"Hina unniyle kavga mı ettiniz unni?"
Yoon masumca ve çekinerek sorduğunda derin bir nefes aldım.
"Ettik."
"Neden peki? Özel değilse..."
"Benim buradan gitmek için çabalamadığımı söyledi ve ben ona söylememem gereken şeyler söyledim. Bu yüzden olay farklı bir yere gitti."
"Hina unni neden bu kadar gitmek istiyor?"
"Ailemizin yanına dönmek istiyor ve sevgilisinin."
"Ben olsam bende gitmek isterdim. Burası öyle çok güzel bir yer değil. Hiçbir şeye saygı duyulmuyor. Özellikle annem."
"Abin kral olduğunda belki bazı şeyler değişir."
"Umarım ama annem izin vermez. Şimdi bile abim üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıyor. Sürekli bir şeyler için emir veriyor ama ne bilmiyorum. Tek bildiğim abimin buna karşı çıktığı."
Neydi acaba bu konu? Yemekte eğer o olay olmasaydı açıklanacaktı ama kalmıştı.
"Öğreniriz yakında Yoon. Abin yapmak istemiyorsa da yapmaz. Annen onu zorlayamaz istemediği bir şeye."
"Annemi tanımıyorsun sen unni. İstemediği bir şeyin olmasına izin vermez."
"Yinede abin engelleyebilir... umarım."
...
Yoongi'nin beni yanına çağırmasıyla onun yanına doğru gitmeye başladım. Neden çağırmıştı bilmiyorum ama bir yanım heyecanlıydı.
Hina'yla hâlâ konuşmadığım için kendimi üzgün hissediyordum. Gerçi bu benim suçum değildi. Yüzüme bile bakmıyordu.
Bu aralar sürekli Prenses Nari'nin yanındaydı. Onunla o ilgileniyordu.
Yoongi'nin odasının önüne geldiğimde kapıdaki görevliler beni görüp kapıyı açtılar. İçeri girdiğimde Yoongi'yi bazı kağıtlara bakarken gördüm.
Kafasını kaldırıp beni gördüğünde gülümsedi ve yanına çağırdı.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Hâlâ Hina'yla konuşamadım. Sence?"
Başını sallayarak beni onayladı ve "Onu Nari'nin yanına gönderdim. Jungkook bir şey demez artık. Rahat ol, Nari'de çok üstüne gitmez." dedi.
"Biliyorum ama onunla konuşmak ve aramızdaki bu saçma sorunu halletmek istiyorum bir an önce."
"Seninle konuşmuyor mu?"
"Hayır... hak veriyorum aslında. Üzerine fazla gittim."
"Sen? Bence o senin üzerine fazla geldi. Sinirli biri olduğunu biliyorum. Sürekli olay çıkarıyormuş ama daha önce senden böyle bir şey duymadım. Ve karşındakinin duygularına önem veren biri olduğunu da biliyorum. Yani sen onun değil, o senin üzerine geldi."
"Neyse, bunu konuşmayı istemiyorum." dememle beni onayladı.
Elindeki kağıtlara gözlerim kaydığında sıkıntılı bir nefes aldı.
"Ne bunlar?"
"Baekjae'den gelen mektuplar."
"Anlaşma mı yapmak istiyorlar?"
"Öyle." dedi mektubu ters çevirip.
"Bunu bırakalım şimdi... Yorgun görünüyorsun?"
"Birkaç gündür uyuyamıyorum." dedim sıkıntıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom - Min Yoongi
FanfictionSaraya zorla getirilmişken hayatımın bu şekilde olacağını düşünmemiştim.