Uyarı koymalı mıyım bilemedim ama ortalarda bir yerde * işaretinden sonra başlayan italik yazıda şiddet unsurları(?) bulunmakta. Etkileneceğini düşünenler o kısmı atlayabilir. Öptüüümm şap şup, iyi okumalar.
Cehennem acı çektiğimiz değil, kimsenin acı çektiğimizi görmediği yerdir.
2021,
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Bay Kang'ın odasında geçirdiğim onuncu dakikadan şu saniyesine kadar aklımda dönüp duran tek cümle buydu. Biliyordum, kızmayacağını düşünmek aptallık olurdu ama onu hayal kırıklığına uğrattığımı duymak içime öyle oturmuştu ki yutkunuşlarım bir bir boğazıma dolanmıştı.
Hiçbir suçum yoktu, yemin ederim. Kaç kere o takımı söküp baştan dikmiştim sayamamıştım bile. Kusursuz olması için o kadar çok uğraşmıştım ki son günde yırtılmasında benim hiç suçum yoktu. Bay Kang'a da annemin yanlışlıkla yaptığını, gece boyunca tamir edebilmek için uğraştığımı dile getirmiştim ama önemsememişti.
Kahvaltıdan sonra Yoongi'nin evime gidip Roseanne'in ona annemden gizli pencereden uzatmasıyla aldığı ayakkabılarım ve takım elbisenin geri kalanıyla okula gelmiştim. Yoongi yol boyunca beni cesaretlendirmekle uğraşmıştı ve tam şu an da bu kapının ardında benim bir enkaz halinde çıkmamı bekliyordu. Bana iyi hissettirmek için oradaydı, yalnız olmadığımı göstermek için.
Bazen ona karşı hislediklerimi anlatabilmek için kelime dağarcığım yeterli gelmiyordu.
"Sana geçer not vereceğim." Sandalyesinde oturuyor ve titreyen ellerimle havada tutmaya çalıştığım dikimime bir paçavraymışçasına aşağılar gibi bakıyordu. "Fakat bu sadece geçmeni sağlayacak, ortalamanı düşüreceğinden emin olabilirsin."
Notlarının çok iyi olmasını umursayan biri değildim. Hırslı biri hiç değildim, sahiden. Fakat not takıntısı olan anneme kendimi kanıtlamak istediğim bu süreçte yine annem tarafından baltalanmış olmak kahrediyordu beni. Ağzımla kuş tutsam işe yaramazdı artık. Ben de işe yaramazın tekiydim ya, her neyse.
"Tamam, efendim." Takımı yanımda getirdiğim poşetin içine yerleştirirken başımı eğik tutmaya çalıştım ve her ne kadar kalbimi kıracak bir konuşma yaşamış olsak da en azından beni dersten geçirdiği için "Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
Bir an önce kendimi dışarı atmak ve Yoongi'nin beni güldürmek için sergilediği tatlı mimiklerini izlemek istiyordum. Bana verdiği sözü tutsun, hislerimi öpücükleriyle iyileştirsin istiyordum. Ben sanırım bundan sonra her kötü hissettiğimde soluğu onun yanında alacaktım.
"Söyleyecek bir şeyiniz yoksa çıkıyorum." deyip onay aldıktan sonra eşyalarımı elime alıp kapıyı açtım ve gözlerim hızlıca iyileştiricimi aradı etrafta. İçeri girerken kapının hemen önündeki sandalyede bıraktığım bedenin orada olmayışıyla gerildim.