2. Bölüm - Tuzak

155 38 517
                                    

"2 ay önce evinde ölü bulunan Sancaklı Ailesi hakkında hala hiçbir açıklama yapılmadı. Yetkililer bu konunun gizli kalması için-"

Bu sinir bozucu sese daha fazla katlanamadım. Radyoyu bir hışımla kapatıp araba camını araladım ve içerdeki stresin dağılması için kendime bir fırsat verdim.

Cihan Sancaklı'nın arkasından bende yola çıkmıştım. Binaya gidip gözlem yapmayı düşünüyordum. Saate baktım.
12.23

Yaklaşık bir buçuk saat sonra binaya girecektim ve aylardır peşinde olduğum şey ile aramda tek engel Cihan Sancaklı olacaktı.

Binanın önünde fazla göze çarpmayacak bir yer bulup park ettim. Etrafı kolaçan ederken arabamın hemen yanında bir hareketlilik hissettim. İki adam arabanın içinden çekim yapıyordu. Gazeteci olabileceklerini düşünüp önüme döndüm. Yarım saat boyunca etrafı izledim. Herkes hayatın akışına kapılmış bir şekilde oradan oraya savruluyordu. Kendimi de onların arasında hayal ettim. Tüm bu yalanlardan, ölümlerden uzakta. Oysa ki biliyordum, normal bir hayat bana çok yabancıydı. Çok uzaktı.

İçimi saran bu berbat his temiz hava ihtiyacımı kabarttı. Araba kapısını hızla açarak aşağı indim. O sırada yan arabadaki adamda aşağı inmişti. Çarpıştıktan hemen sonra özür dilemek için adama dönecekken yere düşen silah dikkatimi çekti. Sorgularcasına tek kaşım havaya kalktı. Bir terslik olduğu tüm düşüncelerim tarafından desteklenirken adama döndüm ve bozuntuya vermeden "Polis misiniz?" diye sordum. Eğer 'evet' derse büyük bir sorun var demekti.

"Evet." Harika!

Gülümseyerek başımı salladım ve hala yerde duran silahı alıp adama uzattım. "Buyrun." Adam tereddüt etti. Ardından elini uzattı. Tam o sırada silahın içindeki şarjörü kilidine basarak serbest bıraktım ve silahın tersiyle adamın burnuna vurdum. Adam acıyla inlerken ayağına taktığım çelme ile boğazından iterek yere düşmesini sağladım. Silahın düzeneğini ayırarak uzağa fırlattım ve yerdeki adamın yüzüne topuğumla vurarak son noktayı koydum. O bayılmıştı fakat karşımda bana silah çeken adam kanlı canlıydı.

İşte nefes kadar yakın bir ölüm tehlikesi daha. Ellerimi yukarı kaldırarak sakin olmasını söyledim. Oysa yerde baygın olarak yatan arkadaşına bakıp sinirle bana yaklaştı ve "Aptal." diyerek silahın horozunu aşağı indirdi. Yeteri kadar yaklaştığında her şey saniyeler içinde gelişti. Vücudumu yana atarak ona uzandım ve elindeki silahın şarjör kilidine bastım. Şarjör aşağı düştü ve adamın dikkati dağıldı. Bunu fırsat bilerek ana parçaları birbirinden ayırdım. Artık adamın elinde kullanabileceği bir silahı yoktu.

Bunu umduğumdan daha hızlı idrak etti ve yumruğunu yüzüme savurdu. Bedenimi arkaya atarak kurtuldum ve tekme atmaya çalıştım. Adam uzaklaştığı için tekmem havada savruldu. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken bir yandan da binaya bakıyordum. Kimsenin dikkatini çekmeyecek kadar uzaktaydık. Eğer Sancaklı bizi görürse her şey tehlikeye girebilirdi.

Ben binaya bakarken adamın attığı tekme boşluğuma geldi. Gözlerim kararırken nefesim kesildi. Öne eğilerek kendime gelmeye çalıştım fakat adam ayak bileğinden çıkarttığı bıçak ile üstüme atılınca buna fırsatımın olmadığı fark ettim. Yüzüne attığım yumruk ile bıçağı düştü. Bıçağa ondan önce ulaşmaya çalıştım fakat başaramadım. Yere düşen bıçağı aldığı an, üzerime atıldı. Kalbim ile bıçak arasında santimler kala adamın elini tuttum ve çevirerek kurtulmaya çalıştım ama çok güçlüydü. Hala nefes alamamam adamın gitgide bıçağı kalbime yaklaştırmasını sağlıyordu. Gözlerim kapandı ve durumu kabullenmek isteyen ruhum, içimde çırpınmaya başladı. 'Artık bitsin!' diye haykırıyordu. Mantığımsa 'dayan!' diye bağırarak intikam ateşimi harlıyordu. 'Şimdi olmaz, dayanman lazım'. Gözlerimi araladım. Daha ailemi katleden caniyi bulup hesap sormamıştım. Burada bitemezdi. Bağırarak etrafın dikkatini çekmeye çalıştım. Bu son şansımdı.

SIRADAKİ KİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin