İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür,
asıl mesele boğazdakiler.
-La EdriHayatım koca bir yalanmış.Hiçbir şey benim bildiğim gibi değilmiş.
Annem ve babam...
Annem ve babam değillermiş.Düşünceler beynimde dört dönerken aklımdaki bir soru hepsine baskın geliyordu:
Kardeşime nasıl söyleyeceğim?
Elimdeki telefona attığım kısa bir bakıştan sonra bunun doğru yol olmadığını ona tüm gerçekleri yüz yüze söylemem gerektiğini fark etmem uzun sürmedi.
Öğrenirken yanında olmam gerekiyordu.
'Gerçeklerle yüzleşirken bana ihtiyacı olacak.' diye düşündüm.
Tıpkı benim şu anda ona ihtiyacım olduğu gibi..
———
Ne kadar zamandır yürüdüğümü bilmesem de adımlarım beni sahile götürdüğünde boş bulduğum bir banka oturdum.
Kendimi tam anlamıyla duygudan yoksun hissediyordum.
Çünkü artık ağlamıyordum.
Boşlukta gibiydim.Ne yapacağımı nasıl hissetmem gerektiğini,hiçbir şeyi bilmiyordum.
Denize bakmak bana hep iyi gelirdi.Ama şimdi o bile iyi gelmiyordu.Tek çare olarak can yoldaşım Ela'yı aramak için telefonumu elime aldığımda her ne kadar şuan da çalışıyor olduğunu bilsem de bu onu aramama engel olmadı.Ona hiç olmadığı kadar ihtiyacım vardı maalesef."Günaydın baby!"
Ela her zamanki heyecanı ile telefonu açarken sessiz kalışım onu şaşırtmış olacak ki benden bir cevap beklercesine kuşkuyla devam etti:
"Akça?"
"Akça sesim gelmiyor mu?"
"Akça,iyi misin?"
Onu korkutmak istemediğim için sonunda dudaklarımı araladım:
"İyiyim Ela."şimdiye kadar söylediğim en kötü yalanı söyledikten sonra devam ettim:
"Ben..Benim sana ihtiyacım var."sesim öylesine buruktu ki Ela'yı aksine daha da korkuttuğuma emindim."Akça,ne oldu?Sesin iyi gelmiyor,iyi olduğuna emin misin?"peş peşe sorduğu sorular tahminimi doğrularken cevap vermeme fırsat bırakmadan ekledi:
"Tamam,merak etme hemen geliyorum konum at hemen geliyorum."Aramayı kapatıp dediğini yaptığımda yorgun hissediyordum.Gerçekler yük olup suratıma binmişti sanki..
Duyduklarıma inanmak öyle zordu ki daha doğrusu kabul etmek...Kabullenmek...
Duyduklarımı kabullenmek istemiyordum.Nasıl kabul edebilirdim ki bunu?!
Bu yaşıma kadar annem babam sandığım insanların annem babam olmadığını nasıl kabul edebilirdim?!Bizi büyüten,bizimle gülen,bizimle ağlayan bizimle yaşayan bu insanlar gerçekte sandığımız kişiler değil,anne babamız onlar değil!
Bu düşünce...O kadar korkunç ki!
Rüyada mıyım yoksa?Kabus ya da!Olsa olsa kabus olur bu yaşadığım.Düşünmek istemedikçe düşünceler inatla peşimi bırakmıyordu sanki.Beynim kontrolünü kaybetmiş gibi ve geri alacağa benzemiyordu.
Dakikalar su gibi geçerken ben olduğum yerde öylece beklemekten başka bir şey yapamadım.
Sonunda Ela geldiğinde telaşı yüzünden okunuyordu."Akça?" Boş bakışlarımı ona çevirdiğimde benden beklediği tepkiyi veremeyecek kadar ruhsuzdum.
"Akça,beni korkutma,ne oldu, anlat bana."
Kendimi zorlayarak dudaklarımı araladığımda ne diyeceğimi nasıl anlatacağımı hiç bilmiyordum.Hafiften gelen ağlama dürtüsünü bastırmak istercesine dudağımı ısırdığımda Ela iyice huzursuzlanmıştı.Ellerini ellerimin üzerine koyup sabırsızca oturduğu yerde kıbırdandı."Akça?"
"Bak gerçekten korkuyorum."
"Anlat hadi."
"Ben yanındayım."
"Her zaman yanındayım."
Gerçekten de her zaman yanımda olan arkadaşımı daha fazla endişelendirmek istemeyip bakışlarımı yerden ona doğru yönelttiğimde istemsizce arkadaşımın elini daha da sıktım.
Birisine anlatmak belki de iyi gelirdi.diye düşündüm.
Olanı biteni anlatacağımı bakışlarımdan anlayan arkadaşım destek olmak istercesine:
"Hadi.Dinliyorum."diye fısıldadı sessizce.
Sanki mühürlenmiş olan dudaklarımı sonunda araladığımda başladım anlatmaya:
"Her zamanki gibi bir gündü.Ya da ben öyle olacağını sanıyordum..."
—
"İnanamıyorum."
"Akça...Tüm bunlar....Nasıl olabilir?"
Olanları duyduktan sonra arkadaşımın verdiği tepkiyle beraber ikimiz de sessizliğe büründük.
Bu sorunun bir cevabı olmadığını ikimiz de biliyorduk nihayetinde.Sindirmeye çalıştığımız gerçek için birbirimize tanıdığımız saniyelerin ardından ilk sessizliği bozan Ela oldu.
"Ben...Ne diyeceğimi bilmiyorum.Akça...Çok üzgünüm."
Arkadaşımın söylediği son cümle üzerine içimden bir ses sanki benimle konuşmak için debeleniyordu.
Ben...Artık üzgün değilim!
Dedi içimdeki ses önce.
Keşke ben de bir şey hissedebilseydim ama hayır...Ben...
Sanki tüm hislerimi kaybetmiş gibiyim.
Diye devam etti.
Korku,öfke,endişe,acı...Hepsi bir bir yok oldu içimde!!diye haykırdı en sonunda.
İçimdeki ses adeta kusmuştu tüm biriktirdiklerini..
Bakışlarımı Ela'ya yönelttim.Endişeyle bana bakıyordu.Kelimeler istemsizce çıktı ağzımdan,fısıltıdan farksız sesimle:
"Ben üzgün değilim."
"Ben...Hiç bir şey hissedemiyorum Ela..Artık hiçbir şey hissedemiyorum."
Söylediklerimin etkisiyle arkadaşım hüzünle beni kollarına arasına aldı.O kadar sıkı sarılmıştı ki bana sanki yaralarımı kapatabilecekmiş gibi...
"Öyle deme."dedi omzumun üstünden boğuk bir sesle.Beni geri çektiğinde gözleri gözlerimde elleri ise omzumdaydı.Benim yerime döktüğü gözyaşı ise artık yanaklarındaydı.Elinin tersiyle sildiği gözyaşının ardından söze girdi hemen:
"Sen aslında o kadar çok hissediyorsun ki Akça...Bu kadar çok hissetmek seni çok yordu inan bana.Hiçbir şey hissedemediğini sanıyorsun ama aksine sen...Hâlâ çok fazla şey hissediyorsun arkadaşım."
Arkadaşımın söylediklerini düşününce beni benden iyi tanıdığını fark etmem uzun sürmedi.Gerçekten o kadar şanslıydım ki onu tandığım için!
Her gerildiğinde,ne yapacağını bilmediğinde ellerini dizleri arasına koyan arkadaşımın elini ellerim arasına aldım ve sımsıkı tuttum.Ve hemen sonra minik, buruk bir gülümsemeyle ona teşekkür ettiğimde onun neden teşekkür ettiğimi bildiğinden emindim.
Birbirimize armağan ettiğimiz güven dolu bakışlarımızla geçen saniyelerin ardından Ela kulağıma doğru yaklaştı:
"Merak etme.Gerçekleri öğreneceğiz.Sen ve ben...Gerçekleri öğrenmek için her şeyi yapacağız."
Diye fısıldadığında dediği gibi olacağına kuşkum yoktu.
Biz bu zamana kadar birlikte her şeyi başarmıştık.Ve Bunu da başaracağız...
—
"Baby dediğim gibi ben Mehmet amcayı seninle ilgili konuşmak için oyalarken sen de Zehra teyzeyle olacaksın.İlk önce sadece eşyalarını toplamak için gelmiş gibi yapacaksın ama sonra konu asıl mevzuya geldiğinde onu kendi tarafına çekmen gerektiğini unutma sakın.Dediğin gibi gerçek annenle irtibata geçmek istediyse onun bize yardım etme ihtimali yüksek.Sadece bunu Mehmet amcadan gizli ve güvenli bir şekilde yapmalıyız.Ona senden ve kardeşinden haber almak istiyorsa gerçekleri öğrenmen için yardım etmekten başka şansı olmadığını söyle.Bence bu onun için yeterli olacaktır.Ama Mehmet amcanın hiçbir şeyi çakmaması için çok dikkat etmemiz gerekiyor. Tamam mı baby?"Ela'nın bir çırpıda anlattıklarını başımla onaylarken bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı düşünüp plan yapmasına hayran kalmadan edemedim.
Aslında plan basitti ama arkadaşımın benim için gösterdiği çaba...Benim yüzünden az kalsın işinden oluyordu.
Tabi patronu benim kadar vefasız olmadığı için onu hemen kovmadı ama daha dikkatli olması için uyarmayı da ihmal etmedi.
Daldığım düşüncelerden Ela'nın ellerini gözümün önüne doğru sallamasıyla uyandım.
"Hello?Baby burada mısın acaba?"
Başımı sallayarak yanıtladım:
"Buradayım.."
Ela gözlerini denize çevirdi ve aklına bir anda geldiği çok belli olan soruyu sordu:
"Yağız'a söyleyecek misin?"
"Söyleceğim tabiki."dedim hemen.
"Ama yüzyüze...Zaten telefonuna da ulaşılamıyor."
Ela onaylarcasına başını salladı.Ve sonra ikimizde bakışlarımızı denize çevirdik.Dalgaların sesi,denizin havası bana tekrar iyi gelmiş gibiydi ama yaralarım...Onlar
hiç geçmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELA
Teen FictionBir anda hayatını alt üst eden gerçekle karşı karşıya gelen bir kız... Gerçeklerin yalana dolandığı o düğümü açabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Ancak bu yolda o kadar çok kalp kırılacak,o kadar çok oyun oynanacaktır ki daha da k...