Almina: Akgün
Almina: Ben anlamadım galiba 02.40
Züppe: Sen neden uyumadın hâlâ?
Almina: Ders çalışıyordum e malum sınavlar da yaklaşıyor
Almina: Sonra bir baktım aaa
Almina: Senden mesaj gelmiş
Züppe: Aşk sadece anlayana.
Almina: Ne ne ney
Almina: Ha şey pardon
Almina: Ben şimdi anladım, da bu saatte nereden çıktı?
Züppe: Dinliyordum, ve devamını getirmek istedim.
Züppe: O kısım, hoşuma gitti.
Almina: Demek hoşuna giden şeyler varmış
Züppe: Olamaz mı, Almina?
Züppe: Bende insanım ya hani.
Almina: Züppe hayvansın demedim, gerçi o da bir tık var ama neyse estağfurullah insansın tabii
Almina: Hatta insanı faaliyetler göstermen beni şaşırtıcı şekilde mutlu etti
Almina: Ama konudan bağımsız şekilde sana bir şey sormam da sakınca olmadığını bildiğim için soruyorum sorumu
Züppe: Ona ne şüphe zaten...
Almina: Bu sefer kaçma, en azından bir şeyler de
Almina: Bıkmam, usanmam sen söyleyene kadar. Her ne kadar o hayırsızı sevmesem de
Almina: Özge ile nereden tanışıyorsunuz?
Görüldü✔✔
Almina: Zor bir soru söylemediğimi varsayıyorum
Almina: Akgün ciddi misin sen? 03.00
Almina: Bak, Özge ile aramızda ciddi bir mesele var. Ve doğal olarak aranızda nasıl bir ilişki olduğunu merak etmem gayet normal bir şey
Züppe: Bazı şeyleri çok kurcalama, seni ilgilendiren bir mevzu değil ve anlatacak bir şey de yok. 03.05
Züppe: İyi geceler, Almina.
Almina: Sana da, Akgün
• • •
Bir insan neden istemiyorum kelimesinden bir şey anlamak istemez, bende bunu anlayamıyorum işte.
"Kızım hadisene ya, geçen aynısını sana yaptığım için mi hıncını çıkarıyorsun benden." dedi, Ali. Sırama yaslanarak, sabır diledim.
Allah'ım sen bana bolca sabır ver amin.
"Akgün aşağıda mı?" diye söylediklerini görmezden geldiğimde, Ali bana imalı imalı baktı. "Evet de, Akgün ne alaka şimdi?" sesinin altında ki merakı çok net hissediyordum.
Ama sürekli, Özge konusunu açıp onun canını da sıkmak istemiyordum.
"O zaman hayatta inmem." dediğimde, Ali beni hayvan gibi yan tarafa ittiğinde götünü boş olan yere devirip oturdu.
Al işte başa gelen çekilir.
"Söylemeyeyim diyorum ama bir bakıyorum ikinizde aynısınız. Hayırdır sorun ne?"
"Hiç boşuna diretme, söylemeyeceğim." dedim, ısrarla. Ali kafama bir tane geçirdiğinde, neye uğradığımı şaşırmıştım. "Ali, iyice alıştın sende. Elimin tersiyle bende sana yapıştıracağım bir tane o olacak." Bana tatlı bir şekilde gülümsediğinde, kollarını açtı. "Salak ya." diye homurdandığımda, ona sarıldın.
Arkadaş desen değil, kardeş desen o da değil. Abi gibi yaklaşımı var, kendinden önce Burçak ve beni düşünmesi zaten beni benden alıyor.
Aha. Ben nasıl unutmuşum ya.
Kollarının arasından bir hışımla çıktığımda yakasından tuttum. "Bana bak yalanlamaya çalışma sakın, valla dayak yersin." dedim, tehtid barındırıcı sesimle. Ali gözlerini kırpıştırarak baktığında şaşkınlığını üzerinden atlamasına izin vermeden pat diye konuya girdim.
"Sen, Burçağı mı seviyorsun?" dediğimde, ağzı açık kalmıştı. Neyse en azından içimde kalmamış olur, cevabımı da alırdım.
"Ne diyorsun, Almina?" diye kekelediğinde, ellerimi yakasından ayırmaya çalıştı. Öflediğim sırada gözlerimi devirdim ona. Aynen bende inandım şimdi!
"Beni mi kekliyorsun Ali? Mal olmayan anlar." dedim. Ayağa çabucak kalktığında ona ne oluyor dercesine baktım. "Zil çaldı ben gidiyorum, görüşürüz sonra." diye geçiştirdiğinde kapıdan koşar adımlarla çıktı. "Kaç bakalım sen, nereye kadar kaçabilirsen artık." dediğime, arkasından iç geçirdim. Hazır olduğunda bana anlatırdı artık.
Ama benim, Ali ve Burçak operasyonunu başlatmam lazımdı! Burçaktan habersiz böyle bir şey yapacak olmam beni az korkutmuyor değildi, ama aralarını yapmak için meseleyi tam anlamak gerekiyordu. Zira az önce bize abi gözüyle bakıyor dediğim canım arkadaşım, Burçağın bir kardeşi, bir abisi olarak kalabilirdi bu gidişle...
"Hem bir dakika ya zil çalmamış ki, ben bile bu kadar saçmalamazdım." diye söylene söylene kapıya doğru ilerledim. Telefonumun yokluğunu hissettiğimde başımı eğip cebime baktım. Aha bulmuştum.
Kafam bir yere sert bir şekilde çarparken ani bir sarsıntıyla elimi başıma götürdüm. Gözlerimi araladığımda karşımda bir gövde duruyordu. "Kırsaydın kardeşim az oldu bu, gel bu sefer başka bir tarafa, tut yapıştır beni." deyip karşımda ki kişiye ağzıma geleni saydırırken, kafamı kaldırdım.
Kardeş deme lazım olur.
Bir beni bulurdu zaten değil mi?
Gerçekten o kadar yoğundum ki yazacak fırsatım bile olmadı.
Kısa oldu ama idare edelim.
Öptüm, sevgilerle kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı Nefret / Yarı Texting
Teen Fictionakgün.korall: Bilerek mi yapıyorsun tüm bunları yoksa hepsi birer tesadüf mü? akgün.korall: Neler çeviriyorsun bilmiyorum ama bir dahaki sefere bu kadar hoş karşılamayacağımı bil. alminaa_vural: Hoş karşıladığın tavrın bu mu? alminaa_vural: Eh soray...