-18.BÖLÜM / KALP ÇAPRINTILARI-

87 33 9
                                    

- GEÇMİŞ ZAMAN-

Ağırlığından dolayı elimdeki poşetleri zar zor taşıyabiliyordum. Geniş kapıdan geçerken güvenlik kısmını geride bırakmıştım. Attığım her adımda yerdeki beyaz tabakayı eziyordum. Karın etraftaki soğurduğu sesler sayesinde kulağıma hoş bir ses çalınıyordu. Hava çok soğuktu. Bu yüzden aceleci adımlarımla binaya girdim.

Arka tarafımla ittirerek kapıyı açtım. Yolum geniş lobiye ulaştığında karşıma çalışanlardan Hatice anne ve Selda abla çıkmıştı. Beni fark ettiklerinde yanıma gelip elimdekileri taşımak için yardım etmeye yeltendiler.

"Ben taşırım." dedim itiraz ederek.

Lobideki koltuklardan birine doğru ilerleyip yükünü bıraktım. Hem soğuktan hem de ağırlıktan uyuşan ellerimi birbirine sürterek hareket ettirdim.

"Hoş geldin kızım, nasılsın?"

Hatice teyzenin elini iki elimle kavrayıp öptüm. "İyiyim. Siz nasılsınız?" diyerek ikisiyle de iletişim kurdum.

"Çok iyiyiz." dedi Selda abla.

"Sağ olasın. Ne getirdin yine kuzularıma?"

"Çikolata getirdim. Ben bayağı bir getirdim ama sen yine arada sırada pay edip dağıtırsın."

"Canavar bunlar canavar." diyerek güldü. "Bıraksam bir günde hepsini bitirirler."

Nefesimi dışarıya üfleyerek güldüm. "Bizimkiler nerede?"

"Yukarıda dışarı çıkmak için hazırlanıyorlar. Yoksa dururlar mı? Hepsi pencere başında olurlardı."

"Hah!" dedi Selda abla. "Geliyorlar."

Merdivenlerden paldur küldür inme sesleri geliyordu. Başımı çevirip gürültünün geldiği yöne doğru baktım. Yurdun erkekleri aceleyle giyindikleri belli olan gelişigüzel giyimleriyle yanımıza doğru geliyorlardı. İkişer üçer indikleri için gelmeleri kısa sürmüştü. Yaşı küçük olanlar etrafımda üşüşüp kollarını bana sardılar. Hepsini kafasındaki şapkalara dikkat ederek sevdikten sonra gülerek konuşmaya başladım.

"Kar oynamayı çok mu seviyorsunuz siz?"

Hep bir ağızdan "Evet!" dediler.

"Ama hava çok soğuk. Herkes üzerine kalın bir şeyler giydi mi?"

Taktığı şal yüzünden boğuk çıkan sesiyle Toprak konuşmaya başladı.

"Eldiven bile taktım. Bak."

Uzattığı eline baktım. Utanmasam minik parmaklarını tek tek ısırabilirdim. Yanağını sıkarken "Aferin sana." dedim. Daha sonra arkalarda kalan diğerlerinden yaşça büyük Ali'ye döndüm.

"Yurt soğuk oluyor mu?"

"Hiç soğuk olur mu? Sayende odalarımız çok sıcak. Hatice anne kızmasa kısa kollu bile giyerim."

"Saçmalama Ali. Hatice annenin sözünden sakın çıkmayın." Hepsine tek tek bakarak devam ettim. "Duydunuz mu?"

Kimi başını sallayarak kimi seslice onaylamıştı beni. Her geldiğimde kısa bir nutuk çekiyordum. Aksi halde bu yaramazlar ile başa çıkmak zor olurdu.

"Ben sizi daha fazla tutmayayım. Bakın kızlar da geliyor."

Efe iştahla konuşma başladı. "Biliyor musun, Feris abla? Biz bugün kızlar ve erkeklerle kar topu savaşı yapacağız."

"Öyle mi?" dedim uzatarak. "Ama kızlara nazik davranın, tamam mı?"

Hep bir ağızdan "Tamam." dediler. Sonrasında ise kızların da gelmesiyle bahçeye önce varıp cephane hazırlamak istedikleri için koşarak yanımdan ayrıldılar. Erkeklerin yaptıklarından haberi olmayan kızlar etrafıma doluşup benimle hasret giderdiler. Fakat kızların tarafında olduğum için erkeklerin bu planını onlara ispiyonlayıp aceleyle bahçeye çıkmalarına sebep olmuştum.

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin