"Baba gerçekten iyiyim ya! Niye inanmıyorsun?"dedim bıkkınlıkla. Hâlâ hastane odasındayadık ve Burak'ın tam da tahmin ettiği gibi Eren babamı kandıramamıştı.
"Evet babam...tamam babam, tamam...hadi bende seni seviyorum... Allah'a emanet."sonunda telefonu kapatıp Eren'e uzattım. "Oh be!"dedim yatağa yayılırken.
"Abi diyorum size, adam polis inanmıyor!"diye söylendi Eren.
"Yalan söylemeyi beceremedim demiyor da."Eren ile alay eden Burak'a gülerek göz devirdim. Burak ve Eren tartışırken doktor girdi odaya. İlk uyandığımda gelen doktordu bu.
"Merhaba gençler."dedi adam.
"Aa abi sen türkçe konuşuyorsun?"dedim şaşkınlıkla. Adam benim şaşkınlığıma gülerek.
"İlk geldiğimde de türkçe konuşuyordum yeni mi fark ettin?"
"Aaa evet , hatta bana nasılsın falan demiştin bende cevap- doğru ya!"herkes bana garip garip bakarken biraz utanmıştım. Adam bu halime gülerek elindeki iğneyi serumun içine enjekte etti.
"Ne zaman çıkarım buradan?"
"Yani aslında serumdaki ilaçtan dolayı birazdan uyukuya dalacaksın. Uyandıktan sonra istersen çıkabilirsin ama birkaç gün kalmanı tavsiye ederim çünkü sıkı yönetim altında olman lazım. Her an ani sancılar, sızlamalar olabilir ve ilaçların, kremlerin doğru ve vaktinde kullanılması gerekiyor. Eğer bu şartlara uyarım diyorsan yaklaşık üç saat sürecek olan uyukundan uyanınca çıkabilirsiniz."
Doktor konuşmasını tamamlayıp odadan çıktı. Doktorun hemen ardından elinde bir yemek tepsisiyle hemşire girdi. Tepsiyi yanımda duran masanın üzerine bırakarak "Afiyet olsun."dedi ve çıktı odadan.
"Siz de kantine inin ben Asel'e yardımcı olup geleceğim."Eray'ın sözü üzerine Burak ve Eren odadan çıktı.
"Sende git , ben kendim hallederim."ne kadar diretsemde Eray yemek tepsisini alıp kucağıma koydu ve kendisi de yatağın kenarına oturdu.
"Ee hani doktorun verdiği ilaç beni uyutacaktı?"
"Demek ki hemen etkisini göstermeyen bir ilaç. Doktor salak değil ya , düşünmüştür elbet."dedi Eray ve tepsiden kaşığı alarak çorbaya daldırdı. Kaşığı bana doğru uzatınca kaşlarımı çattım.
"Eray abartma, böyle yemek yiyemem ben."
"Asel ağzını açar mısın lütfen?" Eray'ın çorba uzatan elini hafif ittirerek karşı çıktım.
"Eray sana lütfen. Gerçekten öyle yemek yiyemem ben, sen kantinden kendine de yemek al birlikte yiyelim lütfen."
Eray kaşığı tekrar kasenin içine bıraktı. "O zaman sen ye, ben aç değilim. Sen uyanmadan önce yemiştim."dedi ve yanımda oturmaya devam etti. Çorbadan bir kaşık aldığımda günler sonra ilk defa bir şeyler yediğimi hatırladım. Çorba midemin bulanmasına sebep olsada bunun nedenini günlerdir yemek yememem olduğunu bildiğim için umursamadım."Beni bulmanız neden o kadar uzun sürdü?"dedim yemeğimi yerken.
"Polislerin aptallığı işte. Boş ver , şimdi bunları konuşmayalım."dedi Eray bakışlarını üzerimden çekmeden.
Hiç yeri ve sırası olmadığını bilmeme rağmen sordum. "Eray bir şey soracağım, yani sürekli bu konuyu açmak istemiyorum ama artık merak ediyorum."
"Neyi?"
"Burada olmamızın gerçek sebebini. Hiç bilmediğim bir ülkedeyim ama neden? Ne oldu da babam böyle bir karar aldı Eray? Lütfen anlat artık."
Eray başını hafifçe öne eğdi ve bir süre öyle bekledi. Derin bir nefes alıp söze başladı."Orhan Karat. Öldürdüğüm adam. Burak'ın şuan ki yani üvey annesine uyuşturucu satıyordu. Biz bunu öğrendiğimizde çok kez Orhan'ı uyardık ama şerefsiz satmaya devam etti. Burak'ın annesi böyle bir kadın değildi zaten, işin içinde başka şeyler olduğunu anlamıştık. Burak annesiyle konuşmaya çalıştı ama hiçbir şey öğrenemedi. Annesi hiçbir şey anlatmadı.
Bende Orhan'ın karısı, yani öz annemiz olan Selda Karat'ın yanına gittim. Bir tane kızları var. Kızıyla tehdit ettim olan biteni anlatsın diye." Gözümü kırpmadan dinliyordum Eray'ı. Eray yutkunup konuşmaya devam etti.
"Orhan , Burak'ın annesini tehdit ediyormuş. Burak ile hemde. 'Uyuşturucuları satın al, ister kullan ister bir başkasına sat ama polise gidersen veya benden mal almayı kesersen oğlunu unut!' gibicesinden tehdit ediyormuş işte. Elinde çok miktarda mal kalmış ve satamazsa öldürülürmüş falan. Selda böyle anlattı. Biz bunu öğrendik ve Burak'ın annesinin ,Orhan'dan uyuşturucu alacağı gün buluşacakları yere Burak'ın annesinden Burak ve ben gittim. Orhan'ı daha önce de uyardığımız için bizi hemen tanıdı.
Aslında polis çağıracaktık direkt ama Burak annesinin başı yanar diye kendimiz halledelim dedi. Öldürmek gibi bir niyetimiz yoktu zaten. Burak , Orhan'a tahammül edemeyip saldırdı. Orhan dayak yiyeceğini anlayınca da bıçak çekti şerefsiz. Sonra bir şekilde Burak bıçağı Orhan'ın karnına saplanmasına sebep oldu ama ben hemen araya girdim. Burak'ın o kadar gözü dönmüştü ki böyle bir şey yaptığını hatırlamıyor zaten. Sonra hemen Orhan'ın karnından bıçağı çıkarttım. Ölmek üzereydi ama ölmemişti. Kardeşim katil olmasın diye tekrar sapladım bıçağı karnına. Yani Burak Orhan'ı, hatırlamıyor olsa da yaraladı ve ben öldürdüm. Zaten sonra Burak'ın annesi geldi. Kadının tabi hiçbir şeyden haberi yok. Burak'a hemen annesini oradan götürmesini söyledim.
Burak annesini de alıp oradan ayrıldı. Zaten o sırada da sen beni gördün. Tabi benim haberim yok. Hemen Orhan'ı hiçbir iz bırakmayacak şekilde kaldırdım , olayın üstünü örttüm. Yani ben öyle sanıyordum , Selda Karat olayı çakana kadar. O anladı zaten bizim yaptığımızı. Sonra zaten sen yazdın, olay iyice patladı. "
Ne diyeceğimi bilemez bir halde Eray'a bakakaldım. Böyle bir hikâye asla beklemiyordum.
"Bir şey söylemek zorunda değilsin Asel, yemeğini ye. Bu konuyu bir daha açma ve Burak'ın hâlâ Orhan'ı yaraladığından haberi yok." Bu konu üzerinde daha çok konuşmak istedim ama Eray'ı sıkmak istemiyordum.
"Baban da iki gencin bir anne için verdiği mücadeleden etkilendi herhalde."deyip güldü alayla. Gözlerimi açık tutmak zorlaşmaya başlamıştı benim için. Boğuk boğuk geliyordu sesler.
"Eray."dedim.
"Söyle?"dedi.
"Tepsiyi alır mısın üstümden?"
"Daha yemedim hiçbir şey."dedi Eray kızgınlıkla.
"İlaç etkisini göstermeye başladı sanırım."dedim boğuk çıkan sesimle. Eray olayı anlamış olacak ki hemen tepsiyi üzerimden alarak yatmama yardımcı oldu. Yatarken canım biraz yansada bunu önemsemedim ve yeni bir uykuya kucak açmadan önce son hissettiğim Eray'ın anlımdan öpmesiydi.
************
Geç ve kısa bir bölüm oldu maalesef:(
Kusura bakmayın lütfen.
Oy verirseniz çok sevinirim:)
✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç Mahalli | Yarı Texting
JugendliteraturSiz: Her şeyi biliyorum!!! 05********: Ne saçmalıyorsun? 05********: Kimsin? Siz: Gördüm diyorum... 05********: Neyi gördün? Siz: Her şeyi:) ✨ DÜZENLİ BÖLÜM YAYIMLANMAKTA✨