Selamlaaar ! Yeni bölüme hepiniz hoşgeldinizzz. Umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olur <3
Ama lütfen oyları unutmayın, yorumları da geçtim ama oy önemli... Okunma sayısı ve oy sayısı arasındaki fark gülünç bir durum oluyor :'( Tabii ki de yorumlarınız da beni çok mutlu ediyor.
Sizi daha tutmayayım. Keyifli okumalaaar.
10. Bölüm: Paslanmış Kalp
Önümde duran kahve bardağını kendi etrafında döndürürken gözlerim boşluğa kenetlenmişti. Teker teker gözümün önünde canlanıyordu her şey. Tüm olanlar... Durduramıyordum kendimi. Yaşadığım her şey istemim dışında kendini tekrara alarak o duyguları yüreğimde filizlendiriyordu yeniden. Vücudumdaki yaraların ağrısını ruhumdakiler kapatıyordu. Eflâl... En çok düşündüğüm ve üzüldüğüm oydu. Aklımdan bir saniye bile çıkmıyordu. Hayati riski oluşur muydu? Komadan ne zaman uyanırdı? Tekrardan eski sağlığına kavuşabilir miydi? Yine kurtulur muydu ölümden?
-"Al koçum, bu da yaka kartın!"
Gözlerim boşluktan kurtularak Adem abiye çevrildi. Masaya koyduğu kartı önüme doğru iterken bir eli omzumdaydı. Sabah buraya gelmeden önce kararımı vermiştim. Daha önce de olduğu gibi çalışacaktım. Bu sefer farklı olan ise harçlığımı çıkarmak için değil hayatımı devam ettirmek için yapmamdı. Aklıma en uygun yer burası gelmişti. Sabah Adem abi kafeyi açmaya gelince beni dükkanın önünde oturur halde bulmuştu. Ne olduğunu sorunca da ona başımdan geçen her şeyi anlattım. Ve burada çalışmak istediğini söyleyince de seve seve kabul edeceğini söylemişti. Önce kahvaltı ısmarlamıştı sonra da kahve. Kendime gelmemi sağlamıştı. Karşımda duran adamın anne babamdan çok daha iyiliği dokunmuştu bana. Bu gerçeğin etkisiyle yutkundum ve kartı elime aldım. "Çok sağol abi, iyi ki varsın."
-"Ne demek Aren, sonuçta çalışacaksın. Bu arka odayı da kullanacaksın itiraz istemiyorum, en azından geçici bir süreliğine."
Ben her şeyi anlatınca nerede kalacağımı sormuştu. Para kazanana kadar parklarda idare edebileceğimi söylemiştim ama itiraz ederek Eflal'in kaldığı odanın müsait olduğunu ve orada kalmamı söylemişti. Ben ona daha fazla yük olmak istemediğim için kabul etmemiştim ama beni bu yükten az da olsa kurtarmak için geçici bir süreliğine kalmamı söylüyordu şu an.
-"Tamamdır abi, ama bir süreliğine." dedim. "Sen nasıl dersen." diyerek elini uzatınca bende elini sıktım ve sarıldım. "Ben hemen başlayayım abi o zaman üstümü değiştirip."
-"Olur Aren'im, zaten koridorun hemen sonunda soyunma odası var. Oradaki kahverengi dolapta da yeni kıyafetler var. Onları giy, sonra bizim çocuklar sana yardımcı olur." deyince kafamı onaylar anlamda sallayıp soyunma odasının yolunu tuttum. Kafe sabahın erken saatleri olduğu için sakindi. Bu da işime gelirdi, her şeyi daha çabuk kavrardım. Kapının önüne geldiğimde kulpu çevirdim ve içeriye girdim. Oda hem karanlık hem de basıktı. Elimle ışık düğmesini aradım ve birkaç saniye sonra buldum. İçerisi aydınlanınca kahverengi dolabı aramaya başladım. Köşede kalmış dolabı görünce önüne doğru ilerledim. Kapağı açınca içinde birden çok pantolon ve gömlekle karşılaştım. İçlerinden benim bedenime uygun olanı seçip üzerimi değiştirmeye koyuldum.
İşim bitince kendi kıyafetlerimi katlayıp boş başka bir dolaba koydum ve odada bulunan boy aynasından kendimi inceledim. Sonuçta buranın bir çalışanı olmuştum ve görüntüm kafeyi yansıtacaktı. Adem Abi'yi hüsrana uğratmamalıydım. Dağılmış saçlarımı elimle taradım ancak mor halkaları olan göz altıma yapacak bir şeyim yoktu, günlerdir doğru düzgün uyumamıştım. Siyah pantolon ve beyaz gömlek üzerime tam olmuştu. Yaka kartım da bir garson olduğumu belli ediyordu. Daha fazla vakit kaybetmeden odadan çıktım. Derin bir nefes aldım ve kasanın yanına ilerledim. Birkaç çalışan gelmişti, Adem Abi'de yanlarındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATBİKAT
Teen Fiction-"Gençler, bugün biraz sonra okulumuzda deprem tatbikat yapılacak." dedi. * "İki dakika sonra siren çalacak ve herkes bir dakika sırasının altına çök-kapan taktiğini yapacak. Bir dakika dolduktan sonra ben size komut...