yirmi altı

1.9K 292 247
                                        

ben senin sokağına ulaşamam, dardayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ben senin sokağına ulaşamam, dardayım

Bir elimde telefon, bir elimde Yoongi'yle üflediğimiz karahindibaların sakladığım dallarıyla birlikte neresi olduğu bilinmez bir yerdeydim. Karşımda deniz, gözümde yaşlar, aklımda yalnızca yok olma düşüncesi.

Yapacak çok işim olmasına rağmen burada oturuyor ve sonbaharın ilk günleriyle artan meltemlerin ıslak yanaklarımı serinletmesiyle derin nefesler alıyordum. Hayatımın geldiği nokta beni korkutuyordu. Bu noktaya nasıl geldiğimi de bilmiyordum fakat bir keresinde uykusunda bana sırtındaki çilleri izleten bir çocuğa buraya kimin yüzünden geldiğimi itiraf etmiştim. Onun yüzündendi, burada durup hislerim içimden bir bir cımbızla çekilmiş gibi hissederken bunun tek nedeni Yoongi'ydi.

Yine de onu suçlayamıyordum. Ona yalnızca birden benimle arkadaşlığını bitirmesi hakkında kızabilirdim. O da belki de zamanında balığından uzak durması hakkında ona saçmasapan şeyler söylemem yüzündendi. Artık bir neden aramayı bırakmıştım.

Sinirliydim çünkü ben hep böyle bir başıma bırakılmıştım. Etrafta sürekli birileri bir şey yapıyor, bu en çok beni etkiliyor ama kimse ne yapacağım hakkında hiçbir şey söylemiyordu. Biz bir bok yedik, sen de şimdi bununla ne halt yersen ye diyorlardı.

Ben bilmiyordum ki. Böyle bir durumda ne yapılır, kime gidilir, nasıl gülünür, hayata nasıl devam edilir... Bilmiyordum. Sanki dünya dapdaracık olmuştu ve ben tek ayak üstünde bile duramıyordum artık. Kendime kaçacak yerler bulmam gerekiyordu. Kendimi kurtarmalıydım, ben bu şekilde devam edemiyordum.

Şu sıralar annemle aram iyiydi. Neden bilmiyordum. Hoş, bunun hiçbir zaman da bir nedeni olmazdı zaten. O kafasına nasıl eserse bana öyle davranırdı ve şaşırtıcı bir şekilde şu sıralar bir de onunla tartışmayı kaldıramayacağımı anlamış gibi bana sorun çıkarmıyordu. Aksine bir süredir akşam yemeğinde en sevdiklerim pişiyor, odama çekilmek istediğimde sorgulanmıyor, benimle gün içinde yaptıkları ve şu diktiğim pantolonu yırtan meşhur erkek arkadaşı hakkında konuşuyordu.

Onunla böyle zaman geçirebilmek güzeldi ama kalıcı olmadığını biliyordum. Yakın zamanda kafası yine bir şeye atacak ve sinirini benden çıkaracaktı. Hep böyle olurdu. Buna katlanabiliyordum. Bir şekilde üstesinden geliyordum çünkü annemdi o benim. Her ne kadar başıma gelen en kötü şeyler onun ellerinden çıksa da... annemdi. Fakat kalbimin içinde artık oluk oluk kanayan bir yaraya sahipken tüm bunları başarabileceğime olan inancımı kaybetmiştim.

Gecesinde ne yaşarsam yaşayayım sabahına kalktığımda sokaklarımdan gülümseyerek geçerdim ben. Her esnafa kolay gelsin der, onlardan bir tebessüm kazanınca mutlu olurdum. Sokak başında bir kediyi sever, insanların bahçelerinden meyveler yer, arkadaşlarımla birlikte parkın çimenlerinde debelenir, eğlenirdim.

Ben bu yollardan gülerek geçemezdim artık, tüm bunlar geride kalmıştı. Bunu anlamak zor değildi. Ne arkadaşlarım arkadaş gibi geliyordu, ne meyveler eski tadı veriyordu, ne de kediler kendini sevdiriyordu.

flechazo | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin