Kapının tıktıklanmasıyla gözlerimi araladım. Yüzümün her noktası sızlıyordu. Çakma pamuk prensesin nasıl bir tırnak yapısı varsa artık deldi tüm suratımı.
Yerimden kalkıp lavaboya girdim. Kapı hâlâ çalıyordu ama banane. Gelse gelse Eren ya da Eray gelmiştir. Beklesinler. Lavaboda işlerimi halledip çıktım. Kapı daha yüksek bir sesle çalmaya başlamıştı. İnadına yapar gibi yavaş adımlarla ilerleyerek açtım kapıyı.
Karşımda Eray'ı görmeyi bekliyordum ama telaşlı bir Eray'ı beklemiyordum.
"Kızım niye açmıyorsun kapıyı?"bağırmasıyla yüzümü buruşturdum.
"Bağırma."dedim aşırı sakin bir sesle ve aynı ses tonuyla ekledim "Niye geldin?"
Sırıtarak kapının pervazına yaslandı. "Sevgilimi almaya geldim."dedi göz kırparak. Alaylı bir ifade vardı yüzünde.
Boş bakışlarımı sabit tutarak "Yanlış gelmişsin."dedim ve konuşmasına fırsat vermeden kapıyı yüzüne kapattım. Dediği şeyin gerçek olmasının hayali bile beni dünyanın en mutlu insanı yapıyordu ama Eray bu tavrımı hak etti. Kusura bakmasın ama asla ona taviz vermiyecektim.
Kapıyı çalmaya devam etti Eray.
"Açar mısın lütfen kapıyı?"gibi bir şeyler geveliyordu.
"Eğer açmazdan Eren'den kartı alıp zorla girerim."dediğini de duymuştum. Ve ardından sesler kesilince Eray'ın Eren'in yanına gittiğini anladım ve odadan çıktım. Eray ortalarda gözükmüyordu. Hızla asansöre bindim. Arasın dursun beni.
Son anda fark ettiğim şeyle kaşlarım havalandı. Tek başıma asansördeydim! Hemde bir otelin asansörü! Hızla kapıyı açma tuşuna basacaktım ki yan yana oldukları için '-3' tuşuna bastım ve asansör aşağı doğru harekete geçti. İçimden küfürler savururken asansör '-3' katında durdu. Tabi o sırada ben bildiğim tüm duaları okumuştum.
Hızla kendimi dışarı attım. Ve saniyesinde pişman oldum. Artık bir şeylere saniyesinde pişman olmaktan bıktım ya!
Burası otele ait kapalı otoparktı. Bir tane adamı diz çökmesini sağlayıp omuzlarından turuyordu iki kişi. Bir kişi de silahını adamın kafasına dayamış bağırıyordu.
"¡VOY A MATARTE!" SENİ GEBERTECEĞİM!
Ve ben silahı doğrultan adam ile asansörden iner inmez göz göze gelmiştim.
"por favor, ayúdame." lütfen bana yardım edin. Dedi diz çöken adam bana bakarak.
Adamın ne dediğini anlamamıştım.
"callarse la boca!" Kes sesini. Diye bağırdı silahlı olan ve ardından bana doğru gelmeye başlayınca telaşla arkamı döndüm ve asansöre binip neredeyse bütün katların tuşuna bastım ama ne yazık ki kapı kapanmadan adam içeriye girmişti ve kapı kapanmıştı. Asansör hareket edince adam sinirle tuşlara basmaya başladı asansörün durması için.
"Durmuyor , az önce denedim." Dedim boş bulunarak. Adamın ateş fışkıran gözleri beni buldu. Silahı bana doğrultarak "Has visto todo, ¡tú también morirás!"her şeyi gördün sende gebereceksin! Diye kükredi adeta.
Korkuyla asansörün duvarına sinmiştim. Adam tam tetiği çekeceği sırada asansörden değişik sesler gelmeye başladı ve asansör durdu. Ardından asansörün ışıkları gitti. Adam silahı indirip etrafına bakınarak bir şeyler söylemeye başladı. Tabi ki anlamıyordum.
Yine bir otelin asansöründe kalmama mı yanayım , yanımdaki silahlı piskopata mı? Adam telefonu çıkartarak birisini aradı ve hoparlörü açarak konuşmaya başladı. Oha telefon çekiyor mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç Mahalli | Yarı Texting
Roman pour AdolescentsSiz: Her şeyi biliyorum!!! 05********: Ne saçmalıyorsun? 05********: Kimsin? Siz: Gördüm diyorum... 05********: Neyi gördün? Siz: Her şeyi:) ✨ DÜZENLİ BÖLÜM YAYIMLANMAKTA✨