Başka bir evren de
İclal'in canına kıymadığı
Cihan'ın sonsuz acıya dalmadığı
Ata'nın yalnızlığın ipine asılmadığı
Başka bir evren de
Geç kalınmamışlığın evreninde
*******
Geç kalmamıştım.
Umutla başımı arkaya yasladım.
"İclal geliyor abi."
Aceleyle doğrulup arabadan indim. "Güzelim?" Hızlı adımlarla birbirimize ulaştık. Daha yaklaşmadan kaldırdığım kollarımın altına girip, yüzünü göğsüme yasladığında saçlarını okşuyordum. "İyi misin?" Beni onaylayan fısıltılar çıkardı. Ardından kafasını kaldırıp bana sarılmayı bırakmadan konuştu. Gözleri kan çanağıydı. "Sana anlatmam gereken bir şey var. Sana anlatmazsan her an içine dalabileceğim bir şey." Ağlamamak için direnmeye başladığında kaşlarım çatıldı. "Ne oldu?"
Elimi tutarak "Gel." dedi. Arabaya ilerledik. Ata, İclal'e sarılıp son bir kez baş sağlığı diledi. Vedalaştıklarında arabaya bindik. İclal sürüyordu. Hiç konuşmadım. Ara sıra iç çekişleriyle ona bakıyor, kendini tuttuğunu görüp hüznümle önüme dönüyordum. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Her şey bitmişti sonuçta. Ortada bir düşman kalmamıştı.
Yoksa benim bilmediğim birileri daha mı vardı?
Kafamda kurduğum onlarca senaryoyla sahile gelmiştik. Arabadan indik. İclal'in yanına geçtiğimde onu beklemeden ben tuttum elini.
Bir daha asla bırakmamak üzere tutmuştum, henüz haberi yoktu.
Kayalıkların üzerine çıktık. Durgun denize bir adım kala düz bir yere oturduk ve merakla İclal'e döndüm. "Dinliyorum."
Derin bir nefes aldı. Bakışlarını denize çevirip dudaklarını araladığında sabırsızlıkla bekliyordum.
"Ben-" derken sesi titriyordu. Söylemekte bu kadar zorlandığı şey neydi?
Gözlerini kapattı.
Titreyen ellerini tuttum, gözlerini açtı.
Baktıkça daha da derinleşiyor gözleri. *
Konuşmadım. Sessizliğimle cesaretlendi, dudakları tekrar aralandı.
"Ben kendime bir söz vermiştim. Annemleri kaybettiğimde. Onların katilini bulduktan sonra bir hayatım olmayacaktı, bunun için kendime bir söz vermiştim."
"Ne?" Fısıldayışım, acı bir yumruydu boğazımda. Ölmek için kendine söz mü vermişti?
Aceleyle devam etti, sesi, acelesine rağmen bin bir duyguyla yoğunlaşmıştı.
"Sana kadardı bu sözün geçerliliği. Seni tanıyana, seni sevene kadar."
O geceyi hatırladım. Bana, hayatının vereceğim cevaba bağlı olduğunu söylediği geceyi.
Omuzlarım çöktü. Daha önce hiç bir sözüm, birinin hayatında bu denli önem taşımamıştı.
Sessizliğimi hatırladım. Ölmek istemesinin sebebi mi olmuştu sessizliğim? Onu öldüren ben mi olacaktım?
Bu düşünceler doldu gözlerime, ağırlığını taşıyamadım. Titreyen dudaklarımla yüzüm buruştu. Ellerimi çekmeye yeltenmiştim ki izin vermedi. Sıkıca tuttuğu ellerimle, acıya dalmama izin vermeden konuştu.
"Sakın kendini suçlama. Bilemezdin, o geceki sessizliğinin neye mal olacağını bilemezdin. Ama bak, karşılık göremememe rağmen kalbimi ısıtan duygularının beni nasıl kurtardığına bir bak. Buradayım, gitmedim. Babam öldü, aklımı kaybettim. Tekrar, ölmek istedim. Ama... Ama sonra bir şey oldu." derken hıçkırığı kesti lafını. Benim kendimi tutmama inat, o hıçkırarak ağlamaya başladı. Yine de gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADAKİ KİM?
Mystery / Thriller13 sene önce ailesini katledilmiş olarak bulan İclal İlhanlı hayatını intikamına adar. Ailesinin katilini bulabilmek için her türlü yola çıkmaya hazır olan İclal'in yolu Harun Güç ile kesişir. Ona olan minneti boyun eğmesine sebep olurken yardımını...