2.7

3.4K 189 7
                                    

Bugün benim doğum günüm...

Her zaman dediğim gibi oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Şimdiden iyi okumalar diliyorum.

Canozan - Küfür mü İltifat mı

Az önce yapmak üzere olduğum şey için tırnaklarımı avucuma batırıp, bile istiye kendime acı çektiriyordum.

Gözlerim beni izleyen üçlü de teker teker dolaştı. Her biri beni pür dikkat izliyordu, söylemeye hazır olduğum konu için. "Bilip bilmeden konuşmak istemiyorum ama bir tarafım çok emin. Akgün'e, Özge ile aramızda geçen tatsız tartışmayı anlatan ile şu bilinmeyen aynı kişi olabilir."

Hepsi olabilir anlamında başını salladı. Şimdi ise asıl mevzuya geliyorduk. "Kim söylemek ister?" dedim sıkıntı içinde.

Kaan derin bir of çektiğinde, Barış ve Ali ise sadece düşünceli bir biçimde bana bakıyordu. Ellerimi masaya koyduğumda ayağa kalktım. "Ay yok ben gidip her şeyi teker teker anlatacağım. İçime sıkıntı oturdu." Der demez Ali beni durdurdu. "Almina saçmala otur şuraya. Zaten araları bozuk daha da kavga çıkmasın." Diye durdurdu beni.

Hayretle ona baktım, "Ali sen şaka mısın?" Yerime geri oturduğumda sandalyeyi biraz daha öne çektiğimde Ali'ye yaklaştım. "Kendi hiç mi düşünmüyorsun? Araları zaten bozuk. Gerçi ben tek taraflı olduğunu düşünüyorum ama neyse." Gözlerimi Ali'den çektiğimde diğerlerine baktım onay almak için. "Yanlışım varsa düzeltin."

Biliyordum ki, onlar da benim gibi düşünüyordu.

Tahmin ettiğim gibi, koca sessizlik benim haklı olduğumu gösteriyordu. "Kusura bakmayın ama ben buna daha fazla müsahama gösteremem," Başımı çevirip kısa bir göz gezdirdim etrafa, ileride bize doğru gelen kızları gördüğümde aceleci bir tavırla önüme döndüm. "Asıl biz böyle davranırsak işler daha kötüye binecek. Özge'nin ne bok olduğunu anlasın o da. Sonuçta bilmek onun en büyük hakkı." dedim kısık tuttuğum sesle.

"Şimdilik siz kızlara bahsetmeyin bu konudan, elbet sonradan onlarda öğrenir." dediğimde cevap vermeleri için kaşlarımı kaldırdım.

"Tamam bahsetmeyiz, şimdilik." Dedi Barış.

Kızlar masaya ulaştıklarında her biri bir sandalye çekip oturdu. Burçak bize gözlerini kısıp baktığında ortada neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu. "Hayırdır ne konuşuyordunuz?" dedi sorgulayıcı bir tavırla.

Duru'nun sessizliği dikkatimi çektiğinde ona baktım, ama o ise Barış'a bakıyordu. Barış da tüm dikkatini Duru'ya vermişti.

Anlaşılan bir şeyler olmuştu.

Kaan konuştuğunda yine gevezeliğinin tuttuğunu önceden anlamıştım. "Hiçbir şey, Almina aşkısını çok özlemiş de yanına gidiyordu. Ama görmen lazım nasıl anlatıyor." Başka birinin gözünden dinlesem bunu, derim ki adam doğruyu söylüyor.

Yüzümü buruşturarak, "Alla alla öyle mi olmuş. Benim niye haberim yok?"

"Artık var." dedi üsten üsten bakışıyla.

"Her neyse ben yukarıya çıkıyorum." dedim kalktığım sırada. Kaan arkamdan söylenirken arkama dönüp çıkışa doğru ilerlemeye başladım. "Git tabii, manitan seni bekliyordur şimdi." Dedi arkamdan Kaan. Söylediklerine kulak asmadan çıktığım kantin kapısından okul binasına doğru yöneldim.

Bazı şeyleri belki de artık itiraf etmeliydim. Daha doğrusu o itirafı kendime yapmam lazımdı.

Akgün'ü seviyor muydum?

Yalancı Nefret / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin