12 | ❝daha çok utanılırmış gibi❞

644 53 0
                                    

Meral ile konuşmamızın üzerinden neredeyse bir buçuk saat geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Meral ile konuşmamızın üzerinden neredeyse bir buçuk saat geçmişti. Malumunuz yarın okula gideceğim için artık uyumam gerekiyordu fakat benim göz kapaklarım öyle inatçıydı ki bir türlü kapanmak bilmiyorlardı.

Aslında suç göz kapaklarımda değildi. Aklım dönüp dolaşıp hep aynı noktada takılı kalıyordu -Eda ve Buğra'nın ilişkisini ani öğrenişim. Uyku çarkımın arasına sıkışan bu sevimsiz taşı oradan bir çıkarabilseydim, işte her şey çözülecek ve ben de mükemmel bir uyku çekebilecektim.

Sıkıntıyla nefes alıp başımı hafifçe kaldırdım ve bir şekilde uykuya dalmak için yatağımda dönerek bu kez de yüzüstü uzandım.

Hayır!

Lanet olsun!

Uyuyamıyorum işte!

Buğra'yı düşünmek yeterince can sıkıcıyken, onu düşündüğümü düşünmek iki kat can sıkıcı bir noktaya çıkıyor. Söyler misiniz, Buğra benim babamın oğlu mu ki onu bu kadar çok düşünüyorum? Elbette hayır! Babamın oğlu nereden çıktı? Tamam. Öyleyse benim derdim ne? O kahpeyi düşününce elime ne geçecek? Eleven gibi telepatik özelliklerimin olmadığını biliyorsunuz. Düşünce gücümle Buğra'yı o civelekten ayıracak değilim. Ayrıca neden onları ayırmak istiyorum ki? Şimdi de bunu mu düşünüyorum? Allah'ım! Birisi başıma doğru iki el ateş edebilir mi? Artık düşünmek istemiyorum.

İstemiyorum!

Kollarımı yastığın atına geçirip yüzümü biraz daha derine gömdüm. O kadar umutsuz bir haldeydim ki artık Buğra babamın oğlu bile olsa onu düşünmeyi kesemezdim. Aklıma bir şekilde girmişti işte.

Mert ile ikisini sevgili yapmadan gün yüzü göremeyeceğimi söylemiştim.

Yüzümdeki acınası ifadenin sonsuza dek orada kalacağını düşünürken yastığımın altındaki telefon işaret parmağımın altında titreyerek bu tezimi çürüttü. Sağ elimle telefonu kavrayıp başımı yastığımdan hafifçe kaldırdım ve gelen mesajları ağırca okudum. İşte kafamdaki düşünceleri dışarı kovalamama sebep olan o kişi ve onun benim eteklerimi tutuşturacak kadar antipatik olan mesajları.

Mert Sean Schwarz!

Vizyonsuz İt: Bir varmış bir yokmuş...

Vizyonsuz İt: Vakti zamanında şirin bir kız, sokak ortasında müstehcen şeyler okumanın heyecanını yaşıyormuş.

Vizyonsuz İt: Okuyan kişiye dikkatli bakın, dünyada ondan güzeli yokmuş.

Vizyonsuz İt: Sonra ne olsa beğenirsiniz?

Vizyonsuz İt: Bu güzeller güzeli kız, yakışıklı mı yakışıklı Apollon tarafından basılmış!

Kamuran: Mert...

Kamuran: Yine kime mitoloji anlatıyorsun?

Kamuran: Ben seni rencide etmeden önce kaybolsan iyi edersin.

Son Aşk | OnsraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin