Kingdom - Min Yoongi

28. Bölüm

Min Yoongi

Üç gün geçmişti...

Koskoca üç gün geçmişti ama Lavin'den bir iz yoktu.

Her yere bakmıştım ama o hiçbir yerde yoktu. Sanki buharlaşıp havaya karışmıştı.

Onu bulamamak beni çıldırtıyordu. Nerede ve ne halde olduğunu bilmemek nefesimi kesiyordu. Elimden hiçbir şey gelmemesi de cabasıydı.

Saraydaki askerler benimle gelmiyordu. Sadece Namjoon ve Hoseok. Onlarda arkadaşım oldukları için yardımcı oluyorlardı.

Askerler hâlâ babamın emrindeydi ve annem onunla konuşmama sürekli engel oluyordu.

Lavin'i ona ben söylememiş olsaydım onun kaçırttığını düşünürdüm ama yüzündeki şaşkınlığı çok net bir şekilde görmüştüm. Onun bu olayla alakası yoktu.

Sun Hwa'da ısrarla kendisinin yapmadığını söylüyordu ama ona da inanmıyordum. Yalan söyleme ihtimali çok yüksekti, benimle evlenmesi hayatını değiştirecekti. Bunun için Lavin'i kaçırtmış olabilirdi ama lanet olsun ki elimde onu suçlayacak tek bir kanıt bile yoktu.

Saçlarımı sinirle karıştırdım ve ayağa kalkıp odamdan çıktım.

Hızla Jungkook'un odasına ilerledim. Üç gündür saray dışında Lavin'i arıyordum. Hiç gelmemiştim buraya.

Yoon haber vermişti belki, belki de vermemişti. Hiçbir şey bilmiyordum.

Kapının önündeki görevliler benim geldiğimi söyleyip kapıyı açtıklarında gördüğüm ilk şey Hina'nın umut dolu gözleriydi.

Ondan bakışlarımı kaçırıp içeri geçtiğimde görevliler kapıyı kapattılar. Gidip yatağa oturdum ve dirseklerimi dizlerime yaslayıp yüzümü sıvazladım.

"O-onu bulamadın mı?"

Başımı hafifçe iki yana sallamamla Hina hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Sakin ol güzelim. Bulacağız onu."

"Nasıl sakin olayım Jungkook? Kimin kaçırdığını bile bilmiyoruz."

Sinirle ayağa kalktım ve "Sun Hwa yalan söylüyor! O yaptı ama beni başka yere yönledirdi izleri ortadan kaldırmak için." dedim.

"Hyung belki de o değildir-"

"Kim o zaman Jungkook?! Lavin'in düşmanı mı var?! Annem ve Sun Hwa dışında onu sevmeyen mi var?! Annem değil, buna eminim. Geriye sadece Sun Hwa kalıyor! Bu iş bugün biticek!"

Sinirle odadan çıkmak için adım attığımda Hina'nın söylediğiyle yerimde durdum.

"Aslında biri var."

Hızla ona döndüğümde dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kaçırdı.

"Kim?"

Yavaşça ona yaklaşmaya başladığımda bana bakıp omzularını düşürdü.

"Hina,... kim? Söyle."

"Lavin'in nişanlısı."

Söylediğiyle kalbime bir şey saplandı sanki. Canım acımaya başladı. Doğru duymuştum değil mi?

"Ne?"

"Sandığın gibi değil. Lavin..." gözlerini kapatıp birkaç saniye öyle durdu ve devam etti.

"Onunla isteyerek nişanlanmadı. Onu tehtit etti o pislik. Ailemizi öldürmekle. Başta nişanlanmak istemedi ama babama zarar verdi. Lavin de onlara bir şey olmasın diye kabul etti evlenmeyi."