Son bir haftada tüm hazırlıklar tamamlanmış ve artık eğlence zamanı gelmişti. Yasemin'in özenle diktiği gelinlik özel kadife poşeti ile Rahşan'ın evine ulaştırılmış, altında da Tarkan'ın tasarım ayakkabısı duruyordu. Yasemin, Kemal ve Özge yanlarında kuaför ile gelerek evin hâkimiyetini ele geçirdiler. Hareketliliğin yanı sıra kahkahalarda da havada uçuşuyordu. Ailenin üst düzey heyecanını biraz olsun azaltabilmek için eğlenceli bir ortam yaratmışlardı. Rahşan her biri için özel bir insandı.
Saç ve makyajı bittikten sonra sıra gelinliğe gelmişti. Kemal, Tarkan'ın yanına gitti. Koyu lacivert takım elbisesini giymiş kravatı ile savaş verirken Kemal imdadına yetişti.
"Gömleğin yakasında sorun var Kemal kravat durmuyor "
"Gömleğin yakasında değil, bence sende sorun var. Neredeyse bir senedir nişanlılar ve sen hala bugüne kendini hazırlayamadın mı?"
Tarkan kollarını indirmiş Kemal'in kravatı bağlamasına izin verirken derin nefesler almaya devam ediyordu. Sabahtan beri işe yaramasını umduğu yöntem hiçbir işe yaramamıştı.
"Yirmi yedi yıl Kemal. Biz hiç ayrılmadık. O sadece kardeşim değil, en yakın dostum. Şimdi ben kiminle gece yarısı sohbeti yapacağım?"
Kemal gülümsedi.
"Eh artık yerine birini bulursun. Hem sadece sohbetle sınırlı kalmayacağın biri olursa daha eğlenceli olabilir."
Tarkan uzun boyundan dolayı gözlerini aşağı indirerek tebessüm etti. Kemal'in kimden söz ettiğini pek ala anlamıştı. "Senin sohbetler ne âlemde?" diyerek İmge'yi kastetti. Kemal göğsüne dostça iki kere vurduktan sonra "Senden daha hızlıyım" diyerek bir sıfır öne geçtiğini ilan etti.
Omuzlarını açıkta bırakan, saten, yer yer inci işlemeli gelinliği içinde hazır olan Rahşan ailesinin nemli gözlerinin karşısına geçti. Anne ve babasının elini öptükten sonra iki kardeş karşılıklı geçtiler. Rahşan'ın dudakları titremeye başladığında kardeşinin yüzünü elleri arasına alıp koklayarak alnını öptü. "Seni çok seviyorum" dediğinde Rahşan kollarını abisinin güçlü bedenine sardı. Sıkıca sarılmaları içlerindekini dile getirmeden dökmeye yetmişti. Yoğun duygusallıkta boğazlarındaki düğümleri çözemediler ama ikisi de ne söylemek istiyorlarsa sessizce söylemişlerdi.
Turan geldiğinde evin içini bir telaş sardı. Yerinde duramayan damat, gelinini görünce yere çivilenmişti. Kartal Baki itekleyerek bir adım atmasını sağladı. Giray gülerek "Kalp krizi geçirmenin sırası değil Turan" demişti. Arkadaşları eğlence havasına çoktan girmişlerdi.
Bağır çağır söylenen evetlerin ardından tüm stres kalkmış yerini coşkulu bir eğlenceye bırakmıştı. Rahşan eteklerini toplamış pistten ayrılmazken arkadaşları onu yalnız bırakmadı. Uzun zamandır biriktirdikleri coşkuyu bugün serbest bıraktılar.
Ahu ve arkadaşları, uyumlu kıyafetleri ve içinde bir gram hüzün barındırmayan şarkıları ile hem eğleniyor hem de eğlendiriyorlardı. Ara verdiklerinde dans edenler yorgunluktan kendilerini sandalyeye attılar. Kemal, İmge'nin yanına gitmiş, bir köşede fısıldaşıp gülüşüyorlardı. Tarkan da Ahu'nun yanına gitmişti. Bir yandan da dağılmış üstünü toparlamaya çalışıp alnında biriken terleri siliyordu.
"Dağıtmışsın kendini"
"Sayende hepimiz dağıttık. Biz ne zaman dans edeceğiz?"
"Böyle bir söz verdiğimi hatırlamıyorum. Hem şarkı söylemek için buradayım, dans etmek için değil."
Arkadan ismi seslenilen Tarkan "geliyorum" dedi ve Ahu'ya göz kırpıp yanından ayrıldı. Ahu gülümsemekle yetindi. Aklına geleni yapmaya alışık biriydi ve bu Ahu için mümkün olmayan bir durumdu. Özgürlüğün tanımlarından biri belki de buydu. Dilediğin gibi hareket et.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİVİLİ TOPUKLAR (Tamamlandı)
Roman d'amourToplumun direttiği kuralları kapak yapıp, iç sayfalarını hayalleri ile dolduran bir kadındı Ahu. Yaptığı muhteşem ayakkabı tasarımları ile kadınların kalbini çalan Tarkan'ın gözü ise Ahu'nun kalbindeydi. Ayakta durma çabasına destek olmaya çalışırke...