kağıtlarla ilgileniyordu.Yukarı çıkmadan önce onun yanına gitmeye karar verdim. Masaya oturduğumu bile fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kitapçı Dükkanı...
Ficção GeralHayaller mi? Para mı? Berra'nın tercihi hayallerden yana olsa da, hayatında bazı şeyler hala oturmuş değildir. Mesela gizemli bir adam gibi.. Ayraçların kenar yazılarından bir tanışma... Kitapların sayfalarından doğan bir aşk.. Bir kitapçı dükkanınd...