-21.BÖLÜM / MAHİ-

44 9 43
                                    

Bölüm Şarkısı: Mavi Gri - Ölümle Yaşam Arasında

Geçmiş Zaman

Sessiz geçen bir sabahın ardından tüm işlerimi halletmiş arabamı sürüyordum. Her zaman yaptığım gibi göl evinden çıktıntan sonra yol üzerindeki hotelde araba değişikliği yapmıştım. Takip edilme riskini bu şekilde ortadan kaldırabiliyordum.
Bir yandan direksiyonda ritim tutuyordum. Keyfim yerindeydi. İşler tıkırında gidiyordu. Sayısını hatırlayamayacağım kadar çok amacımın arasından bir tanesine ulaşmış sayılırdım. En azından Cevdet Ataman'ın sonu gelmiş gibi görünüyordu.

Kırmızı ışıkta durduğum sırada yan koltuğa attığım ceketimin cebinde duran telefonumun sesi kulaklarıma çarptı.

"Efendim."

"Nerdesin canım?"

"Yinyang'a geçiyorum. Yoldayım."

"Bir gelişme var mı?"

"Var." dedim gülümseyerek.

"C vitaminini aldın mı?"

"Aldım ama daha içmedim."

Büşranın sesinde heyecan vardı. Fakat her ihtimale karşı telefondayken bu konuyu konuşmak çok tehlikeliydi.

"Markasını yüz yüzeyken gösteririm."

"Anladım, tamam."

"Sen neredesin?"

"Şirketteyim tabi ki. Başka nerede olacağım?"

"Çıkışta sen mi gelirsin, ben mi geleyim?"

"Hangi eve geçersin?"

O sırada yanan yeşil ışıkla arabayı hareketlendirdim.

"Semih bu ara çok sıkı çalışıyor. Diğerindeyim bu aralar."

"Tamam, daha iyi olur zaten. Akşama görüşürüz."

"Görüşürüz."

Haporlörde olan telefonum Büşra tarafından kapatılmıştı. Yolun geri kalanında radyoda çalan şarkılara eşlik ederek keyifli bir yolculuk geçirmiştim.
Yin yang'a geldiğimde otoparka arabayı park etmiş, ceketimi omzuma asmış etrafı inceleyerek yürüyordum. Kalabalık caddede, daha park halinde olan birsürü araç vardı. Siyah bir arabasının bagajıyla meşgul olan bir adam gördüm. Göz ucuyla gördüğüm plakasıyla kimsenin fark etmesine imkan olmayacak şekilde saniyelik bir baş selamı verdim. Göz göze geldiğimizde tebessüm etti.

"Feris!"

Hızla sesin geldiği yöne doğru döndüm. Gelen Yektaydı. Ön kapı tarafından içeri girmeyi tercih ettiğim için beni görmüş olmalıydı. Fakat asıl soru dikkat etsem bile az önce verdiğim selamı görmüş müydü?

"Yekta?"

Yanıma geldiğinde ilk işi yeşillerini yüzümde ufak bir tura çıkarmak olmuştu. Ardından tek eliyle belimden tutarak yanağıma masum bir buse kondurdu. Derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Hem az önceki olayın verdiği korku beni germiş, hem de Yekta'nın yaptığı bu hareket beni heyecanlandırmıştı. Geriye doğru adım attığında garip bir ifadeyle bana baktı.

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin