Herkese selam!Kısa bir açıklama yapmak suretinde bulunacağım, vaktinizi çok almayacağım.
Gidişat iyi ilerliyor, okunmalar da az çok iyi lakin oy sınırı koymak zorunda kalacağım. Oy ve satır arası yorum yaparsanız, bölümleri daha hızlı yazıp atacağım.
Sevgilerle Kalın.
İyi Okumalar.
•••
Almina: Neredesiniz siz ikiniz?
Burçak: Kantindeyiz, seni bekliyoruz
Ali: Çabuk gel kızım götüm sandalyeye yapıştı kaldı
Ali: Sabahın köründe koğuş görevlileri gibi ayağa kaldırdın bizi zaten
Ali: Uykum geliyor acele et
Almina: Sen hiç merak etme, Aliciğim
Almina: Seni birazdan kendine getiririm
Ali: Ay yok canım kalsın sen hiç uğraşma
Telefonu kapatıp cebime koyduğum sırada kantine çoktan inmiştim.
Kendime bir kahve almak adına biraz ötede duran sıraya doğru ilerledim.
Bizim bu konuyu tekrardan sar baştan yapmamız gerekiyordu. Benim önceliğim ise bu konunun bizim dışında kimin duyduğuydu.
"Almina." dedi bir ses. Arkamdan gelen sesi duyduğumda kim olduğuna baktım.
Gülümseyerek bana bakan kişiye baktığımda aniden benim yüzüme de bir tebessüm oturmuştu. "Günaydın." dediğimde, "Kusura bakma günaydın demeyi unutmuşum." dedi, Mustafa.
"Ay Mustafa sen de, kusuru mu olur bunun?" dedim, teessüf edercesine.
Yanağımdan hafifçe makas aldı, " Büyüksün başkan, bak sana ne diyecektim. Bizim şu projeleri grup haline ayırıp yapmamız lazım nasıl yapalım onu?" diye sordu.
Hayda o vardı dimi bir de.
"Hallederiz ya bir sonraki teneffüste." dedim, çok da umursamadan. Ne kadar da örnek verici bir başkandım!
Bir kere herkese taş çıkartırdım.
Şükürler olsun ki sıra bana geldiğinde bir kahve söyledim. Cebimden parayı çıkardığım sırada adama parayı uzatıp kahvemi aldım. Gözüm kantini taradığı sırada orta masada oturan gruba takıldı.
Akgün her zamanki gibi masada oturan arkadaşlarına sinirle bir şeyler diyordu. Bu çocuk da her sabah sinirliydi.
E tabi martılar daha sıçmadan okula geldiğimiz için normaldi.
E biz neden sinirli değiliz?
Hormonsal demek ki, herkeste aynı etkiyi yapmıyor.
Akgün ve tayfasından gözlerimi çektiğimde bizimkileri aramaya başladım. En köşede oturduklarını gördüğümde yanlarına doğru ilerlemeye başladım. Burçak elinde telefonuyla takılırken, Ali uyukluyordu.
Küçücük bir şakadan zarar gelmez bence. Sinsi gülüşü her yerde tanırım!
Burçak beni gördüğünde bana seslenmek üzereyken elimi kaldırıp işaret parmağımı dudağıma götürünce sus işareti yaptım. O da sinsice gülmeye başladığında elini göğsüne koydu ve başını hafifçe öne eğdi.
That's My Girll.
Masaya geldiğimde yavaşça elimde tuttuğum kahvemi Burçağa verdiğimde, omzumda asılı olan çantayı elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı Nefret / Yarı Texting
Teen Fictionakgün.korall: Bilerek mi yapıyorsun tüm bunları yoksa hepsi birer tesadüf mü? akgün.korall: Neler çeviriyorsun bilmiyorum ama bir dahaki sefere bu kadar hoş karşılamayacağımı bil. alminaa_vural: Hoş karşıladığın tavrın bu mu? alminaa_vural: Eh soray...