-21

1.3K 73 8
                                    

Beynimde dönüp duran cümle karnımda kelebeklerin uçuşmasına sebep olmakla kalmayıp bembeyaz olan tenimi yavaştan kırmızıya döndürerek utandığımı belli ediyordu.

Gerçekliğinden şüphe duyacağım kadar güzelsin.

Sıcak mı olmuştu sanki burası ya? Bu cümle neden içimdeki közleri harlamıştı ki? Ben bu kadar kolay etkilenen bir insan değildim aslında. Neydi bu anlımdan akan terlerin ve heyecanla çarpan kalbimin sebebi?

Kapının aniden çalması ile irkildim. O sırada Eren'in sesi duyuldu.

"Asel, iyi misin?" Evet , tam zamanıydı.

"İyiyim Eren?"dedim 'ne oldu?' dercesine.

" 3 saattir çıkmadın da."dedi Eren imalı bir ses tonuyla.

"Keyfimden durmuyorum herhalde Eren, git koridordaki lavaboyu kullan işim uzun benim."dedim sinirlenmiş gibi yaparak. Aynen keyfimden durmuyorum burada. Bir çay, kahvemiz eksik .

"Tamam o zaman ben çıkıyorum dikkatli ol ha!"dedi Eren uyarıcı bir şekilde ve ardından kapı sesini duymamla birlikte odadan çıktığını anlamıştım. Derin bir nefes alarak lavabonun kapısını açarak içeriye göz attım. Kimsenin olmadığndan emin olunca rahatlayarak  çıktım lavabodan. Benim arkamdan Eray'da çıkmıştı. Hızla Eray'ın kolunu tutarak kapıya doğru çekiştirdim.

"Bir an önce çık buradan."dedim telaşlı sesimle. Kapının kulpunu indirip, kapıyı aralamam ile kapının ardındaki babam ile göz göze gelmem bir olmuştu.

Şaşkınlıkla birlikte Eray'ı hızla kapının arkasına ittirdim. Babamın şaşkın bakışları beni bulurken kapıyı iyice araladığında , daha fazla açmaması için kapıyı tutmuştum. Çünkü biraz daha açarsa Eray'a çarpacaktı.

"Asel?"

"Baba."dedim sanki hiçbir şey olmamış gibi.

"Ne yapıyorsun kızım sen ayakta?"

"Biraz hava almak için aşağı inecektim baba, bunaldım bu odada."diyerek çok mantıklı olduğunu düşündüğüm bir yalan söyledim. Bence mantıklıydı.

"Kızım serumun bitince çıkacaktık zaten."dedi babam anlamsız bakışlar atarak.

"Baba cidden çok bunaldım. Biraz hava alalım , sonra da çıkarız zaten."dedim yalvaran bakışlarımla.

Kapıyı tuttuğum için kapının arkasında kalan dört parmağımla oynayan Eray'ı umursamamaya çalışıyordum. Parmaklarım sanki gitar teliymiş gibi kendi parmaklarını, parmaklarımın üzerinde bir aşağı bir yukarı olacak şekilde sürtüyordu.  Tırnaklarıyla benim tırnağımdaki şeftali tonundaki ojeyi kazıdığını anladığımda kapıyı biraz daha aralayarak ona çarpmasını sağladım.

"Ah!"

Dakikasında bunu yaptığıma pişman olmuştum. Çünkü Eray'ın acı niğdalarını babamın duymamasına imkan yoktu. Telaşla bağırdım. Aklımca Eray'ın sesini bastıracaktım.

"Baba! Hadi, gerçekten sıkıldım artık."konuşmaya devam ederken bir yandan da babamı asansöre çekiştiriyordum. Babamın az önce bir şeyler karıştırdığımı anladığına eminim ama anlamamazlıktan gelmişti. Canım babam ya! Seviyorum bu adamı. Asansöre bindiğimizde tam kapı kapanacak iken koşarak  bize doğru gelen Eren'e gülmeye başlamıştım. Asansöre yetişmeye çalışıyordu.

Asansörün kapısının kapanmasına saniyeler kala içeri atabilmişti Eren kendini. Eren sinirle hâlâ gülen bana bakıyordu.

"Kızım maden gördün geldiğimi niye durdurmuyorsun kapıyı."diye sitem ettiğinde babam da gülmüştü.

Suç Mahalli  | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin