(Yorobuuuuun! Nasılsınız? Ben çok sıkıldım ve son günlerde hiç iyi şeyler yaşamıyorum. Bunaldımmmm)
(Takata Mashiho'nun ağzından)
Gözlerimi başımın ağrısı ile açtım. Yerdeydim, başımı çevirip etrafı inceledim. Kalkıp oturdum ve başımı tuttum, yüzümü buruşturup yutkundum. Eski püskü bir depo gibiydi ama aynı zamanda tek odalı eve de benziyordu. Kalktım ve bacağımdaki ağrıya rağmen duvarlara tutunup yürüyerek mekanı dolaştım. Çıkış kapısına geldiğimde açık olduğunu görmem beni şaşırtmıştı. Arkama bakıp kimsenin olmadığına emin olduktan sonra koşarak oradan çıktım. Bacağım beni zorlasa da kimsenin beni yakalamaması için acı içinde inleyerek koşturdum. Tanıdık bir yere geldikten sonra etrafıma baktım ve beni izleyen insanları umursamadan koşmaya devam ederek turnuva binasına doğru gittim. Dakikalar sonra turnuva binasına gelince inim inim inleyerek odaya çıktım. Kendi odamın kapısının önünde daha fazla dayanamayarak yere düştüm. Bir süre nefesimi düzene sokmaya çalıştıktan sonra biri kapıyı açtı ve geriye doğru düştüm.-OMO! MASHİHO, diye bağıran kişi başıma çöktü ve kafamı kaldırıp yanağımı tokatladı. Kim olduğunu az buz gördükten sonra Yoshi olduğuna kanaat getirdim.
-Yoshi, diye hırıltıyla konuştum. Beni kucaklayıp hemen revire götürdü. Hemşireler önce yüzümü, sonra bacağımı temizleyip pansuman yaptılar ve biraz su içmeme yardım ettiler. Tavanı izliyordum ve ne olduğunu kavramaya çalıştım.
-Mashi, iyi misin, diye sordu Yoshi. Ona baktım ve bir süre ne diyeceğimi düşündüm.
-Kim yaptı?
-Bilmiyorum, beni bayılttıkları için görmedim. Bilmiyorum.
-Odaya geçelim mi?
-Bir daha dans edemeyecek miyim?
-Ne saçmalıyorsun bacağın çizilmiş sadece. Seni odaya götüreyim mi?
-Olur, duş almak istiyorum, dedim ve beni odaya çıkardı. Benimle banyoya girdi ve önce soyunmama, sonra duş almama yardım etti. Banyoda işimiz bitince çıktık ve yatağıma uzandım. O sırada Haruto elinde yemekle içeri girdi ama beni görünce öylece donup kaldı.
-Mashiho!
-Kapının önündeydi, çok kötüydü. Revirde hallettiler şimdi de duş aldı.
-Kötü müydü? Neredeydi?
-Ağzı yüzü dağılmış gibiydi toz toprak olmuştu.
-Kim ağzını yüzünü dağıtır ki?
-Bilmiyor, bayıltmışlar onu.
-Sonra da kapıya mı getirmişler?
-Hayır, kendim uyandım. Biraz uzakta bir yerdeydim ve kalkıp etrafa bakındım. Tek odalı ev gibiydi kapının açık olduğunu gördüğüm gibi koşa koşa kaçtım ve buraya geldim ama kapıya gelince içeri girmeye bile gücüm olmadı ve düşüp kapıya yaslandım. O sırada Yoshi kapıyı açtı ve beni revire götürdü.
-Peki nasıl kayboldun? Hiç bir şey hatırlamıyor musun?
-Marketten dönünce, saat çok geç olduğu için yangın merdivenlerinden gireyim yurda, dedim. Yangın merdivenlerinde biri burnuma gazlı bez bastırdı ve sonra bayılmışım. Nasıl bu saate kadar uyudum bilmiyorum.
-Doyoung var ya şu intörn doktor, seni en son Jeongwoo ile konuşurken görmüş.
-Doğru. Biraz atıştık ama sonra ayrıldım ondan markete gittim. Döndüğümde bu oldu.
-Şimdi iyi misin, diye sorduğunda başımı sallayarak onu onayladım. Yoshi olduğu yerde oturmuş dalgınca etrafı inceliyordu.
-Ben geleceğim, diyerek çıktı odadan. Haruto elindeki sütü kenara koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRUGGLE
Fanfiction"Birileri dengemizle oynamaya çalışıyor. Böyle giderse ya biz de kaybederiz...ya da kaybettirmeye mecbur kalırız." *NOT: Bu kitap instagram anketi sonucu olup, belirlenen karakterlerin senaryolaştırılmış halidir. Via: treasuremagazinetr(İnstagram)