Ahu kendi için özenle hazırlanan kahvaltı masasına oturdu. Görüntü bile duygusallaşmasına yetti. Annesi de sabahları kahvaltı hazırlardı ama onu gördüğü anda kalan işi ona bırakırdı. Hiç hazıra konmak gibi bir şey yaşamamıştı. Şimdi hayatını kolaylaştırmak adına çevresinde o kadar insan vardı ki sanki bunca sene hepsi beklemiş ve tam zamanında karşısına çıkmıştı.
Hazır düzenini kurmuşken annesini arayıp konuşmak istedi. Gelsin, evini görsün, kötü bir şey yapmadığına ikna olsun istedi. Onların istediği gibi okumuş ve bu eğitim sayesinde kazancı olduğunu inkâr etmiyordu, asla etmezdi. İyilik yapmışlardı. Onlarda istediği yolun yanlış olmadığını, hakkıyla parasını kazandığını anlayabilirlerdi. İçinde biriken umut ile heyecanlandı. İnanıyordu Ahu. Tek kızlarını bırakmazlardı. Bu kadar zaman aramamalarının nedeni kızgın olmaları olabilirdi fakat ikna edecekti. Karnını doyurdu, ilacını içti. Acele ediyordu. Bir an önce telefonu eline alıp annesinin sesini duymak istiyordu. Parmağı titreyerek bastı arama tuşuna.
Birkaç defa çaldı telefon. Sabırla bekledi. Annesi hep geç açardı telefonu çünkü elinde hep bir iş olurdu. Hatta şu an söylenerek telefona ulaşmaya çalıştığına emindi. Kim bu zamansız arayan diyordur dedi içinden.
"Alo"
"Anne..."
Kısa bir sessizlik oldu. Ahu'nun boğazına yerleşen düğüm onu zorluyordu. Konuşamamaktan korktu.
"Neredesin sen bunca zamandır?"
"Evimdeyim anne"
"Ne evi? Kimin evi?"
"Çalışıyorum, ev tuttum. Hem görsen sen de çok beğenirsin. Gelir misin evimi görmeye? Hem konuşuruz biraz, anlatırım sana ne yaptığımı"
Sokaklarda yaşayan evsiz biçareler gibi dileniyordu Ahu. Annesini ikna edebilmek adına çırpınıyordu.
"Kiminle kalıyorsun?"
"Yalnızım anne... Hala geceleri biraz korkuyorum ama alışırım dimi?"
Annesinin derin nefes aldığını duydu. Bir karar vermeye çalıştığını anladı. Az daha üzerine giderse sanki kabul edecek gibiydi.
"Gelecek misin?"
"Tamam, gelirim."
Ahu sevinçten neredeyse zıplayacaktı.
"Sana adresi mesaj atayım ya da istersen gelip alayım seni. Hangisini istersin?"
"Mesaj yaz sen, gelme şimdi buralara"
"Tamam, ben hep evdeyim zaten. Bugün gelir misin?"
"Bakarız, şimdi tam bir şey diyemem"
Konuşma sonlandığında Ahu hızla kalkıp etrafa bakındı. Annesi geldiğinde ev dağınık olmamalıydı. Etraftaki birkaç fazlalık eşyayı topladı. Mutfağa girip toparladı, sildi, mis gibi yaptı. Temiz olmayı hep severdi ama bugün daha fazla özendi. Pencereleri açıp evi havalandırdı. Annesi ne zaman geleceğini söylememiş olsa bile o her gün gelecekmiş gibi aynı işleri yapacaktı. Odasına gidip üzerini değiştirdi. Bu güzel haberi Tarkan'a söylemek istiyordu. Onun da sevineceğine emindi. Hem gel demişti.
Ahu dükkândan içeri girince her zaman olduğu gibi Bülent karşısına çıktı.
"Abla hoş geldin"
"Hoş buldum canım. İsmin Bülent'ti dimi?"
"Evet abla"
"Benim de Ahu. Tarkan burada mı?"
"Tabii" diyen çocuk merdivenleri ikişer atlayarak çıkarken "Abi, Ahu abla geldi!" diye bağırıyordu. Tarkan hayretle çocuğun heyecanına baktı. Ayağa kalkıp yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİVİLİ TOPUKLAR (Tamamlandı)
RomantizmToplumun direttiği kuralları kapak yapıp, iç sayfalarını hayalleri ile dolduran bir kadındı Ahu. Yaptığı muhteşem ayakkabı tasarımları ile kadınların kalbini çalan Tarkan'ın gözü ise Ahu'nun kalbindeydi. Ayakta durma çabasına destek olmaya çalışırke...