"Gitmekle gitmiş olmazsın;
gönlün kalır,aklın kalır,anıların kalır."
~Cemal Süreyya-Akça Karasu
Ela'nın yaptığı planı gerçekleştirme vakti geldiğinde oldukça huzursuzdum.
Gerçekleri öğrenmenin başka bir yolu daha vardı ama o yolu ne ben Ela'ya önermiştim ne de Ela bana.
Ancak eğer işe yaramazsa,bize gerçekleri anlatacak kimse olmazsa bu yola başvuracağım konusunda kararlıydım.Bu oyunu bozacaktım.Ne olursa olsun...Evimize doğru attığım adımlarım gittikçe yavaşlarken beklediğim arama sonunda gelmişti.
Ela kendini plana kaptırmışçasına ciddi ses tonuyla söze girdi."Mehmet amca bende baby.Buraya doğru geldiğini gördüm eve girebilirsin."
Keşke öyle hemen girebilsem...
Her ne kadar kararlı olsam da bir şeyler bana engel oluyor gibiydi.İçimdeki endişeyi hissettirircesine sessizce fısıldadım:
"Ela."
"Efendim?"
"Yapabilecek miyim emin değilim."
"Akça.Sen benim tanıdığım en güçlü insansın.O yüzden sakın endişelenme.Yapacağına eminim."
Arkadaşım bana nasıl iyi geleceğini gerçekten iyi biliyordu.O olmasa ne yapardım diye düşündüğümde gözümün önünde kocaman bir karanlık belirdi.
Sanırım o karanlığa hapsolurdum ve kurtulmak baya zamanımı alırdı."Teşekkür ederim baby."dedim düşündüklerim beni gülümsetirken.
"Hadi."dedi dudaklarında yerini aldığını tahmin ettiğim kocaman bir sırıtışla.
"İyi şanslar!"
"Sana da."dedim her ne kadar şansa ihtiyacı olmadığını bilsem de.
Arama sonlandığında gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
Beni zorlayacağını hissettiğim bir işe girişmeden önce her daim yaptığım gibi kendimi özel hissedip kendi kendimi şımartmaya başladım.
"Sen güçlüsün,hem de çok.Evet,çok sevdiğin insanlar sana bir oyun oynamış olabilir.Ama oyun daha bitmedi.Şimdi o eve gireceksin ve hesap soracaksın.Hesap sorma vakti!"
Etrafımda kimsenin olmamasından hoşnut,kendi kendime konuşuyordum ki bir ses duymamla olduğum yerde durakladım.
Gelen sesin sokaktaki kedilere ait olduğunu anladığımda tekrar rahat nefes alıp yoluma devam ettim.
Artık resmen evin önüne geldiğimde kendime beklemek için hiç süre vermeden kapıyı çaldım.
Anında açılan kapı bende kısa süreli bir şok yaratsa da hemen toparlanıp annemi inceledim.
Gelmiş olmama şaşırdığı çok belliydi.Ayrıca gözlerinin altındaki şişlik gittiğimden beri ağladığının kanıtı gibi ortadaydı.
Ben daha bir şey söyleyemeden öne atılıp sarıldığında gözümü dolduran yaşları tutmak için olabildiğince direndim.
Dudağıma gelen kanın tadını aldığımda dudağımı ısırmayı bırakıp geri çekildim.
Ağlamamayı başarmıştım ama..."Senin için gelmedim."dedim acımasızca.
Hayal kırıklığına uğramışçasına bakarken ne
diyeceğini bilemiyormuş gibi sessiz kaldı.
O an kendimi kötü hissetsem de buraya gelme amacımı hatırlayıp içeri girdim.Odama girip kendime bir valiz hazırlamaya başladığımda beklediğimin aksine ağzını bıçak açmıyordu.
Odamın kapısının önüne yaslanıp öylece dikilmesi sinirlerimi bozmaya başladığında ilk aklıma geleni söylemek için açtım ağzımı.
"Neden susuyorsun?Konuşacak bir şeyin yok mu?"
Sanki konuşmak için benim onayımı bekliyormuşçasına yanıtladı:
"Nereye gidiyorsun?"
Küçük,histerik bir sırıtışla gözlerimi gözlerine odakladığımda cevabı yapıştırdım:
"Uzaklara...Ne beni,ne de kardeşimi...Bundan sonra ikimizi de asla görmeyeceksiniz."
Söylediklerimin etkisiyle afalladığını fark ettiğimde geri durmayıp daha ileri gitmeye çalıştım."Bir şeyler sakladığınızdan eminim.Eğer bana gerçekleri anlatırsan—"
Sözümü tamamlama izin vermeyip araya girdi.
"Sana hiçbir şey anlatamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELA
Teen FictionBir anda hayatını alt üst eden gerçekle karşı karşıya gelen bir kız... Gerçeklerin yalana dolandığı o düğümü açabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Ancak bu yolda o kadar çok kalp kırılacak,o kadar çok oyun oynanacaktır ki daha da k...