7. Bölüm - Hayat Garip

92 22 314
                                    

"Hayat garip
Bi' gün köşeye sinmiş ağlıyo
Bi' gün yaşlı güneşe sinirlenmiş bağırıyo
Bi' gün hayallerini toparlayıp, kapıyı çekip çıkmış
Sonra dönmüş arkaya sümkürerek bağırıyo

Garip bu hayat"

(Gülce Duru/Ozbi)

*****


"Baba mı?!"

Fısıldayışım yüzüme korkumun rüzgarıyla çarptı. Şok olmuş bedenim hareket edemezken bir sonraki perdeyi seyretmeye başladım. Sancaklı Ata'yı koltuğa oturtup "Kardeşim, iyi misin?" diye sordu. O da en az benim kadar şaşırmıştı.

Öldürdüğüm adamın Ata'nın babası olduğunu bilemezdim. Pişmanlığım dört bir yanımı kuşatmıştı. Sessizce olacakları izlemeye devam ettim. "Bu nasıl olur? Onu nasıl öldürebilirler?"

Önce vurup ardından patlatarak.

"Henüz araştırma yapmamışlar. Sadece teşhisi koyabilmişler. İçinde olduğu mekan,-" diyerek bana baktı. Dolu gözlerimi kaçırarak bahçeye baktım. Hayatımda tereddütsüz yaptığım en büyük hatamdı bu. "-patlatılmış."

Ata'nın acıyla haykırmasını bekledim. Belki ağlamaya başlayabilirdi. Belki de sinir krizi geçirip ardından yere yığılırdı. Bekledim. Bunlardan birinin olmasını bekledim. Ama olmadı. Hiçbiri.

Verdiği tek tepki kafasını ellerinin arasına alarak "Başaramadım." demek oldu. Anlamadım. Sancaklı'ya dönüp bir ipucu yakalamaya çalıştım. O zaten bana bakıyordu. Benim de ona bakmamla ayağı kalktı ve içeriyi işaret etti. Birlikte mutfağa geçtik. "Neler oluyor?" diye sordum. "Neyden bahsetti?"

"Babası öldüğü için üzgün değil. Babasının sakladığı annesini bulamadığı için üzgün."

Açılan ağzımla "Nasıl yani?" diye sordum. Zihnim karmakarışıktı. Babasının ölümüne üzülmeyecek kadar mı nefret ediyordu ondan? Belki de ölümü çoktan hak etmişti. "Babası Ata on yaşındayken onu akrabalarına bırakıp annesiyle ülkeyi terk etmiş. Zorla götürmüş desek daha doğru olur. Ata o adam yüzünden annesinden ayrı büyüdü. Bir süre sonra ülkeye geri döndüler. Ata annesiyle görüşme fırsatı yakaladı. Ama bu sadece bir kaç gün sürdü. Harun rahat durmadı, onları bir daha ayırdı. O günden beri Ata annesini görmedi. Yerini bulmak için operasyonlar düzenledik ama bulamadık. Yerini Harun'dan başka kimse bilmiyor."

"İnanamıyorum. Neden yaptı bunları? Bu nasıl bir kin?" derken tek pişmanlığım, bu yolda önlerine taş koymuş olmamdı.

"Annesiyle aralarındaki bir mesele. Ata bile bilmiyor." Kafa sallayarak bakışlarımı ondan çektim. O da Ata'nın yanına geri döndü. Düşünmeye başladım. Cebimde ailemin katiliyle iş birliği yapan kişilerin isimleri vardı. Ama şu an öncelikle araştırmak istediğim şey, Ata'nın annesiydi. İçlerinde Harun'a en yakın olan bendim. Ayrıca adamlarından hiçbiri benim yaptığımı bilmiyordu. Başarabilirsem, Ata'dan çaldığım fırsatı ona altın tepsiyle sunmuş olurdum. Yıktığım umutlarını ellerimle gerçeğe dönüştürebilirdim. Hızlıca telefonumu çıkartıp Fikret'i aradım. Son anda açarak "İclal, çok kötü şeyler oldu." dedi ve arkadan gelen seslere karşı daha da bağırdı. "Birisi odaya patlayıcı koymuş. Patronun odasına. Öldü, İclal. Öldürdüler."

Şaşırmış gibi yaparak kısık sesimle "Ne diyorsun sen Fikret? Nasıl olur bu? Patronu nasıl öldürürler?"

"Oldu işte İclal. Mekanda polisler var şimdi. Araştırıyorlar. Ben diğer mekana geçiyorum. Sabah sende gel. Konuşalım." derken sesler rüzgardan dolayı boğuk boğuk geliyordu. "Tamam, geleceğim. Adresi mesaj at." diyerek telefonu kapattım.

SIRADAKİ KİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin