Canını yediğim selam.
Yorum yapmazsan üzülürüm, keyifle oku!
Şarkı:What I've Done- LP
Yemin ederim hepiniz delisiniz. Ama bu hoşuma gidiyor.
Belimin üstündeki kolun ağırlığı böğrümü deliyor gibiydi. Uyku zihnimin ücra köşelerinden bir bir çekilirken gerçeklik gelgit zamanındaki bir dalga hareketi gibi anılarımı yıkadı.
Doğdum, avcı oldum, büyüdüm, şeytan oldum, melez oldum sonra tekrar şeytan oldum ve şimdi yeniden farklı hissediyordum.
Gözlerimi açmadan boştaki elimle sırtımı yokladım. Parmaklarım kürek kemiklerimin aşağısındaki iki küçük çıkıntıya değince rahatladım. Hâlâ oradaydılar.
Bir şey daha oradaydı. Varlığını hissediyor ama gözlerimi açmaya korkuyordum. Ya gerçek değilse? Ya her şey dev bir şakaysa ve birazdan Max ve Meredith gelip bana eşek şakası yapmak için birkaç faninin ruhunu perilere sattıklarını söylerlerse? Onları öldürürdüm. Ah, evet, bunu yapardım!
"Cesur ol ve uyan." Derin bir nefesle ciğerlerimi güçlendirip gözlerimi araladım.
Kalbim tekledi.
Yerimden nasıl kalktım bilmiyorum ama birkaç saniye içinde üzerindeydim. Bacaklarımı iki yanına koyup ellerimle yüzündeki kömür karası saçları çektim. Ölü müydü? Hayır hayır, bu saçma olurdu. Yanımda neden ölü bir hâlde yatıyor olsundu ki?
Gözyaşlarım gözlerimi yakarken bağırmaya başladım. "Hayır hayır, uyan, ölmedin değil mi? Öldüysen seni öldürürüm!"
Şeytan o kadifemsi kahverengi kirpiklerini oynattı.
Ve ben neredeyse üzerinden devrilecektim. Göz kapakları yavaşça yukarı kalkarken kolumla burnumdan akan sümüklerimi sildim. Şeytan kahverengi bal gözlerini gözlerime dikince dengemi bütünüyle kaybedip üzerine kapandım. Şimdi hıçkırıyordum. "Sen gittin. Ben seni aradım ama melekler... Seni bulamadım."
"Şşş, Cass! Buradayım, sakin ol." Güçlü elini ensemde hissettim, saçlarımı okşuyor gibiydi. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama ben konuşmaya devam ettim, ona her şeyi anlatmam gerekiyordu. "Ben birilerini öldürdüm ama çok öldürdüm. Ah, Aidan, ben artık ben değilim." Ve tekrar hıçkırıklara gömüldüm.
Gerçek, pek çok şekilde beynime üşüşürken güçlü kalmak imkânsızdı. Aidan gittikten sonra tamamen karanlık tarafa geçmiştim. Lilith'in kuklası olmuş, avcıları öldürmüş, bir av köpeği gibi sevdiklerimin bile peşine düşmüştüm.
Kalbimdeki tüm iyilik Aidan ile ölmüştü.
Gözyaşlarım şeytanımın güzel kokulu yanaklarını ıslatırken ağlamaya devam ettim. Sesim ağzına mendil sokulup konuşmaya çalıştırılan insanlar gibiydi. "Seni aradım. Göremeyeceğimi bilsem de aradım. Ama aşkımdan değil. Rüyalarımda kafamı karıştırıyordun, seni öldürmek için aradım."
Ondan ayrılıp vereceği tepkiyi görmek için gözlerine bakamadım. Orada öylece durmaya devam ettim. Dizlerim bükülü kalmanın verdiği etkiyle acımaya başlamış olsa da duruşumu bozmadım. Acıyı neden hissettiğimi bilmeden ağlayarak konuşmaya çalıştım. "Sonra dünyaya indim... Jo. Onu bulmam lazım."
Şeytanımla aramızda tek bir santim bile kalmadan nefeslerimiz birbirine karışırken birbirimize baktık. Şişmiş bir kurbağa gibiydim. "Her şey için özür dilerim." Aidan işaret parmağıyla dudaklarıma hafifçe dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLİ KANATLAR
FantasiATEŞLİ KANATLAR SERİSİ BASILI BİR ESER OLUP ANLIK OLARAK DÖRT KİTAPTAN OLUŞMAKTADIR. 1)HİLEKAR (FİNAL VERDİ) 2)LİDER (FİNAL VERDİ) 3)DİRİLİŞ (FİNAL VERDİ) 4)KAHİN (YAYINLANMAYA DEVAM EDİYOR) SERİNİN BASILI HALİNE İNTERNET SİTELERİNDEN ULAŞABİLİR YA...