Çarşamba akşamı Tarkan bar sandalyesinde kendine yer buldu. Tüm gece ona eşlik edecek yüksek tabureye adeta tünediğinde önceki iki gün gibi yine aklında Ahu vardı. Saatlerce düşünmesine rağmen bu işi kaybetmemesi için çare bulamamıştı. Giray'ın çalışanlarına ne kadar özen gösterdiğini biliyordu. Haklarını verme konusunda oldukça dikkatliydi. Ahu'nun da buradan kazandığı paranın iyi olduğuna emindi. Ne kadar olduğunu asla sorgulamazdı ama kaybetmesini sorguluyordu. Belki ilerisi için hayalleri vardı ve birikim yapıyordu. Belki ailesini bu para sayesinde susturabiliyordu. Nefes almak diye nitelendirdiği alandan kopartılırsa solacağını biliyordu. Ahu solmamalıydı. Her an ışık saçan ifadesi ile şarkı söylemeliydi.
İki gece boyunca onu piyanonun başında hayal etmişti. Severdi piyanodan çıkan melodilerin ahengini. Kendisi bu konuda bilgisiz ve beceriksiz olsa da bir enstrümana hâkim olmanın büyüsüne hayrandı. Bu hayranlık Ahu ile katlanmıştı.
Hafta içi olduğundan arkadaşları gelememişti. O ise kimseye ihtiyaç duymadan işten çıktığı gibi soluğu burada almıştı. Sabırsızlıkla sahne almalarını bekliyordu. Yanında hareketlilik olana kadar elindeki bardağı çevirip durdu. Kemal sırıtarak yanındaki tabureye yerleşti.
"Derdimiz ortak mı?"
"Ne derdi? Senin Yasemin'den başka derdin mi var?"
"Yaso'm dert değil bana"
"İlk şikâyetinde bunu sana hatırlatacağım."
"Kabul ediyorum, sıkıştığında biraz dertlenebiliyoruz ama sakin zamanlarda tatlı"
Yasemin'in bile özgüveni ile "Başınıza dert olacağım" derken, Kemal'in dert olmadığını söylemesi komikti. Herkes iyi bilirdi ki ünlü modacı Yasemin Destan,istediği zaman derdin ağababası olabiliyordu ve bunu zevkle yapıyordu. Allah Kartal Baki'yi korusun.
"Şu gitar çalan kız var ya... Rüyalarıma giriyor."
Tarkan diyemedi ki Ahu rüyalarımdan çıkmıyor.
"Tanıştınız mı?"
"Yok, daha tanışamadık. Belki bugün diye geldim. Bu defa kaçmadan yakalamam lazım."
Tarkan avcılığa hiç bu kadar gönül vermemişti. Takım arkadaşını da bulduğuna göre çıkışta kızları yakalayabilirlerdi. Hem belki Ahu bir çözüm yolu bulmuş olup Tarkan'ı rahatlatabilirdi. Sonuçta konunun uzmanı kendisiydi. Tarkan henüz bu konularda çömezdi.
Program başladığında iki adam sahneye dönüp etraftan soyutlandılar. Biri ince örgülerle süslediği saçları ile şarkı söyleyen kıza takılmış, bir diğeri elinde gitarı ve siyah makyajı ile gülücükler saçan kıza takılmıştı.
İmge beyaz tenli, uzun sarı saçlı bir kadındı. Ortalama bir boya sahipti. Kemal de çok uzun değildi. Tarkan'ın yanında herkes gibi o da kısa kalıyordu. Tüllü eteği, basit tişörtü ve bilekli spor ayakkabıları ile salınarak gitar çalan kız Kemal'in de kalbini çaldığının farkında olmadan işini yapıyordu. Nakaratlarda Ahu'ya eşlik ederken sesinin güzelliği ortaya çıkmıştı. Kemal gözünü kızdan ayırmadan Tarkan'ın kolunu çekiştirdi.
"Duydun mu sesin güzelliğini? O Uğurcan'ın kafasını kıracağım. Tutturdu tanıştırmayacağım sizi diye"
Kısa ara verdiklerinde Ahu yanlarına geldi. Ayağında Tarkan'ın hediye ettiği ayakkabılar vardı. Tarkan ayakkabıları işaret ederek "Çok yakışmış" dedi.
"Teşekkür ederim. Bu kadar rahat olduğunu bilseydim geri vermezdim"
Sence bir defa bile denemediğine inandı mı Ahu? Gerçekten de yalan fabrikatörüsün. İç ses yine doğrucu Davut'u oynamaya devam ediyor, Ahu da dinlememeye devam ediyordu. Tarkan ağzını açamadan Kemal araya girerek Ahu'ya elini uzattı. Onun derdi ne ayakkabı ne de Ahu idi. Gitarcı ile tanışmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİVİLİ TOPUKLAR (Tamamlandı)
RomanceToplumun direttiği kuralları kapak yapıp, iç sayfalarını hayalleri ile dolduran bir kadındı Ahu. Yaptığı muhteşem ayakkabı tasarımları ile kadınların kalbini çalan Tarkan'ın gözü ise Ahu'nun kalbindeydi. Ayakta durma çabasına destek olmaya çalışırke...