Perde 71- Gri Saçlı İblis

1.7K 188 21
                                    

Bölümün başı Diego'nun ağzından anlatılıyor.
Sonra değişiyor, zaten belirttim. ^_^
Keyifle oku öcü!!
Şarkı: Nirvana- Come As You Are

-Diego-

"Burnu annemi andırıyor."

"Hayır, burnunda kavis var. Lucifer'ın burnu bu."

Sesler tanıdık değildi. Evimde, sıcacık yatağımda dinlenirken tanımadığım heriflerin neden odamda, başımın dibinde bağırdığını anlamaya çalıştım. Onları içeri kim almıştı ve bahsettikleri burun kimin burnuydu?

"Ayılıyor galiba," dedi bir kız sesi, ardından belime sertçe çarpan şeyle yüzümü buruşturdum. "Yabani misin Meredith? Çocuğu neden tekmeledin ki şimdi?" Başka bir kızın öfkeli sesi beynime doluşunca gözlerimi açmaya karar verdim. Evime zorla girmenin bedelini bu serserilere ödetecektim.

Başımı oynatınca keskin bir ağrı ensemden şakaklarıma saplandı ve inleyerek elimi gözlerime götürdüm. Ağrı gözlerimde değil, başımın hemen arkasındaydı. Acı saniyelerle artarken yüzümü kapayan parmaklarımı indirip göz kapaklarımı araladım.

Bir grup insanın başımda toplandığı doğruydu ama mekân yanlıştı. Evimdeki sıcacık yatağımda değildim, dükkânın arkasındaki çöp kovalarından birine yaslanmıştım. Beynim bir an için gördüklerini idrak edemeyince gözlerimi tekrar tekrar kapatıp açtım. Yabancılar hâlâ karşımdaydılar, simsiyah gözleri olan gümüş saçlı bir tanesi üzerime eğilince kaçmak için kendimi geri çektim.

Sırtım teneke kovaya sertçe çarpınca başımdaki ağrı yeniden hortladı ve bu kez sövdüm.

"O kesinlikle senin kardeşin Draza," dedi kız. Sesi keyifliydi. Ben burada ruhumu teslim ederken o gülüyor muydu yani? Gözlerimi açmadan elimi havada rastgele salladım. "Pekâlâ, kimsiniz bilmiyorum ama inanın bende isteyeceğiniz hiçbir şey yok. Param yok." Elimi pantolonumun ön cebine atıp cep telefonumu çıkardım. Gözlerim hâlâ kapalıyken telefonumu bilinmezliğe uzatıp, "Tek sahip olduğum bu. Taksitlerini hâlâ ödüyorum ama alın sizin olsun," dedim. Biri elime vurunca telefonum sokağın karanlık asfaltına sertçe çarptı.

"Gözünü aç ejderha." Güçlü bir erkek sesi konuşunca diğerleri sessizliğe gömüldü. İçimdeki ateşi çağırmayı düşündüm ama yeterince güçlü hissetmiyordum ki. Alevli nefesi çağırmak oldukça büyük bir güç gerektiriyordu.

"Yüzlerinizi görmedim, yani beni bırakın ve hayatlarınıza geri dönün. Sizi yetkililere teslim etmem." Oysa über mükemmel çalışan altıncı hissim bu insanların yetkilerle işi olmadığını söylüyordu.

Ya Diego... İşte böyle. Onca yıllık ejder uykusu, sosyal hizmetler kâbusu, sayısız koruyucu aile ve asla güldürmeyen kız arkadaşlardan sonra sonun bu bok kokulu çöplerin arasında can vermek olacak.

Elimi enseme götürüp acının kaynağına parmaklarımla dokundum. Diklemesine bir bıçak beynimin içine giriyor gibi hissettirirken daha fazla dayanamayıp gözlerimi açtım.

Haklıydım, bu insanların yetkililerle işi olamazdı çünkü öncelikle onlar insan değillerdi. Beyaz saçları neredeyse beline kadar uzanan zarif bir adam suratında kuşku dolu bir ifadeyle beni izliyordu. Karanlıktan mı öyle görüyordum yoksa bu herifin göz bebekleri yok muydu, emin olamıyordum. Hemen yanında başka bir adam iri kollarını göğsünde kavuşturup merakla yüzüme bakıyordu. Kafamı artık nasıl sert çarptıysam adamın arkasında uzanan dev alacalı kanatlar görüyordum. Kızlarsa iki kişiydiler. Biri oldukça sıradan ama güzeldi. Ela gözlerini kocaman açarak üzerime eğilmiş yüzümü inceliyordu, hemen yanındaki kızıl ise bankoda memelerini masaya yayıp elime yakıcı bir kolye fırlatan kızdı.

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin