-11. BÖLÜM / SAHİL -

140 67 28
                                    

- 9 AY ÖNCE -


"Buyurun."

Devasa bahçe kapısından adımımı attım. Takım elbiseli uzun adamın arkasından yolu takip ediyordum. İlk defa buraya gelmiştim. Bakışlarımı yemyeşil bahçede küçük bir tura çıkarttım.

Yürüdüğümüz taş yolun her iki tarafı bakımlı parlak çimlerle kaplıydı. Yaz ayında olduğumuz için renk renk çiçekler açmış parlak güneşe gülümsüyordu. Sadece ön kısmını görebildiğim büyük eve baktım. Giriş kapısından değil etrafından dolanmayı tercih etmişti iri adam. Belli ki hedefimiz arka bahçeydi. Yolumuzda ilerlerken görüş açıma hala uzakta kalan çitli alan girdi. Atlar için olan bir alan gibiydi.

Adımlarımız bir ahırın önüne geldiğimizde durdu. Kapının önüne geldiğinde esmer adam bana doğru döndü. Ben ise girişin biraz önünde kalmıştım.

"Bu taraftan ." dedi içeriyi göstererek. Bundan sonrasına o eşlik etmemişti. Güneşten kısılan gözlerimle içeriye girdiğimde oluşan parlaklık farkıyla afalladım. Göz kapaklarımı normalden biraz fazla açarak etrafa baktım. İçeride bir sürü at vardı. Kara ise siyah bir atın yanındaydı. Taktığı kovboy şapkasıyla onu tanıyamamıştım fakat burada olabilecek başka birinin bu yaşlarda olamayacağından diğer ihtimalleri elemiştim.

Bir el arabasının içindeki havuçlardan alıyor ve üst kısmı açık kapısından onu besliyordu. Tavırlarına bakılırsa atına oldukça sevgi beslediği belliydi. Yanına geldiğimde asil, siyah ata baktım.

"Ben de tam nerede kaldın diyordum." Atın burnunu severek konuşuyordu. Gülümseyerek devam etti. "Değil mi kızım?"

At nefesini sertçe dışarıya üfleyerek değişik bir ses çıkarttı. Kafasını yere eğerek bakış açımızdan kaybolduğunda Ekrem bana doğru döndü. Ellerini birbirine sürterek temizledi.

"Sana da merhaba Feris."

"Artık konuşmanın zamanı geldi Ekrem Kara."

Ciddi bir havaya büründü. Kollarımı göğsümde birleştirirken dudağımın kenarı alaycı bir şekilde kıvrıldı. Birazdan olacaklarla yüzünün alacağı şekli çok merak ediyordum.

- GÜNÜMÜZ -

İnsanları kontrol altına almak için yapılabilecek en kestirme yol onları korkutmaktır. İçlerine işinize uygun birer korku tanesi üflerseniz ne yapacaklarını şaşırır ve her şey sizin istediğiniz gibi şekil alır. Yeryüzündeki düzeni sağlayan unsurlar bile özünde korku felsefeleri barındırır. Küçük yaşlarda büyüklerimizin bu yöntemle bizi terbiye etmelerinden tutun, çalışma hayatımızda patronlarımız tarafından bile karışımıza çıkar. Patronlardan korkulduğu için çoğu şeye göz yumar, ideal çalışan profiline bürünürüz. Bütün bu yeryüzünü kaplayan korkular bilinçaltımızı mesken bellemekte, duygularımızı har vurup harman savurmaktadır.

Tam olarak amaç da buydu belli ki . Gözümü korkutmak.
Kaya Ataman gittikten hemen sonra bunların yaşanması gerçekten şüphe uyandırıcıydı. Eğer geçmişi öğrenmeseydim şu an belki de kara kara olanların sorumlusunu düşünüyor olacaktım. Basbaya iki yüzlülük yaparak işlerini yürütmek istiyorlardı. Onların dediğini sorgusuz sualsiz, çaresizce kabul etmemi bekliyorlardı. Hatta ben fark etmeden beni zorluyorlardı. Fakat tahmin edemedikleri bir ayrıntı vardı. Ben her şeyin farkındaydım.

Ellerimin titremesi henüz bitmişti. Sakinleşmek için suyumu içiyordum. Herkes yanımdaydı. Olay yeri polisler tarafından incelenmiş, tüm deliller toplanmıştı. Kerem, ifade almaya gelen polis memurlarını geçirmek için dışarıya çıkmıştı. Yaklaşık beş dakika sonra yanımıza gelip masadaki tek boş yere oturdu.

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin