(Yorobuuun! Bugün açık öğretime geçtim. Ben saçma salak okul kurallarıyla yönetilemem, ancak bir şeyi yönetirim. O yüzden 11.sınıfa kadar büyük bir sürünmeyle geldim ve 12 için bitirdim örgün eğitim hayatımı. İstediğim gibi ben çalışırım, darısı başınıza <3)
(Kanemoto Yoshinori'nin ağzından)
Onlar gittikten sonra Heran'a baktım. Bana bir cevsp bekler gibi bakıyordu, ben ise neden burada olduğunu açıklamasını bekliyordum.-Neden buradasın?
-Neden kavga ettin?
-Gidelim, diyerek onu da götürdüm ve bahçeye çıktık.
-Yoshi, sen kafayı mı yedin?
-Neden geldiniz?
-Babanı aramışlar, bu uyuşturucu meselesi yüzünden. Ben de Heran ile görüşmüştüm. Baban arayınca biz önden geldik, yakındık. Baban da yolda, geliyor ama sen neden kavga ettin?
-Bu çocuğun benimle alıp veremediği vardı. Biliyorum, o yaptı. Piç herif!
-Yasalara göre senin ellerin silah sayılıyor! Sen bir boksçusun! Ona zarar versen ömrün içeride çürür!
-O zaman haddini bilsin!
-Tamam tamam! Yedam amca, sen de üstüne gitme. Şu eğitim görevlisi ile bi konuş sen. Biz buradayız.
-Tamam, diyerek oflaya puflaya gittiğinde tamamen Heran'a döndüm. Büyük bir özlemle kollarını boynuma dolayıp sımsıkı sardı beni. Ben de kollarımı beline dolamış, sarılmasına karşılık vermiştim. Çok uzun sürmeyen bu sarılmadan sonra benden uzaklaştı.
-Şimdi napacaksın? Okulu bıraktın, yarışmadan atılma ihtimalin de var.
-Benim güzel kızım beni korur, diyerek burnumu burnuna vurduğumda güldü ve beni durdurdu.
-Bilmiyorum, sadece babamı daha fazla sarsmak istemiyorum.
(Choi Hyunsuk'un ağzından)
Mezarın başında özlem gidermeye çalışırken gelen telefonla doğru yola çıkmıştım. İyi bir baba olamama düşüncesi kafamın içinde dönüp duruyordu. Hala ona olan sinirim geçmemişti çünkü ama böyle bir yola düşmeyeceğine adım kadar emindim. O yüzden oğlumu bizzat aklamaya gidiyordum. Turnuva binasının içine girdiğimde benimle beraber bir genç de girmişti.-Pardon, dedi bana çarparken.
-Sorun değil. Burada mısın sen?
-Hayır. Bir arkadaşıma...bir arkadaşıma çok kötü iftira atılmış ve ailesi Japonya'da olduğu için onu desteklemeye ben geldim ama...neden böyle bir şey yaparlar ki, diye isyan etti ve endişeli bir halde dudaklarını sık sık ıslatıp durdu.
-Kim? Arkadaşın kim?
-A-asahi. Hamada Asahi!
-Onda da mı uyuşturucu bulmuşlar?
-E-evet ama siz...?
-Oğlum...ona da bu itfirayı atmışlar.
-Neee, diyerek haykırdı. Burada bir terslik olduğunu anlamıştım.
-Junkyu, diye seslenen sese baktık ikimiz de. Doktor önlüklü genç bir beyefendi bize doğru geliyordu.
-Ah Doyoung...olanlardan haberin var mı?
-Ne olmuş?
-Beyefendinin oğluna ve arkadaşım Asahi'ye iftira atılmış. Uyuşturucu kullandıklarına dair iftira atmışlar. Asahi öyle bir şey yapmaz, eminim. Yapsa bile çantası gibi ulu orta bir yere koyacak kadar aptal değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRUGGLE
Fanfiction"Birileri dengemizle oynamaya çalışıyor. Böyle giderse ya biz de kaybederiz...ya da kaybettirmeye mecbur kalırız." *NOT: Bu kitap instagram anketi sonucu olup, belirlenen karakterlerin senaryolaştırılmış halidir. Via: treasuremagazinetr(İnstagram)