10. KAZA

2.7K 155 21
                                    


Bana doğrultulan silahlara baktım. Cidden miydi? Ölüremezleri beni. Ben onlara lazımdım.

Yutkunarak ürkek gözlerle gri tişörtlü çocuğa baktım. Önce gözleri kısıldı, sonra ise o biçimli kaşları havalandı.

Onun burada ne işi vardı?

Aklıma gelen ilk şeyle birden onun kolundan kavrayarak ters çevirdim. O bu hareketimle şaşırarak inlesede fiziksel tepki de bulunmadı.

Arkasına geçip kolumu boynuna attım. Beli yay gibi gerilirken tedirgince ona baktım.

Cidden neden karşılık vermemişti?

Onlara döndüğümde gri tişörtlünün boynunu biraz sıktım.

"Yaklaşmayın yoksa ölür." Dedim o filmlerdeki repliği tekrar ederek.

Oktay abi silahını bıraktığında diğerleri de bıraktı. Bu hareketlerine şaşırsam da ses etmedim.

"Tamam küçük hanım. Sakin ol ve buraya gel."

Sen ne kadar zekisin öyle ya? Bu zeka sana fazla gelmiyor mu?

Ben Oktay abiye bakarken birden kolumdan çekilmesiyle afalladım.

Kahretsin! Bu defa o beni esir almıştı.

"Bırak." Dedim fısıldayarak.

Güldü. "Neden?" Dediğinde tam cevap verecektim ki omuzlarımdan tutuldum. Bu kişi Oktay abiden başka birisi değildi.

Beni diğer adamlarla beraber tuttuğunda onların kollarından kurtulmaya çalışıyordum.

"Yardım et." Dedim dişlerimin arasından tıslarcasına.

"Umrumda değil." Dedi ve omuzlarını silkti. Daha sonra gözlerini benden ayırarak Oktay abiye dikti. İki gözünü de uzunca kapatarak ona bir tepki verdi.

Neyi onaylamıştı?

Daha sonra arkasını dönerek buradan uzaklaşmaya başladığında şaşkın gözlerle hâlâ arkasından bakıyordum.

"İğrenç birisin!" Diye bağırdım arkasından. Duysa da cevap vermemişti.

"Hadi küçük hanım gidiyoruz." Dedi Oktay abi. Birden ayağımı havaya kaldırarak bacağına sert bir tekme savurdum. Ama onun yeri geniş olduğundan hemen kenara çekilerek bu hareketimden kurtulmuştu.

Beni iki adam tutuyordu. Bu fırsatı değerlendirebilirdim.

Sağ bacağımı hafif kırarak havaya kaldırdım fevri bir hareketle soldaki adamın sağ bacağına çelme takarak dengesini kaybetmesini sağladım.

Bir kaç saniyelik dengesini kaybettiğinde hızla ondan kolumu çekip sağıma ki adama tekme savurdum. Bu hareketimden kaçsa da bacağımı tutmayı başaramamıştı.

Tüm gücünü toplayarak koşmaya başladığımda koyu gri şapkam başımdan uçsa da bunu sorun etmeden soldaki sokağa döndüm.

Her ne kadar nefes nefese kalmış olsam da bu ana tekrar dönemezdim. Gitmem lazımdı.

Arkamdan adım sesleri gitgide yaklaşıyor, ama ben bir şey yapamıyordum.

Şans eseri önüme bir taksi geldiğinde hemen onu durdurup taksiye bindim. "Dümdüz ilerleyelim." Dedim nefes nefese. Adam dediğimi yapıp gaza bastığında Oktay abi beni bir adımda kaçırmıştı.

Nereye gideceğimi bilmediğimden adama 'buradan sağa, buradan sola, dümdüz.' Gibi konutlar yağdırıyordum.

Tabii ki de arkamızdan bir arabanın bizi takip ettiğini görmek uzun sürmemişti.

"Daha hızlı lütfen. Arkadaki aracın bize yetişmemesi lazım." Dediğimde adam ister istemez ürkmüşe benziyordu ama biraz daha gaza bastı.

Hayır, olmuyordu. Daha hızlı gidemiyordu!

Arkama bakarak arabayla aramızdaki mesafeye baktım. Bunu şimdi yapmam gerekiyordu. İşaret ve orta parmağımı birleştirerek adamın sırtına dayadım.

"Gaza bas ve arabayı sağa çek!" Dedim bağırarak. Adam derin derin nefesler alırken daha da gaza basarak hemen sağa çekti.

"İn."

"Ne?" Dedi orta yaşlı adam.

"İn dedim sana!" Diye bağırarak ona baktığımda hızla kemerini çıkararak açtığı kapıdan kendini dışarı attı.

O dışarı çıkar çıkmaz aramızdaki arabayı kontrol ettim. Aramızdaki mesafe fazlasıyla azdı!

Vakit kaybetmeden zorla şoför koltuğuna yerleştim. Hemen kapıyı kapatarak gaza bastım.

Dikiz aynasından arkamdaki arabaya baktığımda onları göremedim.

Kahretsin! Nereden çıkacaklardı?

Tam da tahmin ettiğim gibi tam karşıma son süratle bir araba geldiğinde ciğerlerime derin bir nefesi doldurarak ben de gazı kökledim.

Karşımdaki araba tam önümde yan bir şekilde durduğunda bunun yolumu kesmek için olduğunu çok geç anlamıştım.

Bir kaç kişi arabadan inerken ben hızla yolun genişliğine baktım. Tamam, yapabilirdim.

Pes etmeyerek arabayı sağa kırdım. Gaza bastığımda onların arabasını oynatan bu taksi o arabanın kaportasını her ne kadar mahvetse de bunu sorun etmeden yoluma devam ettim.

Hâlâ peşimdelerdi. Peşimi bırakmıyorlardı!

Hemen soldaki karanlık sokağa yöneldiğimde ayağımı gazdan çekmiyor, aracın önunde biri varsa çekilsin diye de bir taraftan da kornaya basıyordum.

Ben etrafımda insanlar var mı diye bakarken tabii ki de karşı tarafıma bakmamıştım.

Buranın çıkmaz bir sokak olduğunu anlasam da duvara aramda bir metrelik mesafe olduğundan frene basamamamış, araba sertçe savrulmuştu.

Dengemi koruyamayıp kafamı sertçe sol tarafımdaki cama çarptığımda cam tuzla buz olup yere serilirken geriye sadece kafamdan akan kanlar kalmıştı.

Gözümü zorla açtığımda son gördüğüm şey, arabadan çıkan dumanlardı.

Gözümü daha fazla açık tutamadığımda gözlerimi kapatır kapatmaz bilincim kapanmış, hissizleşmiştim.

Evet farkındayım biraz çerezlik bir bölüm oldu ama bence iyi de bir bölüm oldu :)

Her türlü desteklerinizi bekliyorum arkadaşlar. Gitmeden önce de şöyle bir vote ye basarsanız hiç fena olmaz :))

İnstagram hesabım

@ kumralyoncaa

Gt yapıyorum şuanda. Takip edebilirsiniz :))

~Kumral Yonca ♧

SIRMA SAÇLIM (Düzenleniyor...) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin