13. Bölüm - Kaybedilmiş Bir Hayat

70 19 227
                                    

Gecenin karanlığı beyaz bir ışıkla deliniyordu. Yürüyordum. Adımlarım yorgundu ama yürümeyi bırakmıyordum. Işığa ulaşmaya çalışıyordum.

Işık büyüdü. Beni içine alacak kadar yaklaştığında bir ses duydum.

"İclal! Uyan!"

Derin bir nefes alarak gözlerimi araladım. "Cihan?"

"Buradayım. Korkma, yanındayım."

"Neler oluyor? Neredeyiz?"

"Bilmiyorum. Bende az önce kendime geldim." diyerek etrafına baktı ve ayaklandı. Bense nefesimi toparlamaya çalışıyordum. Ensemden akan terle irkildim ve kollarımı kendime sardım.

"Kimse yok mu?" diye bağıran Cihan ile kafamı kaldırdım ve bende etrafıma baktım. Demir parmaklıklar ardında bir odadaydık. Küçücük, izbe bir yerdi.

Kapı sesiyle ayaklandım. İçeri giren kadınla Cihan beni arkasına aldı. "Sonunda kendinize geldiniz. Biz de acaba ilacı fazla mı verdik diye düşünüyorduk."

Cihan onu umursamadan konuştu.

"Sen kimsin? Cihangir nerede? Yine korkup deliğine mi saklandı?"

"Sıla Akın! Derya'nın günlüğünde bahsettiği kadın." dedim, nefretle. Cihan irileşen gözleriyle bana baktı. Ardından Sıla'ya dönerek "Cihangir ile Derya arasındaki aracı sensin." dedi, sesinde öfkeyle karışık şaşkınlık vardı.

"Karımın ve çocuklarımın ölümüne karar veren sensin."

"Üzgünüm. Hiçbirimiz böyle olsun istemedik. Derya kendini nasıl bir tehlikeye attığının farkındaydı. Buna rağmen durmadı. Biz de duramazdık."

Cihan duyduklarıyla kaskatı kesildi. Elleri yumruk şeklini alırken zar zor konuştu. "Ailemi yok ettiniz. Savunmanız bu mu?"

Sıla cevap vermedi. Umursamazca omuz silktiğinde, acıyla duraksayan Cihan için ben devam ettim. "Kes sesini!"

Sıla gülerek bana baktı. "Onun için yapamayacağın bir şey yok değil mi İclal? Çok yazık. Karşılığını göremeden öleceksin."

"Neyse ki sen o günleri göremeyeceksin."

Beni başından savuştururmuş gibi elini salladı ve telefonunu çıkartıp ekranına baktı.

"Cihangir ve Alp ellerine açtığınız yaralar için tedavi oluyor. Sonrasında buraya gelecekler. Son misafirimiz de geldiğinde bu hesap kapanacak."

"Siz ölmeden bu hesap kapanmayacak." dedim, bağırarak. Artık Cihan'ın arkasında değil, yanındaydım.

Sıla güldü. "Tehditler savurmak yerine misafirin kim olduğunu sormanı beklerdim. O eski, sorgulayıcı tavrından eser yok. Baştan aşağı öfkeyle dolusun."

Kahkaha attım. "Neden acaba? Bir türlü canınızı alamadığım için olabilir mi?"

Söylediklerimle yüzü düşen Sıla, Cihan'a döndü.

"Harun'u kimin öldürdüğünü biliyor musun?"

Cihan'ın kaşları çatıldı. Yavaşça "Şu an hapiste-" derken Sıla lafını böldü.

"Hayır, yanında."

Başımı eğerek gözlerimi kapattım. Bu anın geleceğini biliyordum. Cihan'ın bakışlarını üstümde hissettiğimde derin bir nefes alarak konuştum. "Özür dilerim, seni hayal kırıklığına uğrattığım için."

SIRADAKİ KİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin