Herkese merhaba ,
Şu an saat 04.06 gün daha aydınlanmadı ama sizin için instagram hesabıma alıntılar, hikayeler ve görseller bıraktım. İnstagramda yorumlarda buluşmak üzere;)
Peki siz hikayeyi saat kaçta okunuz;)
Yıldıza basmadan geçmeyi unutmayın :D
Bu arada geçen sefer 500 beğeni 250 yorum demiştim ama yarısına bile ulaşamadık;) Biraz destek benim bölümleri hızlandırmam yönünde teşvik edebilir haberiniz olsun;)
Bakalım bu defa 500 beğeni 250 yoruma ulaşabilecek miyiz?
Keyifli okumalar
İnstagram :ozlemugurluaydin
34.BÖLÜM
"Gönül Mahşerinde..."
Çakır ve Nağme için asıl kıyamet şimdi kopmuştu. Kalpleri gönül mahşerinde yeniden dirilecek ve en sonunda hesaplaşacaklardı. Nağme geçmez sandığı ıstıraplı günlerin geçtiğine şahit olurken mümkün değil dediği anları yaşıyordu. Gecelerce adamın dizlerine başını koyup ağlayarak yaşadığı tüm acıları anlatmayı hayal etmiş olsa da asla bu anların yaşanacağına inanmıyordu. Ama şimdi ömrü hayatında sevda dediği adamın kollarında bir mucizenin gerçekleşmesine tanıklık ediyordu. Çakır'ın sinesinde soluk alıp verirken kalbi savunmasız narin bir kuş gibi delicesine çırpınıyordu. Varlık ile yokluk arasındaki sır perdesi aralanmaya başlamış sonunda kelimelere dökülmüştü. Çakır onun bu hallerini gördükçe çaresiz kalıyor yıllar önce gönlüne düşen kadının yüreğiyle gurbete sürgün edildiğini anlıyordu. Kolları arasında "Korkuyorum" diye titreyen kadının sesinde isyan barınıyordu. Savunmasızca bitkin düşen bedenini teskin edercesine sırtını okşayarak bugün arka arkaya rezilliklerin yaşandığı kafenin içine onu kucağında taşıdı. Sandalyeye oturtarak biraz sakinleşmesini bekledi. Kendini biraz daha iyi hissettiğini anladığında tek bir kelime etmeden mutfak kısmına geçerek genç kıza kahve hazırladı. Elinde kahveler ile içeriye gelen adam aydınlanmaya başlayan gökyüzüne başını çevirdi. Az önce gecenin en karanlığını yaşamış olsalar da artık aydınlık zamanıydı. Tıpkı onlar ve geçmişleri gibi... Artık tüm sırların gün yüzüne çıktığı ve açıkça konuşulduğu karanlığın son bulduğu yeni bir gün istiyordu. Elinde tuttuğu kahveler ile de bu yolda atacağı ilk adımın olduğunu hissediyordu.
Nağme , Çakır'ın elinde tuttuğu kahve kupalarını görse de tepkisiz bir halde boş bakışlarla onu takip ediyordu.
"Biraz daha iyi misin?" dedi elindeki kahveyi Nağme'nin önüne bırakarak kendisi de onun tam karşısında oturdu.
"Daha iyiyim, teşekkür ederim." Derken minnettardı ses tonu. Ama bakışları kaçacak delik arar gibi çoktan etrafa dağılmıştı.
"Neden teşekkür ediyorsun Nağme? Ne için?"
"Her şey için Çakır, az önce yaşanan her şey için teşekkür ederim." Diyerek neyi ima ettiğini ikisi de çok iyi biliyordu. Onun bu tavra bürünmesinden rahatsız olan adam genç kadının artık hiçbir yere kaçışı olmadığını hissettirmek istercesine konuşmasını umut eden bakışlar ile süzüyordu. Kahvesinden bir yudum alarak gözleriyle resmen kızın ruhunu kendine esir etmişti. Nağme bu davetsiz esaretten rahatsız olarak huzursuzca yerinde kıpırdandı.
"Çakır, az önce yaşananlar..." dedi olayı kapatıp daha fazla geçmişe geri dönerek anlatmamak adına içinde delicesine bir çırpınış vardı.
"Az önce yaşananlar senin bizden sakladığın gerçeklerindi. İnsan bazen geleceğini kendi gerçeklerine feda eder. Sen tüm bu gerçekleri şimdi bana en başından anlatacaksın. Sakince."
![](https://img.wattpad.com/cover/246609354-288-k219978.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAYAN YÜREĞİM
RomansaDÜNYA'NIN 6 KELİMELİK EN KISA ÖYKÜSÜNÜN BİR GÜN BAŞINA GELECEĞİNİ BİLEMEZDİ