"Hyung! Yeter artık gülme!"
"A-ama ç-çok komik."
Minho kahkahalarının arasından zorla konuşurken, Hyunjin ona sinirli bir şekilde bakıyordu.
"Komik falan değil!"
"Ay karnım ağrıdı gülmekten."
"İşin gücün yok mu senin? Git yanımdan, sinirlerimi bozuyorsun."
"İşi gücü bırak şimdi sen, resmen sevdiğin çocuğa enişte oldun. Lan enişte diyor sana."
Minho tekrar gülmeye başlarken, Hyunjin odadan sinirli bir şekilde çıkmıştı.
Ardından sekreteri Jisung'un yanına gitti.
"Jisung?"
"Buyrun efendim."
"Bugün önemli bir görüşmem veya toplantım var mı?"
"Çalışanlarınız Ağustos ayı için yeni ürünleri sizlere tanıtacak."
"İptal et, bugün dışarıda başka işlerim var. Yarına ertele toplantıyı."
"Tabi efendim, halledicem."
"Bu arada Minho etrafta gezmesin bazı işler var onları yapsın. Boş boş gezdiği zaman bana haber ver."
"Tamam efendim."
"Gidiyorum o zaman ben."
"İyi günler, Hyunjin Bey."
*
Hyunjin hava almak için sahile gelmişti. Kendini huzursuz hissettiği zamanlar buraya gelir ve sakinleşirdi. Ama bir arkadaş grubu o kadar çok sesli konuşuyordu ki, Hyunjin'in huzursuzluğuna huzursuzluk katmışlardı.
Sinirle ayağa kalktı ve yan tarafında bağırarak konuşan gençlerin yanına gitti.
"Hey millet biraz daha sessiz olabilir misiniz lütfen?!"
Gençlerin hepsi Hyunjin'e dönmüştü, bu kişiler arasında Seungmin de vardı.
"A-ah Seungmin?"
Hyunjin şaşkınlıkla çocuğa bakıyordu.
"Enişte?"
"Aaa Hwang Hyunjin!"
Felix hayranlıkla Hyunjin'e bakarken yanına gidip onu dürtmüştü.
"Büyük bir hayranınızım, fotoğraf çekilebilir miyiz?"
"Felix gel şuraya!"
Seungmin, arkadaşının anlamsız hareketine karşı sinirle homurdandı.
"Benim de eniştem sayılır sonuçta dimi Hyunjin enişte?"
Hyunjin, sarışın çocuğun laflarına karşı garip bir bakış attı.
O sırada Seungmin de arkadaşının kolundan tutup kendine çekti.
"Rezil etme beni."
"Aşk olsun ya."
"Siz şu meşhur Hwang Hyunjinsiniz dimi?"
Bu sefer de Jeongin konuşurken, Seungmin elini alnına vurmuştu.
Susun!
"Evet."
"Her neyse enişte, sen ne yapıyordun burada?"
Hyunjin her enişte lafını duyduğunda biraz daha kötü olurken, Seungmin'e sahte bir şekilde gülümsemişti.
"Kafamı dinliyordum. Siz napıyorsunuz?"
"Biz de insanların kafasını şişiriyorduk."
Felix kendi dediği şeye gülerken, Jeongin de ona katılmıştı.
"Doğru, gerçekten öyle yapıyorsunuz. Sizi uyarmaya gelmiştim."
"Sen onların kusuruna bakma enişte, her zaman ki halleri."
"Sorun değil Seungmin."
"Sen o zaman dinlenmeye devam et, biz de simdi gidecektik zaten."
Seungmin'in imalı imalı söylediği şeyi diğer çocuklar anlamamıştı.
"Daha yeni geldik kanka. Ne gitmesi ya?"
"Aynen ya, daha karpuz kesecektik."
"Başka yerde keseriz karpuzumuzu, şimdi kalkma vakti."
Diyip iki arkadaşını da gitmeleri için çekiştirmişti.
"Görüşürüz enişte!"
"Görüşürüz Seungmin!"
Hyunjin, çok garip hissediyordu. Bir gün Seungmin'in ona enişte değil de sevgilim demesi gerçekleşecek miydi?
////
Ben gerçekleştiririm aşkım üzülme sen 😔✊🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enişten yesin seni
Randomseungmin enişte hyunjin enişten yesin seni söyle canımın içi ana ship: hyunmin yan ship: minsung