1.8

4.1K 215 16
                                    

Evet bu şarkıyı asla salmıyorun...

İsmail YK - Bombabomba.com
___

--

Asla gitmem demiştim değil mi?

Pekala, unutun.

Sadece nasıl yemek yaptığını görmek için geldim, mazallah zehirlenirsem falan ona karşı kullanırım.

Ellerimi kaldırıp saçımı düzelttiğimde zile basıp basmamak arasında kalmıştım. Sol elim havada kaldığında bana ne olduğunu anlamaya çalıştım. Kızım bu sen değilsin kendine gel!

Zile basmak ne ya.

Gözlerimi kısarak odaklı bir şekilde kapıya baktım. Kapının Akgün olduğunu düşün Almina. Karşında duran Akgün züppesi gibiymiş hayal et, ona göre vur.

Hadi kızım!

Ellerimi birbirine hızlıca sürttüğümde, bir adım kapıya yaklaştım ve hızlıca vurmaya başladım. Pis Akgün, bu sefer daha hızlı ve sert vurdum.

Kapın kırılsın Akgün!

Ay niye açmıyor bunlar, hayır yani duymamaları çok anormal olur. Kardeşim sağır mısınız açsanıza kapıyı. Ben kapıya vurmaya devam ederken, büyük bir hiddetle kapının açılması sonucunda az kalsın düşüyordum.

"Hay anasının avradını-" diye devam edeceğim sırada karşımda duran kaslı koca adamı görmemle sözüm yarıda kesildi. Bu kim aq.

"Selamün Aleyküm kardeşim neye bakmıştın. Malum alacaklı gibi kapıyı çalışıyorsun?" derken tek kaşını kaldırıp bana baktı. Gülümsemeye çalıştım. Ayaklarımı götüme vurarak kaçmam lazım, çok pis bakıyor.

"Aleyküm Selam kaslı koca a- ay abi." Tek nefeste hızlıca söylediğimde, son dakika topu çevirip gole atmıştım.

Allah'ım rezil olmadan şuradan çıkarsam çok mutlu olacağım. İmdat Allah'ım.

"Abi Akgün içeride mi?"

"Akgün?"

"Evet abi Akgün."

"Burada Akgün diye biri yok. Sen kimsin?"

"Abi asıl sen kimsin? Burası Akgün'ün evi."

"Kardeşim burası benim evim."

"Abi nasıl senin evin oluyor? Akgün'ün evi nerede o zaman?"

"Ne bileyim kardeşim ben."

"Abi emin misin, hırsız falan olmayasın sen?"

"Değilim kardeşim."

"Abi çocuk salak mı o zaman niye yanlış daire numarasını versin?"

Sinirlendiği belli olmuş olacak ki dişlerini sıkıyordu. Derin bir nefes alıp verdiğinde bir adım bana yaklaştı ben de geriledim. Nas suresi neydi, okumam lazım.

Unutmuş olamam.

Nas suresi nasıl başlıyordu. Allah'ım affet kulunu.

"Bak kardeşim," dediğinde elini kapının arkasına attığında başımı hafifçe sağa kaydırdım. Büyük bir komidinin üzerinden bir şey alıyordu. Lan bıçak mı yoksa!

"Abi daha gencim ben, bırakır mısın lütfen elindekini? Allah bir çarpar dümdüz eder valla."

Sesli bir sabır çektiğinde, elinde tuttuğu şeye baktım cüzdan gibi bir şeydi. "Abi ben dilenci değilim yanlışlık olmasın." dediğimde gözleri ile sanki beni delicekmiş gibi baktığında ben de ona gülümsemeye çalışıyordum.

Sen ne gerizekalısın ya gülmesene kızım, adamı daha da sinir edeceksin.

Cüzdan gibi şeyi açtığında bana yaklaşıp gözümün önüne soktu.

Şansıma sıçayım adam polismiş.

"Saygılar abim. Bir yanlışlık olmuş. Kusuruma bakmayın lütfen size de bu saatte rahatsızlık verdim." diye konuştuğumda kaslı koca polis abi sonunda anlamış olmama şükür namazı kılacaktı az kala. Bu durum komiğine gitmiş olacaktı ki hafifçe gülmeye başladı. "Koral olan Akgün'ü arıyorsan bir üst katımda oturuyor." Mahçup bir tavırla kısaca özür dilediğimde yukarıya çıkmıştım.

Her katta tek bir daire vardı.

Kapının önüne geldiğimde sert bir şekilde kapıya vurmaya başladım. Akgün bu sefer o saçlarını teker teker yolacağım. Kapı beş saniye içinde hızlıca açıldığında Ali bana şok içerisinde bakıyordu. "Almina-" hızlıca ayakkabılarımı çıkartıp, Ali'nin konuşmasına izin vermeden onu kenara ittim.

"Akgün!" diye bağırdığımda yemek masasını kuran dört kişiye sinirle baktım.

"Bana bakın Akgün nerede, Akgün!"

Yanıma hızlıca gelen Duru," Odasında da sen niye bağırıyorsun?" Sorusuna cevap vermeden elimde tuttuğum telefonum ve cüzdanımı Duru'nun eline verdiğimde bileğimde olan tokayı çıkartıp saçımı bağlamaya başladım.

"Odası nerede?" diye sorduğumda kimse cevap vermedi.

Anlaşılır bir soru sorduğumu varsayıyorum?

"Odası nerede?" diye tekrardan sorduğumda, Barış herkesten önce şoku atlatmış bir şekilde bana cevap verdi." Koridorun sonunda." Arkamı döndüğümde tam adım atacaktım ki önüme Ali geçti. "Best kankim niye bu kadar sinirlisin?" Ona cevap vermeyip kenardan geçeceğim sırada tekrardan önüme geçti.

"Ali çıksana önümden." Kafasını sağa sola salladı. " Olmaz şuanda odasına giremezsin." Geri çekilip suratına baktığımda hayretle ellerimi bel oyuğuma koydum. "Alla alla nedenmiş?"

"Üstünü giyiyor da ondan."

"Giymiştir üstünü, çekil önümden."

"Güzel arkadaşım ne bu sinir ne oldu?"

"Az önce onun yüzünden rezil oldum daha ne olsun."

"Ha." dediğinde kafa karışıklığı içerisinde bana bakıyordu, bunu fırsat bilip hemen yanından geçip koridorun sonundaki odaya doğru koştum. Kapı kolunu hızlıca aşağıya indirdiğimde içeriye girdim. Ardından kapıyı kapatıp kilidini çevirmeye başladım.

"Seninle konuşmayacağım demiştim değil mi hatta aynı ortamda bile bulunmayacağım demiştim evet evet bunu da demiştim. Ay Ali bıraksana kapıyı kilidi çeviremiyorum sinir etme beni!" Bir hışımla söylediğimde, kaldığım yerden devam ettim.

"Ama senin yüzünden kaslı koca polis abiye rezil oldum! Bir an beni tutup sülük gibi yere yapıştıracak sandım. Allah senin de cezanı vermesin Akgün." der demez kilidi zor da olsa çevirdiğime şükür edip arkamı döndüm.

"E çüş artık."

Alın size çok ihtişamlı bir bölüm yazdım. Kafalarına zaten diyecek herhangi bir şeyim yook

Dipnot:

BU BÖLÜM EN SEVDİĞİM BÖLÜM OLDU

SEVİYORUM SİZİ HADİ YALLAH.

Yalancı Nefret / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin