"Feris." dedi arkamdan tanıdık bir erkek sesi. Beklemediğim bir an olduğu için irkildim. Oluşan sessizliğe alışmıştım. Dakikalardır burada oturduğumdan dolayı dalıp gitmiştim.
"Senin ne işin var burada?"
Dikkatlice yanıma oturdu. "Seni merak ettim."
"Takip mi ettin?"
"Evet." dedi net bir şekilde.
"Pişkin pişkin kabul ediyorsun yani."
"Saklayacak bir şeyim yok."
Nefesimi dışarı vererek sinirden güldüm. Daha sonra başımı sağa sola sallayıp uzaklara doğru baktım. Fakat dayanamayıp tekrar ona döndüm.
"Gece yatmadan önce, Feris'i sinir edecek daha ne yapabilirim diye düşünüp duruyor musun?"
Dediğimi algıladıktan bir süre sonra munzurca sırıttı. "Düşünüyorum."
"O gülüş ne ya? Her ne düşünüyorsan sil aklından."
Cıkladı. "Silmem."
"İyi." dedim. "Ne düşünüyorsan kendine sakla o zaman."
Gözlerimi devirdim. Derhal bu konuşmayı silip atmak istediğimden odağımı, o gelmeden önceki izlediğim denize verdim. Kendimi serin sularda boğmayı diledim. Belki o zaman kaçabilirdim her şeyden.
Kaçıp saklanabildiğim tek yer de deşifre olmuştu zaten. Gerilen sinirlerime tuz biber olmuştu.
Halen üzerimde hissettiğim bakışlarla Yektaya döndüm."Ne oldu?"
"Hiç." dedi. "İçimde sakladığım o kadar çok şey var ki sen zaten benim söylenmeyen sözlerim olmuşsun."
Sessizce yutkundum. Söylediklerinin ağırlığı kalbime zarardı.
"Ne saklıyorsun? Söyle de kurtul o zaman."
"Söylemesem de görüyorsun zaten. Sadece görmezden geliyorsun."
Cevap veremedim. Ağzımı açıp itiraz etmeye kalksam yalan söylemiş olacaktım.
"Bırak da söylenmeyen sözlerin olarak kalayım." dedim.
Daha çok söylemek istediklerim vardı. Ama devam edemedim. Aslında sen de benim söylenmeyen sözlerimsin diyemedim. Her zamanki gibi sustum. Her zamanki gibi gözlerimdi konuşan. Daha fazlasına cesaretim yoktu.
Gözlerimi sıkıca yumdum. Zihnime düşen ufak bir anıyla afallamıştım. Göz kapaklarımı araladığımda önüme gelen saçlarımı iteledim.
"İyi misin?"
"İyiyim." dedim kısık bir ses tonuyla. "Senin ne işin var burada?"
"Onu sana sormalı."
Yanıma gelip kolumdan tutarak kadınlar tuvaletinin içine soktu.
"Ne yapıyorsun? Bıraksana."
Cevap vermedi. Kabinleri tek tek kontrol ettikten sonra kapıyı kapattı. Planımın tam ortasında gelip her şeyi mahvettiği için ona kızgındım. Kollarımı göğsümde bağlayarak işinin bitmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHVENİŞER
Художественная прозаAşkını özgür bir şekilde yaşayabilir mi ki her insan? Ben Feris. Fırtınadan kaçan kurumuş bir yaprak gibi savrulup durdum hep. Umudun tükendiği o ince çizgide birçok kez dans ettim. Hayatımın dönüm noktasının başıma gelebilecek en kötü şey olduğunu...