"Yoruldum! Bıktım artık! Resmen eziyet etmek için fazladan çalıştırıyor bizi!"
Hina'nın sinirle söylenmesiyle gözlerimi devirdim. Sürekli isyan etmesi başına bir iş açacaktı en sonunda.
"İsyan etmeyi kes Hina! Gerçekten bir şey olacak sana! Biri duyarsa mahvolursun!"
"Umrumda değil Lavin! Gerçekten bıktım! İki haftadır yapmadığım iş kalmadı!"
"Biliyorum ama dayanmamız lazım. Bak eninde sonunda çıkacağız buradan."
"Sen niye bu kadar sakinsin?"
Göz devirdim ve "Sürekli sorun çıkartırsak sence bize güvenirler mi? Biraz dediklerini yapalım, güvenlerini kazanalım sonra kaçacak en iyi zamanda burada gideriz." dedim.
Derin bir nefes alıp beni onayladı ve çarşafları topladı.
Kapı hızla açılınca ikimizde o tarafa döndük.
"Lavin unni, Hina unni!"
Yoon heyecanla bize seslenince gülümsedik. Arkasından Prens Jimin'de girince eğildik.
"Merhaba kızlar."
"Merhaba Prens'im."
"Yine sinirlisiniz, bir şey mi oldu?"
Yoon'un masumca sorduğu soruyla "Eve gitmek istiyoruz, her zamanki gibi." dedim.
Üzgünce dudaklarını büzdü ve "Keşke elimden bir şey gelebilse." dedi.
"Üzülme Yoon. Bir yolunu bulup gideceğiz."
Prens Jimin boğazını temizleyince ona döndük.
"Abi sen bir şey yapamaz mısın?"
Ona döndüğümüzde "Maalesef, elimden bir şey gelmez." dedi.
"Harika."
İkimizde dışarı çıktık ve bahçeye doğru yürümeye başladık.
"Annemi özledim." dedim hüzünle.
"Bende... annemi, babamı, Dae'yi, atımı, kılıcımı ve yatağımı."
"Kavuşacağız Hina."
"Umarım Lavin."
"Siz ikiniz!"
Arkadan duyduğumuz sesle sinirle döndük ikimizde.
"Biriniz Prenses Nari'nin yanına, öbürünüz Prens Jungkook'un yanına gideceksiniz."
"Ne olur Prenses'in yanına ben gideyim. Kibirli falan ama Jungkook'un yanına gitmek istemiyorum. Onunla karşılaşmak, konuşmak istemiyorum."
"Tamam, tamam. Sen git Prenses'in yanına."
"Prens nerede?"
"Adın ne senin?" dedi arkadan gelen kişi.
"Lavin?"
"Sen değil, diğeri gidecek Prens'imizin yanına. Kendisi bizzat onu istedi."
"Şaka mı bu?!"
"Ben gitseydim?"
"Hayır, sen Prenses Nari'nin yanına gidiyorsun! Sende hemen Prens'in yanına!"
Hina yanımda sinirle söylendi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Bende istemeye istemeye Prenses'in odasına doğru ilerledim.
Prenses Nari'yle birkaç kere karşılaşmıştım. Çok sinir bozucu birisiydi. Kendini yüksekte görüyordu ve her zaman hizmetlileri azarlıyordu.
Getirilen yemeklere laf edip duruyordu, kıyafetleri kırışık durunca sinirleniyordu. Bir keresinde sinirimi bozduğu için bilerek kırıştırmıştım kıyafetini. O zaman çok sinirlenmişti ama kimin yaptığından emin olmadığı için bir şey yapamamıştı. Gerçi bilseydi de bir şey yapabileceğini sanmıyordum. Sadece laftaydı onun söyledikleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom - Min Yoongi
FanfictionSaraya zorla getirilmişken hayatımın bu şekilde olacağını düşünmemiştim.