16.Bölüm-Gerçekler ve ardındaki gölgeler

36 5 22
                                    

Şarkı:I've got my one you
🌸🌸🌸🌸

~Hayal Altınsoy

"Gözlerimi gözlerinde kaybetmiştim..."

"Naber baba?"

Kapıyı çalmadan içeri girdiğimde babamı her zamanki gibi bir telefon görüşmesinin ortasında yakaladım.
"Kızım sana daha kaç kez söyleyeceğim şu kapıyı çalmadan girme!"

Öfke ve endişenin getirmiş olduğu acelelikle telefonunu kapatırken ne konuştuğunu duymuş olmayı diledim.
Belli ki önemliydi!Belli ki baya önemliydi!

"Üzgünüm babacığım ama ben de sana defalarca söyledim,tıpkı diğer çalışanların gibi kapı çalmaktan hoşlanmıyorum."

Cevabını beklemeden karşısındaki sandalyeye oturduğumda her zamanki halimiz olduğu için ikimiz için de önemsiz bir durum olması gerekiyordu ama babamın tavrına bakılırsa bu seferki onun için önemsiz değildi...

Bir takım düşünceler daha doğrusu şüpheler kafamda yer edinmeye başlamıştı ki babam tuhaf bir şekilde güldüğünde dikkatim de topuyla dağıldı.

"Hoşlanmıyorsun demek.."

"Aynen öyle babacığım."dedim sahte bir gülümsemeyle.

"Aman ne güzel!"diye söyleniyordu ki
İçten bir şekilde demediğimi bilse de her babacığım dediğimde olduğu gibi saflarını yine kolaylıkla düşürmeyi başarmış olmalıydım ki sözünü geri yuttu.

Onu sevmesem de bana olan zaafını seviyordum...

"Keşke bunun bir görgü kurallı olduğunu kabul edebilsen güzel kızım."dedi nazikçe.

"Baba."dedim söylediğini umursamayarak.
"Buraya nezaket dersi için gelmedim."

Kollarını masada birleştirip bana doğru uzandı.
"Ne için geldin peki kızım."

Beklediğim soru geldiğinde olabildiğince sevimli gözükmeye çalışarak planımı harekete geçirmek için ilk adımımı attım.

"Bugün akşam otelin 10.yıl partisi var ya hani..."dedim gülümsemek için zorladığım yanaklarımın acısını hissederken.

"Eee?"dedi babam merakla.

"Partiyi ben organize etmek istiyorum."dedim hevesle.
"Ve en önemlisi..."diye eklediğimde ensesini kaşıyıp önündeki suya uzandı.

"Senin de katılmanı istiyorum."dedim bir çırpıda.
Su boğazında kalır gibi olduğunda ayaklanıp sırtına şiddetlice vurdum.

Elini iyi olduğunu söylercesine kaldırdığında öksürmesi dinmişti.
"İyi misin?"dedim ilgili gözüken bir edayla.

"İyiyim."dediğinde yerime çoktan geçmiştim bile.

Koltuğuna iyice yaslanıp cevap vermeye hazırlanmıştı ki kapı çaldığında ikimiz de dikkatimizi kapıya çevirdik.

"Gel."dedi babam düz bir sesle.

İçeri gelen şu sıralar etrafımda çokça gördüğüm biriydi.
Adı neydi?diye düşünüyordum ki buna gerek kalmadı.
"Gel Yağız."dedi babam.

İsmini nerden biliyordu ki?

"Beni çağırmışsınız efendim."dedi isminin Yağız olduğunu öğrendiğim garson bana tereddütle bakmadan hemen önce.

MÜPTELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin