(Yorobuuuuun! Selaaaammm🖐🏻🖐🏻)
Bu söylediği şey için güldüm ve başımı eğdim. Sonra gülümseyerek elimi tuttu ve baş parmağı ile okşamaya başladı.
-Teşekkür ederim, gerçekten, dediğinde başımı kaldırıp ona baktım. Tuttuğu elimden onu çektim ve sarıldım. Saçlarını okşadım ve o da sanki her zaman bunu yapıyormuşçasına rahat bir şekilde başını bana yaslayarak öyle dinlenmeye başladı. Uzunca bir süre daha yanında kaldım ve sonra yanından ayrıldım.
Oradan çıktığım gibi telefonum çalmıştı, cebimden çıkardığım telefonu kimin aradığına baktım. Jeongwoo arıyordu.
-Alo? Ne oldu?
-Neredesin sen?
-Byeol'un yanındaydım.
-Ne?
-Byeol'un yanındaydım.
-Çabuk yurda gel, konuşmamız gerek. Benim odama gel.
-Tamam geliyorum, diyerek telefonu kulağımdan çektim ve kapatıp yurda gitmek için bir taksi çevirdim. Yurda vardığımda ne konuşacağımızı merak edip koşar adımlarla merdivenleri üçer beşer çıkarak Jeongwoo'nun odasına gittim. Kapıyı hızla açtım ve aynı anda o da arkasını dönüp bana baktı.
-Byeol'un yanında ne işin var?
-Ne konuşacaktık sen onu söyle?
-O harem ağası kızla mı samimi oldun?
-Uzatacak mısın?
-Şu intörn doktor...onu ortadan kaldırmamız gerek.
-Neden, o da mı yarışmaya başladı?
-Yaptığımız her şeyden haberi var mobese kamerası gibi her şeyi görüyor. Herkesi teker teker eleyecez dedik bizi ifşalarsa elenen biz oluruz.
-Yine kimi bitirdin?
-Mashiho'yu dans edemeyecek bir hale getirdim diyelim.
-Neden Jihoon Bey'in şirketindekilere hep saldırıyorsun ve benim bundan haberim yok? Jaehyuk ile iş birliği yaptın değil mi, diye sorduğumda uzunca birbirimizin gözüne baktık.
-Saçmalıyorsun biliyorsun değil mi?
-Kulağa hiç de saçma gelmiyor.
-Peki sen neden hep Jaehyuk'un sponsor olduklarına çöküyorsun? Sen de o zaman Jihoon ile ortaksın ha?
-Soruma soruyla yanıt vermesen keşke.
-İkimiz de bazı şeylerin farkındaysak neden soruyoruz?
-İyi. O zaman birbirimizden yardım almanın da bi anlamı yok. Ne de olsa burada tek bir tane şampiyon olacak.
-Doğru diyorsun. Hodri meydan.
-Âlâ, dedim ve odadan çıktım. Hodri meydan diyorsa bunu yapacaktım. Mücadele istiyorsa, savaş diyorsa savaşacaktım. Evvela korumam gereken biri vardı. Telefonumu çıkardım ve arabama binip oturdum.
-Alo?
-Şirkette misin baba?
-Evet, dediğinde kapatıp hızla şirkete doğru sürdüm. Şirkete gelip arabadan çıkınca anahtarımı valeye attım.
-Babam nerede, diye sordum kapıdaki adama.
-Odasındalar küçük bey, diye eğilerek konuşunca onun önünden geçip babamın odasına çıktım.
-Baba.
-Ne bu telaş? Neden geldin?
-Byeol'dan haberin var değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRUGGLE
Fanfiction"Birileri dengemizle oynamaya çalışıyor. Böyle giderse ya biz de kaybederiz...ya da kaybettirmeye mecbur kalırız." *NOT: Bu kitap instagram anketi sonucu olup, belirlenen karakterlerin senaryolaştırılmış halidir. Via: treasuremagazinetr(İnstagram)