1.2

4.8K 271 31
                                    

Bu bölüm için şarkıları dinlemenizi tavsiye ederim <3

Bölüm Şarkılar:

Sefo - Toz Duman

Velet - Aşk Sadece Anlayana

Vote Sınırı; 30, Yorum Sınırı; 20

"Ya sen kör müsün, önünü de mi göremiyorsun?" diye bana çemkiren kıza baktım. Öf bu gençlik artık çürümüş gitmiş, sanki öldürdük ne bu tantana kardeşim.

"Bir de bayıl istiyorsan Feriha." dediğimde, yanımda duran Ali kısık sesle gülmüştü. "Ali, sen çok gülme istersen. Ne de olsa en son güldüğün zaman sonucunun nasıl bittiğini gördük." dedi, Allah'ın cezası miyop. Ayrıca ilkokulda mıydık da bu kadar basit konuşabiliyordu?

Bu kızın tımarhanede falan kaydı var mıdır acaba, hani varsa giriş yapıp atalım şunu bir köşeye.

Doğru ya ben niye bunu akıl edememiştim.

Mahcup bir şekilde, "Ay kusura bakma, avel insanlara alerjim var. Böyle görünce birden tepem atıyor sonrasında ise işte ufak tefek kazalar meydana geliyor." Kaşlarını çatarak gözlerini bana çevirdi. "Sen ne biçim konuşuyorsun, bana avel mi diyorsun?" dedi, anlamamış şekilde.

Ulan kıza gelmiş açıkça söylüyorum, bini avil mi diyirsin diyor.

"La havle, avelsin diyorum anlamıyor avel." dedim, bıkkınca. Ali bu sefer sesli bir şekilde güldüğünde ben de sırıtmaya başladım. Ali'nin gülmesi onun için büyük bir sorundu herhalde.

Ali'nin üstüne yürümeye başlayınca, karşısına geçip onu durdurdum. "Özge, sen benim laflarımı işitemiyorsun galiba. Bir halt yedin işine baktın, yetmedi huzur vermedin Ali'ye. Daha fazla bokunu çıkarmadan laflarını ağzına geri tıka." deyip biraz öteye ittirdim onu. "Almina, bende sana bana dokunma diyorum değil mi? Sende beni anlamak istemiyorsun galiba, eline koluna sahip çık. Kime karışıp karışmayacağımı da sana soracak değilim, muhattabım sen olmadığına göre aradan çekilirsen, Ali ile ufak bir konuşma yapacağım." dediğinde, hem çok konuşmuştu hem de diklenmişti. Şimdi ben çok çabuk sinirleniyordum, böyle alıp yapıştırasım geliyordu ona, ama gel gör ki kendimi ne yazık ki tutuyordum.

Arkamı döndüğümde, Ali'ye baktım. Moralini bozmaması için göz kırptım ona. "Canımın içi sen şöyle biraz uzaklaş buradan, masaya falan geç. Ben şu ortalığı temizleyip geliyorum." dedim, tebessüm ederek. Ali ne yapacağımı anladığı için başını hayır anlamında salladı. "Ali, gitsene. Niye kimse güzellikten anlamıyor acaba, hep kaba kuvvet uygulamak mı zorundayım?" diye isyan ettiğimde, Ali ikilemde kalarak baktığı zaman, başımı hadi dercesine salladığımda gitmek zorunda kalmıştı.

Onu göndermeseydim, ilgi çekeceğim icabına ağzından saçma sapan şeyler kaçırabilirdi.

Derin bir nefes aldım, sakin bir öfkeyle tekrardan Özge'ye baktım. "Eskiden yaşadığımız zamanların hatırına saygı falan da duymuyorum artık. Gözümde, daha doğrusu gözümüzde o kadar düştün ki sadece karaktersiz biri olduğunu anlamış olduk. Senin gibi biri iğrenilmeyihak ediyor. Ötesi olmaz. Onun için kendini daha fazla rezil etmeden hayatına bak. Ali'nin üstüne yapmadığı bir şeyden dolayı suçlamaya kalkışıp üstüne gitmeye kalkışma."

"Almina, sanane bizim aramızda ki meseleden? Benim gözümde de bu hatıraların bir değeri yok, onun için istediğimi yapmakta özgürüm." dedi, söylediğim her şey hiçe sayarak. Daha fazla tutamıyordum kendimi. "Özge, hepimiz gayet iyi biliyoruz değil mi ne haltlar yediğini. İlgi çekeyim bahanesine yapmadığın kötülük kalmadı. Yaptıkların ortaya çıkınca da ben özgürüm deyip kaçamazsın. Biraz dön de şu acınası haline yakın biraz. " dediğimde kolunu sıkıca tuttum. Ona dokunmamdan nefret ettiğini bile bile. Hep o mu beni sinir edecek canım. "Bu sefer seni hedefinden şaşırtırım, bir bakmışsın yere yapışmışsın aha işte o zaman ilgi çekersin." Kolunu sertçe bıraktım. "Hadi sen de yallah."

Yalancı Nefret / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin