0.5

6.9K 285 38
                                    

Keyifli Okumalarr🌿

__

Ali gözlerini sonuna kadar açıp yutkundu.

"Yok Alminacığım nereden duydun sen onu, külliyen yalan!" dedi, kendini savunmaya çalışarak.

Ona doğru yavaşça adımladım, "Ulan şimdi seni dövsem olmaz, dövmesem hiç olmaz. Hayır yani bazı arkadaşların diline de düşürmek istemiyorum bizi ama görmezden geleceğim ilk defa sanırım." dedim, sinirle. Hayatınızda dediklerinizi, hiç duymasını istemediğiniz birine laf yetiştiren bir arkadaşa sahip olunca siniri kontrolde tutmak bir hayli zor oluyordu.

Ali ciddi olduğumu fark edince arkaya doğru koşuşturmaya başladı. "Nereye kaçacaksın ha, gel buraya vallahi tepene binerim." dedim, işaret parmağımı sallayarak. Orta tarafın en arka sırasına kadar gitmiş sırayı sıkıca tutarak bana bakıyordu. En azından etrafta yabancı insanlar yoktu yoksa böyle bir rezilliğe göz yumamazdım. Gerçi, Akgün de yabancıdan farksızdı.

Yüzüme sakin bir ifade kondurmaya çalıştım. "Ali son kez güzellikle uyarıyorum. Gel. Buraya." dedim. Arada siniri fazla abartıp kriz geçiren biri olduğumu bilen Burçak, Ali'nin yanına ulaşarak kolunu kavradı sıkıca. Yüzüne bakıp gülme krizine tekrardan giriyordu. "Sen de feriha gibi şu köşe de bayılayım deme, elimin tersiyle çakarım ağzının ortasına. Bir halt yediysen bari sorumluluğunu al."

Yerimde durup ellerimi belime yerleştirdim, yüzüme ciddi ifademi takınıp ona baktım. "Gelecek misin gelmeyecek misin? Bu kapıdan illa dışarı çıkacaksın Ali, biliyorsun değil mi? " dediğimde, Burçağın arkasına saklanarak olduğumuz tarafa geldiler.

Rahat bir nefes alıp Akgün ve Burçak'a doğru bakındım. Ortalarında olduğum sırada gülümseyerek ötede duran Ali'ye gözlerimi diktim. "Hazır zil çalmışken kantine gidelim de karnımızı doyuralım." dediğimde, Ali rahat bir nefes alıp gülerek yanıma geldi.

Valla arkadaşım diye demiyorum harbiden mal bu çocuk.

Ali ona kurduğum tuzağa kandığında yakasından tutarak kendime çektim. Bağırarak benden kurtulmaya çalışıyordu, en sonunda garibim kimsenin ona yardım edemeyeceğini fark etmiş olacaktı ki bana tırsarak baktı.

"Yetimim, vurma bana." dedi, dalga geçerek. Şuanda sağlam bir dayağı hak etmişti.

Ellerimi yakasından çektiğimde saçlarına asıldım bu sefer. Hafif çekiyordum aslında çok çekmiyordum. En sonunda yavru köpek bakışlarını Akgün'e attığında, duruma müdahale ederek ortamıza girmeye çalışıyordu. Ali de bana karşılık verirken elini suratıma doğru sallayıp geri çekiyordu. bana çatık kaşlarla baktı.

Hızlıca, geri çekilmeden tekrardan koluna yapıştıracaktım ki o an, aramıza onun girmesiyle yanlışlıkla hızımı alamadım ve şak diye çıkan sesle dondum kaldım.

Şimdi sen naneyi yemedin mi Almina?

Diğer elimi Ali'nin saçından ayırdığımda ağzını iki metre açarak bana bakıyordu. Kalakalmış bir şekilde, Burçağın tarafına döndüğümde dudaklarını oynatarak "Gerizekalı." dediğini anladım. Akgün ise omzunun arkasından gözlerini bana dikmiş bir şekilde, derin nefesler alıyordu sakinleşmek için.

Şey az önce ensesine bir tane yapıştırmış olabilirim.

Yan tarafımda hareketlilik hissettiğimde oraya baktım. Ali, Burçak'ı kolundan sürüklediğinde kapıyı açıp hızlıca arkasından kapattı.

Evet bunların hepsi üç saniyede olmuştu.

Başımı tekrardan Akgün'e çevirdiğimde, sertçe yutkundum. Yavaşça bana doğru adımlar attığında geriye doğru ilerledim.

"Allah'ım inşallah kaybolurum, Allah'ım inşallah kaybolurum. Uzaya atarlar beni amin inşallah, Allah'ım. İnşallah uzayda kalırım." diye söylenmeye başladım.

Akgün bir an güler gibi olduğunda ben de gülümseyerek ona tatlı tatlı bakmaya çalıştım. Dilini damağına vurarak, "Bana zarar verme sayın gitgide artıyor." dedi, bana bakarak.

Haklı olduğunu bildiğim için ikilemde kalmış bir gülümsemeyle "Galiba, öyle oluyor." dedim.

Bıkkın bir nefes aldığında ciddi olduğunu fark ettim. Kudurtmamalıyım değil mi? "Her seferinde sakin kalayım diyorum ama sen ısrarla beni sinirlendirecek şeyler yapıyorsun." dedi ve tekrardan bana doğru bir adım attı.

Kızım çocuk haklı değil mi sence de? İllallah getirdin çocuğa artık.

Ağzını tekrardan açtığı sırada kapı açıldı,ve yanında fırlayıp gitmeyi düşünürken tekrardan hızımı alamayıp yanlışlıkla ayağına basmıştım.

Bu sefer harbiden naneyi yemiştim.

Dişlerini sıkarak bana baktı, "Almina!" dediğinde başımı mahçup bir tavırla sağa yatırarak "Pardon, yanlışlıkla oldu." dedim ve içeriye giren kızlara baktım.

Akgün belasına daha fazla maruz kalmamak adına sınıftan koşarcasına kaçtım.

*
*

Yatağıma rahatça yaylanıp rahat bir nefes aldığımda, gözlerimi kapattım.

Bu kadar belalı arkadaşlara sahip olduğumu tekrardan hatırlamak onları evrenden silmek istememi sağlıyordu. Sınıftan kaçtıktan sonra bizimkileri bulmuş, Ali'ye tekrardan bir iki fiske vurmuştum sonrasında ise her şey sıkıcı olarak ilerlemişti.

Ah, Akgün'den kaçmayı da ihmal etmemiştim.

Yatağımda mutlu mesut uzanırken, telefonumdan her zaman ki gibi tekrardan bir bildirim sesi yankılandığında şaşırmamıştım açıkçası. Gözlerim hâlâ kapalıyken elimi yatağın üzerine attığım telefonumu bulmaya çalışıyordum. Elime sert bir cisim değdiğinde avucuma aldım.

"Of, bir salmadınız ya iki dakika keyif çıkartamıyoruz şurada." dedim söylene söylene. Telefonu açtığımda mesaj Akgün belalısındandı.

Profiline tıkladığımda, oflayarak okumaya başladım yazdığı mesajı.

Züppe; Aşağıya in, bekliyorum.

*
*
Obaaa naneyi şimdi yedin Alminacım.

Bölümün çok geç geldiğinin farkındayım ama başka bir hikaye üzerinde odaklandığım için birazcık aksattım burayı.

Ama telafisi olarak yarın bir iki bölüm daha atacağım.

Sizleri seviyorum..💓

Yalancı Nefret / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin