Bölüm 5

2.8K 528 84
                                    

Hafta başı Tarkan'ın aklında hala hediye ettiği ayakkabılar vardı. Çarşambayı iple çekiyordu. Belki o gün giyer ümidini tüketmemeye çalışıyordu. Yanlış anlaşılmış olmayı aklına getirmemeye çalışsa da kocaman bir gerçekti. Kızın karşısında onu hediyelerle tavlamak isteyen bir adam gibi olmayı istemedi.

Ahu odasına çekilip İmge'yi aradı.

"İmge birazdan çıkacağım. Dersim olduğunu söyledim."

"Tamam canım... İade etmek istediğine emin misin?"

"Tabii ki eminim. Garson gitmemiş olsa ona verecektim iade etsin diye biliyorsun ama yoktu. İş bana kaldı. Başıma bir şey gelmese bari"

"Sen yine de dikkatli ol. Güvenmediğin bir yerse girme içeri."

Ahu arkadaşını onaylayıp hazırlığını tamamladıktan sonra derse gidiyormuş gibi evden çıktı. Başka türlü çıkışı yoktu. Babası yine homurdanmış, annesi düzenli bir iş bulamadığı için söylenmişti ama şu an tek kurtuluşu buydu.

Elinde özel yapılmış bir kutu vardı. Kapağında büyük bir logo, yan tarafında ise adres yazıyordu. Uzak değildi fakat bilmediği bir semtti. Otobüsten inip etrafına bakındı. Yoldan geçen bir iki kişiye sorarak aradığı adresi buldu.

Dükkânın dışı tamamen camekândı. Vitrinde özenle yerleştirilmiş tasarım ayakkabılar duruyordu. Tabeladaki yazı kutunun üzerindeki ile aynıydı. Huzursuz edici bir görüntü olmadığı için yine de temkinli adımlarla içeri girdi. Yeni ayakkabı kokusu ile çiçek kokusunun karışımı hoş bir his yaratıyordu. Yerler ayna gibi parlaktı. Tertemiz giyimli, güler yüzlü bir çocuk karşısında belirdi.

"Hoş geldiniz... Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Şey... Ben iade için gelmiştim."

Çocuk şaşırmış olsa da belli etmemeye çalıştı. İade için gelen olmazdı. Özel tasarım yapıldığı için böyle bir sorunla karşılaşmıyorlardı. İzin isteyerek Tarkan'ın yanına çıktı.

"Abi bir abla geldi."

"Kimmiş?"

"Bir abla dedim ya..."

Tarkan gözlerini devirdi.

"Ukala... Gönder yukarı."

Sırıtarak yanından ayrılan çocuk Ahu'ya yukarı çıkmasını söylediğinde Ahu gerildi. Bilmediği bir yere geldiği için zaten tedirgindi bir de ne olduğunu bilmediği üst kata çıkmak istemiyordu. O an geldiğine pişman oldu. Bekleyip sorunu iş yerinde çözebilirdi. Ahu'nun tedirginliğini fark eden çocuk gülümseyerek "Ben size eşlik edeyim" dedi. Ahu'nun bir ayağı ileri giderken diğeri geri gidiyordu. Buraya kadar gelmişken geri de dönemeyip başıyla onayladı. Her basamağa bir dua sığdırıp çıktı.

Tarkan merdivenin başından gördüğü kişi ile şaşkınlıktan dilini yutacaktı. Hızla ayağa kalktı.

"Ahu Hanım..."

"Şey... Merhaba"

"Buyurun lütfen. Bülent misafirimize ne içmek istediğini sordun mu?"

Yukarı zor çıkarttığı kadına ne zaman ikram yapacağını bilmeyen çocuk gerçekten mi der gibi baktı. Tarkan kaş göz işareti ile gönderdi. Ahu sandalyenin ucuna eğreti bir şekilde oturdu. Kucağındaki kutuya sıkıca sarılmıştı.

"Sizi hatırlıyorum ama siz ismimi de biliyormuşsunuz"

"Giray benim yakın arkadaşım. O söylemişti."

"Öyle mi?"

Ahu kutuyu Tarkan'ın önüne bıraktı.

"Bu size ait sanırım"

ÇİVİLİ TOPUKLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin