Perde 46- Özgürlüğün Bedeli

2.9K 367 110
                                    

Hey, vedaya az kaldı..

Keyifle oku bakalım!

Oy ve yorum uyarısı yapmak artık beni de sıkmaya başladı. Yapmayanlara artık üzülmemeye çalışacağım, ne edeyim. Neyseh trip yok devamke.

Şarkı: Supermassive- Black Hole

Şarkı: Supermassive- Black Hole

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Cassie-

"Çekil önümden, aşağı inmem gerekiyor."

Ama yaratık çekilmiyordu. Karanlık gözlerinde göremediğim ifadenin ne dolduğunu merak ediyordum. Öfkeli miydi, şaşkın mıydı, üzgün müydü bilemiyordum ama onun ne olduğunu biliyordum. Babasını öldürdükten sonra Aidan'ın peşime diktiği kara bölük iblisiydi. Başının iki yanında kulaklarının olması gereken yerde geniş yarıklar vardı. Dikkatli bakabilirsem o yarıkların içinden beynini görebileceğimi düşünüyordum.

"Üzgünüss."

Üzgünmüş! Tanrım, buradan çıkmam gerekiyordu. Meredith'i bulmam, onunla Aidanhell'in durumunu konuşmam sonra da liderlik konusuna bir göz atmam gerekiyordu. Bütün bunları yapabilmem, şu lanet yerden çıkmama bakıyordu.

Elimi kemerimde sakladığım hançere uzatıp parmaklarımla kabzayı sıkıca sararken bir kez daha iblise baktım. "Burada kalınızs lütfens." Hançeri kavrayıp ona gösterecek şekilde karnımın önünde dikey bir şekilde tuttum. İblisin göz kapakları olmadığı için bana bakan gözlerinde herhangi bir değişiklik var mıydı, emin olamıyordum.

"Bu hançeri sana sapladığım an bayılırsın ve ben giderim. Neden sana zarar vereyim? Tek yapman gereken önümden çekilmek."

İblis ağır aksak hareketleriyle başını sağa sola salladı. Konuşmaya başladığında parmak eklemlerinden çıtırtılar geliyordu. "Canımıs yanmass." Afallayarak geri çekildim. "Nasıl canın yanmaz?" diye sordum dehşete kapılarak.

İblis bir yarasanınki gibi sadece ince gergin bir deri ve sivri kemiklerden oluşan kanatlarını huzursuzca kıpırdattı. "Hissetmeyiss." Hissetmiyorlar mıydı? Saçma, acıyı hissetmeyen bir varlık olamazdı ki. "Nasıl hisse..."

"Cass, askerimi sıkıştırmayı bırak."

Sözlerim, Draza'nın kendini beğenmiş sesinin zehirlediği cümlesi ile ağzıma tepilmişti. Hançeri yeniden kemerime sıkıştırıp gelen iblise dönerken beceriksizce sabırsızlığımı dizginlemeye çalışıyordum.

Draza da tıpkı benim gibi saçlarını tepede toplamıştı. Uzun saçlarını kestirmediği sürece daima bir elf gibi görünecekti ama anlaşılan böyle ufak ayrıntılara takılmak gibi bir derdi yoktu.

"Onlar ne? Yani ne olduklarını biliyorum, kara bölük ama tam olarak ne demek bu? Hissetmediğini söylüyor." Kara elf beyaz gömleğin altına dar siyah bir pantolon giymişti. Kasten elf gibi mi görünmek istiyordu yoksa iblisin kimliğine mi kazınmıştı, anlam veremiyordum. Aidan asla tayt ve tuniğimsi gömleklerden giymezdi.

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin