21

28 7 2
                                    

(Junkyu'nun doğum gününe özel bölüm atiim dedim ama olmadı. Olsun yine de hai🖐🏻)

(Choi Hyunsuk'un ağzından)
Bu saçma turnuvanın sahiplerinden biri olan Jihoon Bey'in şirketinden çıkıp elimdeki belgelerle turnuva alanına gittim. Yedam'a haber vermemiştim. Ona haber verirsem "Yoshi'yi utandırma o başının çaresine bakar" diye beni engelleyecekti.

-Pardon, diyerek görevliye seslendim ve ona elimdeki belgeleri verdim.

-Özel hoca olarak çalışma izni mi, dedi ve bana baktı. Altındaki imzayı inceledi ve sonra başını sallayıp bilgisayarda işlem yaptı.

-Peki, işleminizi tamamladım buyurun belgelerinizi, diyerek belgeleri bana verdi ve ben de oradan çıkıp Yoshi'nin odasına doğru yol aldım. Odalardan birinin açık kapısında doktor önlüklü birinin ve o zengin çocuğun kavgasını gördüm. O an bir kez daha buraya gelme fikrim için kendimi takdir ettim.

-Ne oluyor ne oluyor, diye seslendim ve içeriye girdim. Bu o stajyer olan doktordu. Onu taşıyıp zengin çocuğun üstünden kaldırdım. Stajyer doktorun yaka kartında "Kim Doyoung" yazıyordu.

-Sen, tut arkadaşını, dedim ağlayan genç kıza. Doyoung'u çekip diğer yatağa oturttu.

-Ne oluyor burada?

-Ruh hastası.

-NE OLUYOR DEDİM OĞLUM, diye bağırdım. Bana bakıp yutkundu.

-Birden bire bana saldırdı psikopat. Ne derdi varsa artık, dedi ve tişörtünü giyinerek çıktı. Ben de ortamı sakinleştirdim ve herkesi dağıttıktan sonra odadan çıktım. Koridorda gelen güvenliği gördüm.

-Pardon, ne oluyor orada, ne bu gürültü, dediğinde ona baktım.

-Gençler atışmış biraz ama dağıldılar.

-Aigo! Aptal hergeleler, deyince yaka kartını okudum, Lee Seok. Elini kaldırıp ensesini kaşıyınca avucunun içindeki yara izini gördüm.

-Pardon siz...Seul Lisesi'nde mi okudunuz?

-Evet, neden?

-Way oğlum! Sen güvenlikçi olacak adam mıydın? Seni kaportacıda çalışırsın diyebiliyorduk, Hyunsuk ben. Hatırladın mı? Sınıf 2-3'ten Choi Hyunsuk.

-Yaaa sen o'sun! Şu çirkin şey! Ne işin var senin burada, çok değişmişsin kaslı bir şeydin bu incecik hal ne?

-Evet...sanırım biraz değişmişim. Oğluma özel koçluk yapmak için geldim.

-Oğlun mu? Çocuğun mu oldu? Onu da mı boksçu yaptın?

-Oldu işte bir şeyler boşver.

-Hayır hayır böyle ayakta olmaz, gel odama da sana bir şeyler ikram edeyim böyle ayakta kaldık, diyerek beni odasına götürdü ve uzun uzun sohbet ettik. Tüm olanları ayrıldıktan sonra başıma gelen her şeyi anlattım.

-Way anam babam! Demek ki bir yarışma için Japonya'ya gidip orada güzel bi hatuna tutuldun, sonra çocuğun oldu diye kariyerine orada devam ettin. Karını kendi memleketinden ayırmak istemedin sonra öldüğünde dayanamayıp buraya kaçtın ha? O çok sevdiğin boksu bıraktın öyle mi?

-Evet...biraz öyle oldu.

-Aigoo...bir deri bir kemik kalmana şaşmamalı, dediğinde başımı sallayıp onu onayladım ve etrafı inceledim. Koca ekranda bir sürü kamera vardı.

-Bunların hepsini izliyor musun?

-Bakmıyorum bile formalite icabı buradalar.

-İzlesen iyi edersin, burada hiç iyi şeyler dönmüyor.

STRUGGLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin