on iki

2K 303 466
                                        

içsek hayatı bi' dikişte nasıl olsa ölcez bu gidişle beni sarsan, sıkı sıkı sarsan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

içsek hayatı bi' dikişte nasıl olsa ölcez bu gidişle beni sarsan, sıkı sıkı sarsan

2021,

"Jimin-ah seni seviyorum ben."

Canımın kuşu pır etti havalandı, göğsümdeki okun gövdesine kondu. Sanki aylarca üzerine uğraşmışım gibi güçlendi kollarım. Dünya dertleriyle eğilip bükülen omurgam dikeldi. Ayalarıma battı tırnaklarım, sanki şu sıktığım avcumun içine ne koysam paramparça edebilir gibiydim. Parmaklarından bileklerime sızan kuvvetle kendi bedenimi sırtlayıp götürebilecekmiş gibi güçlendim.

"Ben sana kızmam ki hiç." diye devam etti beni bir enkaza çevirip yine çıplak elleriyle inşa ettiğini bilmeden. Dünya eğer donacaksa şimdi tam zamanıydı. "Gülerim, hep gülerim hem de hiç gülmediğim kadar."

"Ben-" Kendi kendime yarıda kestim cümlemi. Ona hiç söylememiştim ki bunu! Pat diye çıkamamıştı işte dudaklarımdan. Fakat söylemek de istiyordum. En çok sevilmeyi seven biri olarak beni peltek diliyle zihnimde kendi yarattığım dünyaya taşıyorsa onun da bunu bilmesi gerekiyordu. "Ben de seni seviyorum."

Bu anın gerçekten yaşanıyor olduğunu fark etmek dudaklarımı aralamıştı refleksle. Biz Yoongi'yle birbirimizi sevdiğimizi söylemiştik ve benim içimdeki tüm karamsarlıklar bir bir cımbızla çekilmiş gibiydi. Tek bir cümlenin beni bu denli rahatlamasına inanamazken şaşkın şaşkın Yoongi'ye bakıyordum. Milim milim suratımı tarıyor, ifademi çözmeye çalışıyordu. Mimiklerime anlam veremiyormuş gibi havalandı tek kaşı.

"Arkadaşlarına bu cümleyi kuracak biriymiş gibi durmuyordun hiç." diyerek açıkladım hayretimi. Tırnakları can yakmayacak sertlikte bileğime saplanırken kiraza bürünen yanaklarına indirdim gözlerimi. Sayfalarca övgüler dizebileceğim beyaz derisine en yakışan şeyin bu kızıllıklar olduğuna karar verdim, bir başka tenin değil.

"Fakat sen bunu duymak için can atan biriymiş gibi duruyordun."

Haklıydı. Duyana kadar tek ihtiyacımın bu olduğunun farkında bile değildim ama doğru söylüyordu. Sevilmeye bu kadar istekli olmak beni kötü biri yapar mıydı? Şımarıksın diyerek beni görmezden gelmeye başlayan arkadaşlarımı haklı çıkarır mıydı bu? Hata mı yapıyordum, hiç bilmiyordum ki.

"Bu yanlış bir şey mi?"

"Değil." demek için bir saniye bile beklemedi. "Değil elbette. Yanlış olan kalbinin sevgiye aç bırakılması asıl."

Bütün derdimi biliyormuş gibi konuşuyordu sanki. Benim hiç doyurulmadığımdan haberdar gibiydi. Bir çocuğun ihtiyaç duyduğu asıl sevgi ailesinden gelen değil miydi? Beni sadece ona hizmet edeyim diye doğurmuş bir anne ve küçük yaşlarımda benden uzaklaştırılan bir babayla buna asla sahip olamamıştım. Belki de abartıyordum. Annemin benden nefret ettiği falan yoktu, sadece sevgisini hissettirmek konusunda başarısızdı çünkü o da sevgisiz bir çocukluk geçirmişti. Bununla yetinmeyi öğrenmem gerekiyordu. En azından büyüklerim tarafından bana söylenen buydu. Oysa onlar da annemden şiddet gördüğümü bilen tek insanlardı. Buna rağmen azla yetinmemi öğütlüyorlarsa bunu başaramayan bendeydi hata. Öyle miydi?

flechazo | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin