32. Bölüm / Final

457 50 43
                                    

"Kraliçe'miz nasıllarmış?"

İçeri giren Hina'ya gözlerimi devirdim. Alay etmeden duramıyordu. Yanıma gelip oturduğunda elini karnıma koydu ve "Kraliçe'yi boş verelim, minik prenses nasıllar?" dedi.

"Kız olduğunu nereden çıkarttın?" deyip kaşlarımı çatmamla "İçime doğdu." dedi.

Başımı gülümseyerek iki yana salladım. Gerçekten deliydi.

"Canın bir şey istiyor mu?"

Koluna vurup "Hina!" dememle gülerek kolunu tuttu. "Acıttı."

"Hakettin. Tüm saraya duyuracaksın neredeyse. Yoongi öğrenmeden kimsenin öğrenmesini istemiyorum."

Üç ay önce evlenmiştik ve Yoongi malesef iki ay önce savaşa gitmişti. Yanında Jungkook, Taehyung, Namjoon, Hoseok, Jimin ve Seokjin'de gitmişti.

Bu yüzden kızlar resmen benim başıma bela olmuşlardı. Eminim birazdan diğerleri de geleceklerdi. Sevgilileri yok diye odamdan çıkmıyorlardı resmen.

"Diğerleri nerede?"

"Nari odasında, Yoon yemek yiyordu, Sun Hwa'da Jimin'in ona verdiği kediyi seviyordu." dedi omuzlarını silkerek.

Yoongi başa geçtiğinde hepsinin ilişkisine izin vermişti. Nari Taehyung'la, Yoon Namjoon'la, Sun Hwa'da Jimin'le beraberdi.

Ama tam huzura kavuşmuşken savaş çıkmıştı ve hepsi oraya gitmişlerdi.

Yoongi'yi özlemekle geçen günlerimin ardından geçen gün öğrendiğim haberle biraz da olsa mutlu olmuştum.

Hamileydim. Bir çocuğumuz olacaktı.

Bunu ona söylemeyi her şeyden çok istiyordum ama o gelene kadar beklemek zorundaydım.

"Jungkook'u özledim."

Hina'nın sesini duymamla başımı ona çevirdim.

"Eminim oda seni özlemiştir."

"Nasıl olduğunu bilmemek çok zor Lavin. İyi mi, yaralandı mı bilmemek çok zor..."

Aynı durumu yaşıyordum bende. Ne durumda, iyi mi, kötü mü, yaralandı mı diye düşünüp kafayı yiyordum resmen.

"Umarım iyilerdir."

"Umarım."

Biz böyle oturmaya devam ederken kapım hızla açıldığında ikimizde ayağa kalktık. Birkaç asker bize doğru yürümeye başlayınca kaşlarımı çattım.

"Ne oluyor?! Bu ne cürret?! Odama nasıl böyle girersiniz?!"

"Kraliçe'nin emriyle sizi götürmeye geldik."

Kaşlarımı çatıp ne saçmaladıklarını anlamaya çalışırken ikisi gelip benim kollarımı tuttu. "Ne yapıyorsunuz?! Bırakın beni!"

"Kraliçe o zaten! Onu nereye götürüyorsunuz?!"

"Sadece o, değil. Sizde gidiyorsunuz."

İki kişi de Hina'nın kolunu tuttuğunda kendimi geri çekmeye çalıştım. Bebeğimi tehlikeye atacak bir şey yapmak istemediğim için zorlamıyordum.

"Bırakın beni!"

Burnuma bastırılan bezle gözlerimi büyütüp kendimi geri çekmeye çalıştım ama beni tuttukları için başarılı olamadım. Birkaç saniye sonra gözlerim kapanırken kendimi boşluğa bıraktım.

...

Kulaklarıma dolan bağırışlarla gözlerimi araladım. Birkaç saniye gözlerimin ışığa alışmasını bekledikten sonra başımı kaldırıp nerede olduğuma baktım.

Kingdom - Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin